Hasan Karakaya

Hasan Karakaya

Seçimin yorumu... Hizmete değil, ideolojiye oy!

Seçimin yorumu... Hizmete değil, ideolojiye oy!

Haftalardır, hatta aylardır, “seçim, seçim” dedik, işte sonunda seçimi de yaptık... “Ak saç, kara saç” düştü önümüze... Bundan sonraki “değerlendirme”leri, ilk etapta “parti kurmayları” yapacak ve elbette “sandığın mesajı”nı okumaya çalışacaklar... Ama görüyoruz ki; “siyaset uzmanları” ve “gazeteciler” de boş durmuyor... Hemen herkes “gazete köşeleri”nden ve çıktıkları “televizyon ekranları”ndan ahkâm kesmeye devam ediyor... Tabiî, “gazete manşetleri” de; “seçimin fotoğrafı”nı yansıtmaktan ziyade, “niyetleri açığa çıkarmak”tan başka bir anlam taşımıyor.
Herhalde görmüş olmalısınız; “kartel gazeteleri”nin manşetleri; “AK Parti’ye ihtar!.. Seçmenden uyarı!.. Hükümete sarı kart” başlıklarıyla dolu... “Sarı kart” başlıklarını öyle bir “orgazm” haliyle, öyle “at nalı” büyüklüğünde hurufatla vermişler ki; gören de, AK Parti’ye “kırmızı kart” verildiğini sanacak...

AK PARTİ’NİN KAYBI VAR MI?
İşin doğrusu, “bu başlıkları atmaya” mecburlar... “Hükümet’in kan kaybettiği, inişe geçtiği” şeklinde bir imaj oluşturmalılar ki; hükümet “Aydın Doğan’a kesilen vergi cezası”yla ve “Ergenekon Terör Örgütü”yle uğraşamasın!..
Oysa, açık ve net söylüyorum ki, ortada bir “kan kaybı” yok... AK Parti’nin 2004 seçimlerinde aldığı “yüzde 42”lik oy, “yüzde 39”a gerilemiş... Yani, “3 puanlık bir kayıp” sözkonusu...
Peki, bu “kayıp oy”lar nereye gitmiş?.. Gittiği yer belli: SP’nin oy oranı 4.1’den, 5.2’ye yükselmiş... Peki, SP nereden aldı bu “1.1’lik oy artışı”nı?.. MHP’den mi, CHP’den mi?.. Elbette hayır... Bu oylar, AK Parti’den gitti..
Bir de, “Muhsin Başkana vefa” olarak Sivas’ta BBP’ye verilen oylar var ki, onun da AK Parti’den gittiğini görmemek için kör olmak gerekir...
Demek oluyor ki; AK Parti’nin oylarında “kayıp” yok... Bir “yer değiştirme” var...
“Karteloz”lar ve “Cadaloz”lar ne derse desin, sonucu böyle okumak gerekir...

DEMEK Kİ HİZMET İSTEMİYORLAR
Bunu böylece ifade ettikten sonra; gelelim “madalyonun öteki yüzü”ne:
“Seçmenin iradesi”ne elbette saygılıyım ama, dikkatimi çeken bir hususu sizlerle paylaşmadan da geçemedim...
Benim gördüğüm şu: Önceki günkü seçimlerde “hizmet” ve “proje”lerden ziyade “ideolojik görüş”ler öne çıktı.
Sorarım size;
CHP’li Başkan Aziz Kocaoğlu, İzmirlilere “arsenikli su” içirmekten başka ne yaptı ki, seçimi yine kazandı?..
DSP’li Yılmaz Büyükerşen, Eskişehir’e ne kazandırdı?..
“Yamyamlar savaşı” ile gündeme gelen Çankaya’ya hangi hizmet götürüldü ki, yeniden CHP kazandı?..
Ya Antalya’ya ne demeli?..
Başbakan Tayyip Erdoğan, “tam 28 defa” gitti Antalya’ya...
Deniz Baykal gibi “denizde yüzmek” için değil, “açılış kurdelası” kesmek için.
O kadar “tesis”e rağmen ne yaptı “Antalyalı”lar?.. AK Parti adayı Menderes Türel yerine, gittiler CHP adayı Mustafa Akaydın’a oy verdiler!.. Söyleyin Allah aşkına, “militanca laiklik gösterileri”nden başka, bu ülkeye ne kazandırmıştır Mustafa Akaydın?..
Sadece Antalya değil, Diyarbakır’da da “hizmet” değil, “ideoloji” öne çıktı..
Düşünebiliyor musunuz;
Güneydoğu’da işlenen “faili meçhul cinayetler” bu dönemde araştırılmaya başlandı... Cesetlerin atıldığı “asit kuyuları” bu dönemde açıldı... “TRT Şeş” bu dönemde yayına başladı... Bölgeye “hizmet”ler bu dönemde götürüldü...
Ama ne oldu?..
CHP’li seçmenin “laikçilik” tutkusu nasıl oylarını etkilemişse, Güneydoğu’da da maalesef “etnik milliyetçilik” ağır bastı ve Osman Baydemir yeniden seçildi...
Demek oluyor ki;
“CHP’liler”in ve “DTP’liler”in yoğun olduğu bölgelere “hizmet” götürmeye hiç gerek yok... Buralarda, bol bol “nutuk” atacaksın, bol bol “heykel” dikip, “poster” asacaksın ki, karınları doysun!

ADAY TERCİHİNDE YANLIŞLIK MI YAPILDI?
Diyeceksiniz ki;
“AK Parti’nin hiç mi hatası yok?”
Olmaz mı?.. Elbette AK Parti’nin de hataları var... Her şeyden önce; elbette “seçmen”e göre “aday tercihleri”nde yanlışlıklar yapıldı... Tabiî, buna “yanlışlık” da denilebilir, “prensip” meselesi de...
Tayyip Bey; Şanlıurfa’da Ahmet Fakıbaba’nın, Adana’da Aytaç Durak’ın adaylığına “özellikle karşı çıktı” ki, herhalde bir sebebi vardır... Eğer onları aday göstermiş olsaydı, bugün Şanlıurfa da, Adana da AK Parti’nindi!..
Bu tercihe, “kendi topuğuna kurşun sıkmak” olarak bakılabilir... Ne var ki; Tayyip Bey’in; “kaybetme pahasına” böyle bir tercih yaptığını da gözardı etmemek gerekir...
Şu da bir gerçek ki;
“Yanlış aday tercihi iddiaları”na, “kartel gazeteleri”ne, “Ergenekon Terör Örgütü’nün sinsi çalışmaları”na, “ABD kaynaklı global kriz”e, faturası Hükümet’e kesilen “müessif kaza”ya ve “iktidardaki parti yıpranır” inancına rağmen; AK Parti “yüzde 39 oy” almıştır ki, bu tablo “başarı”dır!..
Evet, başarıdır; çünkü CHP ve MHP’nin oylarının toplamı, ancak “bir AK Parti’ etmektedir!..

CHP VE MHP’NİN İŞBİRLİĞİ!
Seçim gecesi kameraların önüne geçen Tayyip Bey ne diyordu;
“Milletimizin hür iradesiyle bir kez daha sandığa gittik ve irade tecelli etti. Özellikle altını çizmek istediğim husus, seçimin rakamsal sonucu ne olursa olsun kazanan milletimizin asıl iradesi, demokrasi, Türk siyaseti olmuştur.
AKP kurulduğu andan itibaren milli iradeye, milletimizin tercihlerine saygılı olmuştur.
Biz her seçimin, halkın iradesini doğrudan yansıtan bir mesaj olduğunu biliyoruz. Bu mesajı doğru okumaya çalışıyoruz. Milletimizin verdiği mesajı doğru okumaya, anlamaya, dersler çıkarmaya özen gösteriyoruz. Seçimin sonucundan da tabii ki mesajımızı alacak, bundan sonraki süreçte de dersimizi farklı bir şekilde çalışmaya devam edeceğiz.”
Gerek Tayyip Bey, gerek AK Parti kurmayları “milletin mesajı”nı alıp “ders çalışmaya” başlarlarken; karşılarında nasıl bir “güç” ve nasıl bir “blok” olduğunu da iyi görmelidirler!..
Bu bloğu, “salt CHP ve MHP” olarak görmemek lâzım... Bu bloğun arkasında “Ergenekon Terör Örgütü stratejistleri”nin bulunduğunu tahmin ediyorum...
Peki, bu “blok” nasıl oluştu ve nerede nasıl hareket etti?..
Bülent Arınç beyin şu tesbiti ilginç:
“Hangi ilde AK Parti’nin karşısında hangi parti güçlüyse ona diğer partiler destek verdiler... Bu çok açık bir çalışmaydı. Bunu biz biliyorduk.
Mesela Balıkesir’de, İzmir’de ve Manisa’da... Bakıyorsunuz İzmir’de CHP güçlü, MHP adeta sıfırlaşmış, buharlaşmış, yüzde 4 oyu var.
İstanbul’da 15 milyonluk şehirde MHP’nin sadece yüzde 4 oyu var. Demek ki CHP’ye MHP tabanından büyük bir destek var.
Diğer partiler de bu mesajı almış görünüyor. Ege’de, İç Ege’de, Akdeniz Bölgesi’nde CHP’nin güçlü olduğu yerlerde CHP, MHP’nin güçlü olduğu yerlerde de MHP desteklendi. Biz burada karşımızda tam bir blok görüyoruz. Bu blok içerisinde MHP, Anavatan Partisi, Demokrat Parti ve CHP var.”

SEÇİME GÖLGE DÜŞÜRME ÇABALARI
Bütün bunlar elbette önemli... Ama, “CHP zihniyeti”ni göstermesi açısından, önceki gece hepinizin şahit olduğu “şirretlik ve seçime şaibe bulaştırma çabası”na değinmeden geçemeyeceğim...
Biliyorsunuz, ilk olarak CHP’li Gürsel Tekin çıktı ekranlara... Suratından “öfke” fışkırıyordu ama, ağzından dökülen cümle şuydu:
“Oyların yüzde 87’si şu anda elimizde... Buna göre bizim oyumuz yüzde 41.57, AK Parti’nin oyu ise 40.09’dur. İstanbul’da seçimi 2 puan farkla biz kazandık!”
Bu ne biçim “sevinç gösterisi”ydi ki, suratından “öfke ve hınç” fışkırıyordu!..
Tekin’in niye “öfke ve hırs küpü” olduğu sonradan anlaşıldı...
Seçimi kaybetmişlerdi...
İstanbul’da Kadir Topbaş’ın, Ankara’da Melih Gökçek’in kazandıkları kesinleşince, bu defa da; yok “elektrikler kesildi”ydi, yok “bilgisayarlar çöktü”ydü gibi “ajitasyon”lara başladılar ki, amaçları “seçime gölge düşürmek”ti!..
Ama başaramadılar!..
Tıpkı, “Baron”ların ve “kartel medyası”nın da başaramadığı gibi!..
Kim ne derse desin;
AK Parti “başarılı”dır!..
Asıl “başarısız” olan CHP’dir ki; bir türlü “sahil”lerden çıkıp, “içeriler”e gelememiştir!..
Ben bunu bilir, bunu söylerim!..
===========
İki hafta süreyle yokum
Bugün, Allah (c.c.) nasip ederse, “150 Vakit okuru” ve “Vakit ailesinden dostlar”la birlikte “Mukaddes Topraklar”a doğru uçacağız... Kafilemizde Sibel Eraslan bacım, Engin Noyan ve Nuri Karahasanoğlu kardeşlerim de olacak...
İnşaallah Mekke’de “Beytullah”a yüz sürecek, Medine’de “Peygamberimiz (sav)’in kabri”ni ziyaret edeceğiz.
Bu yolculuğumuzun “iki hafta” kadar süreceğini sanıyorum... Bu süre içinde sizlerden ayrı kalacak ama “mukaddes topraklar”da olacağım... Dolayısıyla, 2 hafta süreyle yazı yazamayacağım...
Göstereceğiniz anlayıştan dolayı şimdiden hepinize teşekkür ediyor, iki hafta sonra buluşmak üzere, hepinize “Allahaısmarladık” diyorum... Tabiî, haklarınızı da helâl etmenizi istirham ediyorum.
Oralarda sizleri de unutmayacak, tüm “Ümmet-i Muhammed” gibi, “Vakit ailesi”nin fertleri için de dua edeceğim...
Tekrar Allahaısmarladık... 2 hafta sonra buluşmak üzere...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Karakaya Arşivi