Bediüzzaman ve ekonomik kriz
“İktisat Risâlesi”ni örnek alan krize kapılmaz
Gündem siyasete kilitlenmişken, Risâle-i Nur Enstitüsü ‘küresel kriz’le ilgili önemli bir toplantıya ev sahipliği yaptı. “Küresel Kriz ve Said Nursî’nin İktisat Görüşü” konulu Risâle-i Nur Kongresi, iki gün boyunca yaptığı çalışmaların sonuç bilgilerini Pazar günü kamuoyu ile paylaştı.
İki günü kapsayan kongrenin ilk gününde, oluşturulan 5 masa etrafında bir araya gelen yaklaşık 60 kişi, yaşanan ekonomik krize Risâle-i Nur’dan çareler aradı. Bir yandan daha önce hazırlanan ‘tebliğ’ler tartışılırken, bir yandan da ‘çare’ler arandı. Neticede Risâle-i Nur eserlerinden istifade ile ortaya konulan ‘çare’ler, birer sonuç bildirisi ile birlikte maddeler halinde kamuoyu ile paylaşıldı.
Masa çalışmalarına katılanlardan biri olarak şunu gönül huzuruyla söylemek mümkün: Yaşanan ekonomik krizin ‘çare’si Risâle-i Nur eserlerinde var. Zaten, kamuoyu ile paylaşılan ‘bilgi’lerde bu açıkça görülüyor.
Elbette krizin ‘çare’lerini tesbit edip, bir yana bırakmakla krizden çıkamayız. Fert olarak, ortaya konulan bu çareleri yaşamak durumundayız. Aksi tavır, bilinen çarelerin ‘kâğıt üstünde’ kalması anlamına gelir.
Beş ayrı masanın çalışması sonucu tesbit edilen ‘sonuç bildirileri’nin sunulduğu ve ayrıca bir panelin de düzenlendiği Pazar günkü toplantı da istifadeli oldu. Konuşmacılar kendi pencerelerinden Risâle-i Nur’un krize karşı sunduğu çareleri anlattılar.
Hakikaten Risâle-i Nur, sadece ekonomik krizlere değil, sosyal ve siyasî krizlere de çareler sunuyor. Faizin sebep olduğu yıkım, zekâtın yaygınlaştırılması gerektiği, çalışma ve alınterinin önemi, yardımlaşmanın gerektiği, ‘fıtrat’a göre şekillenen bir hayat tarzı gibi konularda yapılan tahşidatlar, vurgular çok önemli. Meselâ, zekât konusundaki ikâzda, özetle “Zenginler zekâtlarının zekâtlarını verse fakirlik sona erer” tesbitine kadar da anlamlı ve orijinal. Son yıllarda Batı dünyası da; sorumsuz ve sadece kendini düşünen ‘zengin’leri, zenginlikleri sorgulamıyor mu?
İstanbul Harbiye’deki Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayında yapılan panele dinleyici olarak katılan Hekimoğlu İsmail (Ömer Okçu) ağabey de çıkışta çok önemli bir tesbit yaptı. Düzenlenen panelin konu ve zamanlamasının çok isabetli olduğunu hatırlatan İsmail ağabey, “Krizden nasıl çıkarız?” anlamındaki bir soruyu da “İktisat Risâlesi’ni örnek alarak yaşayan, hiçbir krize kapılmaz, rahatça yaşar” dedi. Kendisinin bütün ‘bilgi’sinin Risâle-i Nur’dan olduğunu da ifade eden Hekimoğlu İsmail Ağabey, herkesi bu eserleri okumaya davet etti.
Gerçekten de hacimce ‘küçük bir risâle’ mahiyetinde olan “İktisat Risâlesi,” mânâ itibarıyla tam bir derya. Bu risâlede anlatılan ‘kapıcı hükmündeki dil’ mevzûu bile, tek başına, israf eden ile iktisatlı yaşayan insanların farkını çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor.
Manevî bir buhran geçiren insanlık, çarenin Risâle-i Nur’da olduğunu görecek. Ümidimiz ve temennimiz bu gerçeğin görülmesinin gecikmemesi ve pahalıya mâl olmaması... Bunun için de ‘muhabbet fedaileri’ne çok iş düşüyor...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.