Su savaşının ayak sesleri
Su sorununa küresel ölçekte çözüm bulmak için toplanan 5. Dünya Su Forumu, suyun stratejik önemini küresel gündemin ilk sıralarına taşıdı. Su, bütün canlılar için temel hayat kaynağıdır. İkamesi olmaması, suya stratejik bir önem kazandırıyor. Su kaynaklarının kullanımına ilişkin siyasal ve ekonomik planlamalardan anlaşılıyor ki; önümüzdeki yıllarda su her anlamda gündemin ilk sıralarında kalacak. Suyun gündeme oturacağı en önemli husus da, su savaşları meselesi olacağa benziyor.
Su savaşları denince ilk akla gelen bölge, Türkiye’nin de yer aldığı Ortadoğu. Bu bölge, geçmişte pek çok su kaynaklı çatışmaya sahne oldu. Tarihi kaynaklar açıkça dile getirmese bile Ortadoğu’daki çatışma gündeminin gizli gündem maddesi “su” olmuştur. Çünkü dünya nüfusunun yüzde beşi burada ve dünya su kaynaklarının yüzde biriyle idare ediyor. Su sıkıntısı çeken 29 ülkeden 13’ü yine bu bölgede. En fazla su sorunu yaşayan ülkeler Filistin, Ürdün ve İsrail. İsrail, 1948’de kurulduğunda, devletin sınırları suya göre belirlenmişti. Bu çevreleme, komşu Arap devletlerin ölümü demekti. İsrail’e karşı Filistin Kurtuluş Örgütü’nün desteklenmesi Arap ülkelerinin Filistin davasına duydukları düşkünlüğün değil, su endişelerinin sonucuydu. Ürdün Nehri bölgedeki en sorunlu su kaynağıdır. 1967 savaşı, işte bu nehrin sularının saptırılmak istenmesi üzerine çıktı. İsrail’in Golan tepelerinden çekilmek istememesinin temel nedenlerinden biri de su. Çünkü İsrail’in temiz su ihtiyacının neredeyse yarısı bu bölgeden elde ediliyor. Hatta strateji uzmanlarına göre, Irak Savaşı petrol gibi suyun paylaşımının yeniden yapılandırılması ve İsrail’e aktarılması için yeni imkanlar oluşturulması maksadıyla planlandı. Aslında su savaşları insanlık tarihi kadar eski bir çatışma. İki Sümer kent devleti Lagash ve Umma arasında 4.500 yıl önce sulamada kullanılacak suların paylaşımından çıkan çatışma su savaşları tarihine ilişkin hatırlanan en eski çatışma. Su konusu, uluslararası literatürde bile kendine yer edinmiş. İngilizcedeki rival (karşıt) sözcüğü Latince’deki aynı ırmağı paylaşanlar anlamı taşıyan “rivalis” sözcüğünden geliyor. Bütün medeniyetler suyun çevresinde kurulmuş. Roma imparatorluğunun en başarılı olduğu konulardan biri çok yaygın ve kolay ulaşılabilen bir su ağı kurmuş olması. Osmanlı döneminde halka açık çeşmeler yapılmış.
Birleşmiş Milletler suya erişimin bir insan hakkı olduğunu 2002’de kabul etti. Bu hak artık Anayasa’da yer almalı. Belçika gibi bazı ülkeler her insanın yaşayabilecek oranda suya sahip olmasını anayasal garanti altına aldı. Ancak, su hakkı uygulamaya ve yasalara yansımıyor. Ekonomik, sosyal, çevre değerleri birlikte hesaba katılmıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.