Özgen Paşa’nın anlattıkları ve PKK’nın silah bırakması
Necati Özgen, önceki gün CNN Türk’te Şırnak baskınını anlattı. Dönemin Asayiş komutanından 90’lı yıllarda bölgede yaşananları bir defa daha dinleme imkânı bulduk.
Özgen, Şırnak baskınını anlatırken Türkiye’nin nasıl büyük bir tehlike atlattığını gözler önüne serdi.
Bu tip olayları sık, sık hatırlamak ve hatırlatmakta fayda var.
Zira daha hala PKK ihanet örgütünün yaptıklarını masum göstermeye, bütün sorumluluğu resmi kurumlara yıkmaya çalışan etkin bir lobi var.
Asit kuyularında ele geçirilen kemikler bu çevreler için iyi bir malzeme oldu. Sanki evet PKK suç işledi ama bu eylemler boşuna değildi, şu, şu yanlışların neticesiydi gibi bir hava estirilmek isteniyor. Bunun sebebi de basit; Nisan ayında Erbil’de Kürt Konferansı toplanacak. Muhtemelen PKK silah bırakacak. Örgütün onurunu! Kurtarmak için bu karar, bütün Kürtlerin ortak kararı gibi lanse edilecek. Karşılığında bir genel af çıkarılarak örgüt militanlarının hayata dönmesi sağlanacak. İşte asit kuyularında yapılan kazıları biraz da bu kontekste ele almakta fayda var.
Sistemli bir şekilde, vatandaşın gazı alınıyor. Bölücü örgüte karşı muhtemel tepkilerin şimdiden gevşetilmesi temin edilmeye çalışılıyor.
Bir nevi alıştırma yani.
PKK terör örgütü silahı bırakır mı bırakmaz mı bunu zaman gösterecek.
Ama hazırlıklar bırakacakmış gibi yapılıyor.
Bunu iktidara yakın gazetecilerin tavırlarından anlamak mümkün. Bir kaç gün önce, Hakan Albayrak, HaberTürk’te Apo’nun gerekirse İtalya gibi bir ülkeye gönderilebileceğini, bunların düşünülmesi gerektiğini söyledi.
PKK’nın silah bırakmasına kimsenin itirazı olamaz. Ancak bunun şarta bağlı olarak yapılması, binlerce vatan çocuğunun ölümüne sebep olmuş bir örgüt liderinin serbest bırakılmasının konuşulması insanı rahatsız ediyor. Bir ülke bu kadar omurgasız olmamalı. Üstelik böyle bir uygulama yenilgi olarak anlaşılır. Devlet yönetiminde esas olan problem çözmektir. Tamam, problemlerimizi çözelim. Ama kendimizi istiskal ederek, insanımızın başını eğerek yapılan hiçbir çözüm, çözüm değildir.
Özgen paşa, Şırnak baskınında tugayın nasıl delik deşik edildiğini, şehrin nasıl kuşatıldığını, milli egemenliğin nasıl bıçak sırtından döndüğünü uzun, uzun anlattı. Şimdi biz, içimiz sızlamadan Apo’ya varıncaya kadar bu ihanetin tüm sorumlularının bırakılabileceğini rahatlıkla konuşabiliyoruz. PKK’nın silah bırakması karşılığında her türlü tavizin verilebileceğini söyleyebiliyoruz. Bunun teslim bayrağı çekmek olduğunu, PKK’nın her şartına evet demenin bir tür yenilgi olduğunu anlayamıyoruz. Her meselede olduğu gibi bu meselede de ifratla tefrit arasında gidip geliyoruz. Ve maalesef bu doğuştan mağlup aydınlar yüzünden hiçbir problemimizi sağlıklı bir şekilde çözemiyoruz. PKK silah bırakmamalı, ona silah bıraktırılmalıdır. Bir af çıkacaksa bu PKK ve yandaşları istediği için değil, Türk milleti muvafakat verdiği zaman olmalıdır. Aksi takdirde teslim olan PKK değil, biz oluruz.