Şair-şiir ve siyaset
Bugün YSK’nın son anda vatandaşı zahmete sokmasını, yani vatandaşlık numarası kimliğinde olmayanlara oy verme yasağı getiren kararı hakkında yazacaktım...
Neden bu kadar gecikmeyle gelmişti karar?
Kanunda yeri olduğu doğru mu, yanlış mı, onu da bilmiyorduk... Bildiğimiz Cumhurbaşkanlığı seçiminde Sabih Kanadoğlu’nun tavsiye ettiği ve AYM’nin de kabullendiği 367 komedisiydi...
Acaba???
Yine bir Sabih Kanadoğlu yönlendirmesi mi var diye düşündüm, bu hususta yazacaktım, vazgeçtim...
Liderlerin şiirli mitinglerini yazmak daha iyi diye düşündüm...
Şunu hemen belirteyim:
Siyasetçiden asla şair olmaz...
İyi ve akıllı bir şair ise katiyen siyasetçilik oyununa girmez...
Yıllar önceydi...
Bir sabah telefonum çaldı. Tanımadığım bir kişi duymadığım bir dörtlük okudu ve “bu dörtlük size mi ait” sorusunu sordu...
Hayır, ne bana aittir, ne de duydum bu dörtlüğü diye cevap verdim...
Daha sonra anlaşıldı ki, İstanbul Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan o şiiri okumuş, bence hiçbir mahzuru bulunmamasına rağmen, işgüzar veya karşı görüşlü bir savcı dava açmış...
Tayyip Erdoğan’a hapis cezası verildi bir dörtlük okuduğundan dolayı.
Ne gariptir ki verilen ceza siyasette yükselmesine vesile oldu...
Şu son günlerde bakıyorum da yine bir şiir okuma furyası başlatılmış bulunuyor...
Erdoğan bu işin bayağı acemisi...
Kahramanmaraş’ta kürsüden takdim ettiği müteveffa şairleri isim isim saydı... Kahramanmaraşlı dediği şairlerden sadece bir tanesi doğru idi... Diğerleri başka illerde doğmuş, büyümüş şairlerdi...
Bu kadar yanlışlığın padişah pehlivanlarında da görüleceği düşüncesiyle gülüp geçtim...
Şairler karıştırıldığı gibi, şiirler de karıştırılıyordu maalesef...
Ben hep şairlere acıdım... Hele hele zavallılığa düşürüldükleri halde iftihar eden şairlere...
Belediyeler şairleri celbeder, şiir geceleri yaparlar...
Gerçekte ise, belediye şairleri kullanır, kendi reklamlarını yaptırırlar...
Bana gücenseler de belediye şiir günlerine katılan şairlere acırım, neden bu derekeye düştüklerini düşünürüm hep...
Galiba şiir, istismar edilecek önemli bir damar...
Şairlerimiz davetiyeyi alınca sevinçten sokağa fırlarlar muhtemelen.
Sonu?
Hiç... Ne şaire, ne şiire, ne de edebiyatımıza bir faydası olur...
Solcu belediyelerimizin “kültür hareketi” diye takdim ettikleri “devrim, evrim” yağlama, yıkama, yemleme, demleme etkinlikleri sürer gider...
Bir solcu belediyenin düzenlediği etkinlik gecesinde çağrılan sanatçıların ağırlığından fazla içki tüketilir...
Şairler, türkücüler, çalgıcılar vatandaş kesesinden ihya edilirler... Tabii gösterilen masrafın içinde yetkililerin de hissesi vardır...
CHP bu işlerin ustasıdır...
Ayrıca, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da şiirin üstüne atıldı...
Başbakan Erdoğan’a şiirle gönderme yaparken edep sınırlarını hiçe saydığını dinlemiş olmalısınız...
Baykal şiirden anlar mı?
Güldürmeyin adamı!..
Baykal kim, şiir kim, edebiyat kim?
O sadece Erdoğan’a nazire yapmaya kalkışıyor...
Solun en gözde siyasetçisi, adı şair olarak anılan Bülent Ecevit bile 22. sınıf şairlikten kurtulamadı... Ahım-şahım bir şiiri var mı hatırınızda kalan?
Devlet Bahçeli ne duruyor ki?
Konuşacağına şiir okusun... Şiirin kafasını-gözünü yararmış olsun... Zaten siyasetin de ağzı-burnu hoşafa çevrilmedi mi?
Bence herkes acele etmeli... Bakarsınız onursal Sabih şiire de kriter getirir... Ne bileyim, şu kadar harf, şu kadar hece olmazsa şiir şiir diye kabul edilmez diyebilir...
Başkası namına fotoğraf çektiren
Hanımının yüzüne sakal ektiren
En büyük siyasetçidir arkadaşlar
Hele de her yerde palavra döktüren.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.