Balbay’ın günlükleri ve öteki Balbay’lar
Mustafa Balbay’ın medyaya düşen günlükleri, tam bir kepazelik. Meğer içimizde ne kadar çok Balbay varmış da haberimiz yokmuş.
Balbay tutuklandığında bazı –eski Marksist-gazeteci, yazar takımı hepimiz Balbay’ız diye nümayiş yapmış, Balbay’a sahip çıkmışlardı. Güya Balbay, muhalif bir gazeteci olduğu için tutuklanmış, basın özgürlüğü ayaklar altına alınmıştı.
Şimdi anlaşılıyor ki, Balbay gazetecilik dışında her işi yapmış.
Günlükler Türkiye’nin nasıl bir süreçten geçtiğini, nasıl büyük bir badire atlattığını gözler önüne seriyor. Balbay ve takım arkadaşları kurguladıkları darbeyi yapabilselermiş, bu ülkede din namına bir şey bırakmayacaklarmış.
Uğur Mumcu’nun çırağı Balbay’ın bu tip ilişkilere girmesi çok yadırgatıcı değil. Ne de olsa başlarında kıdemli darbeci ilhan ağabeyleri var. Ama bu milletin müthiş değer verdiği o askerlere ne demeli.
Öyle bir takım kurmuşlar ki, milli takım yanında Junyorler takımı gibi kalır.
Kalede, Levent Ersöz, geri dörtlüde, Özden Örnek, Fevzi Türkeri, Sinan Aygün, Mustafa Özbek, Orta sahada Erdal Şenel, İlhan Selçuk, Çetin Doğan, Forvette, Aytaç Yalman, Hurşit Tolon, İ.Halil Fırtına. Yedekler Mehmet İlhan, Anıl Çeçen, Rauf Denktaş, Amigolar, Mustafa Balbay, Emin Çölaşan, Fatih Hilmioğlu ve tabi, teknik direktör, Şener Eruygur. Son yılların, daha doğrusu son darbelerin en efsane takımı.
Yüz yılda bir ancak kurulabilecek böyle bir takım, Balbay’ın günlüklerine göre bir numara yüzünden hedefine varamamış. Bu bir numara Ergenekon’un bir numarası değil, TSK’nin bir numarası, yani genel Kurmay başkanı Hilmi Özkök.
Günlükleri okuyunca insanın yüzü kızarıyor, Eruygur’un Başbakan ve AKP’liler için kullandığı Köpekler tabiri, darbe yapar yapmaz İmam hatipleri, irtica yuvalarını basacak, 10-15 yıl kalacağız ifadeleri demokrasimizin nasıl bir tehlike atlattığını gösteriyor.
Bir dönemin kirli çamaşırlarını ıcığına cıcığına varıncaya kadara ortaya koyan bu günlüklerden sonra artık herhalde kimse Ergenekon davasına fasa fisodur diyemez. İşlenen ve hedeflenen suç ile ETÖ davasının çapı karşılaştırıldığında davanın çok sınırlı kaldığı, birçok ETÖ unsurunu dışarıda kaldığı görülecektir. Günlükler, Tuncay Güney’in, ETÖ’nün tüm unsurları çözülürse bazı kurumlar çöker tespitini doğruluyor. Balbay’la, ilhan Selçuk’la, Çölaşan’la halvete girmemiş askeri bürokrat kalmamış.
2003-2004 yılında nasıl bir darbe planlandığını anlamak için bu efsane takımın iyi analiz edilmesi gerekiyor, çoğu aynı mezhepten olan bu kişilerin tamamı din karşıtı, milli değerlerle kavgalı tiplerden oluşuyor. Dindar bir insan laik olabilir, ama din düşmanı asla laik olamaz. Günlüklerdeki laiklik gerekçesi, laiklik tehlikede olduğu için değil, darbeyi meşrulaştırmak içindir. Darbeci, darbeye nedensiz karar verir, kitleleri manipüle etmek için –yapay nedenler-ihdas eder. Bu ülkede laikliğe en büyük tehdit her zaman din düşmanlarından gelmiştir. Eruygur ve avenesinin de, en mümeyyiz vasfı budur. Gürak Paşa birkaç gün önce, Arınç’a cevap verirken TSK’nin dolaylı hedef alınmasından bahsetmişti. Bakalım Balbay’ın günlüklerinde kendi komutanını (Özkök’ü)aşağılayan bu –darbeci-takımının beyanlarına ne diyecek?