Serdar Arseven

Serdar Arseven

“Örtülü” Türkan... “Bir Bilen” Süleyman!..

“Örtülü” Türkan... “Bir Bilen” Süleyman!..

Son Ergenekon operasyonundan gözüme takılanlar...
Öncelikle; şu satış meselesine geleyim:
Bilmem fark ettiniz mi;
Kameraların karşısına “rahatsızlığından dolayı” başörtüsüyle çıkmak durumunda kalan Çağdaş Yaşam Başkanı Türkan Saylan, Cumhuriyet mitinglerinin İzmir ayağında konuşturulmadığını öne sürdü.
Niçin konuşturmamışlar?..
Onu da ‘özetle’ şöyle anlattı:
“ ‘Ben, o süreçte darbeden de, şeriattan da yana olamayız!’ diyordum. Bu hayali (darbe hayalini) kuranlar olabilir ama herkes aynı değil. (Ben onlardan değilim!) Bundan dolayı da İzmir'de beni konuşturmadılar!..”
Ve bir de akşam saatlerinde çıktı ekrana Türkan Saylan;
“Cumhuriyet mitinglerini” birlikte tertipledikleri adamlardan, kadınlardan bir bölümünü “ırkçılıkla” suçladı...
O onlar gibi değilmiş; öbürleri sertmiş, radikalmiş, ırkçıymış, darbeden yanaymış...
Kendileri ise darbelere karşıymış!..
Aralarında böyle bir fark varmış!..
O masummuş, diğerleri suçlu olabilirmiş!..
Gördünüz mü; Katolik Lili Mina Raiman'ın kızı nasıl da sattı dâvâ arkadaşlarını!..
Bir yandan; “Tezkerenin geçmesine karşı çıktığım için bana kızıyorlardı zaten” zırvasıyla “tabanına” mesaj gönderirken, diğer yandan da Ergenekon operasyonunu yürüten ekibe;
“Beni diğerleriyle aynı kefeye koymayın!.. Benden Ergenekoncular da rahatsız olmuştu” selâmını çakıyor!..

Saylan'a;
“Çocuklarımızın namaz kılmasını değil, bale yapmasını istiyoruz!” dediği için hayli içerlemiştik.
Hazret-i Peygamber'in isminden duyduğu rahatsızlığı dışa vuruşunu, “misyonerlik faaliyetlerine destek verişini” vesaire haberleştirmiştik...
Şimdi ise;
“Yanlış” yapmışız diyoruz resmen;
“O kadar da ciddiye almaya değmez”miş!..
DEMİREL VE ERGENEKON!..
Türkan Saylan'ı bırakalım...
Ve son Ergenekon operasyonunda gözaltına alınan Başkent Üniversitesi Rektörü Mehmet Haberal'a destek veren Süleyman Demirel'e gelelim..
Eski Cumhurbaşkanı Demirel, ETÖ'nün şimdiye kadar deşifre olan elebaşılarına açık destek vermekten kaçınıyor; “Ergenekon bugün henüz daha ne olduğu, ne yaptığı, neyi yapmak istediği, yapmak istediği şeyi nasıl yapacağı konusunda net olmayan bir imaja sahip bir olaydır” türünden saçmasapan laflarla meseleyi cıvıtmaya çalışıyordu...
Süreç içinde “Demirel Ergenekon'un neresinde?” sorusu sıkça gündeme getirildi.
Hatta, darbe günlüklerinin bazı bölümleri sonradan ortaya çıkartıldı; Demirel'in darbeci ekibe akıl hocalığı yaptığını gösteren bölümler!..

Demirel bunu kabul etmemişse de...
Bu reddedişi, “Loca kaydını da inkâr etmişti”ye yoruldu!..
Efendim, iddiaya göre;
Demirel darbecilere bir “mutemet” aracılığı ile “Kıbrıs'ta en iyi yol çözümsüzlüktür” mesajını göndermiş!.. (*)
Yine o dönemin muvazzaf darbecilerine, “Üniversitelerin ve basının desteğini alın!..” aklını vermiş.
Ve hatta;
“ABD sever” ya;
“Esas tavsiyesini” de şu ifadelerle dile getirmiş:
“Askerler tezkerede hata yaptılar ve 50 yıllık dostumuz ABD'yi reddettiler. Dolayısıyla bugüne kadar arkalarında olan (???) Pentagon desteğini kaybettiler. Tersine bu adamlar (AK Partililer) ABD ve AB 'yi arkalarına alarak istediklerini yapmaya başladılar. ABD ile soğumuş olan ilişkilerin en kısa zamanda düzeltilmesi gerekir!..”
Evet...
Demirel; AK Parti'yi devirmek için “modası geçmiş” darbeler planlayan adamcağızlardan bin kat uyanık;
ABD'ye “yamuk” yapanın iflah olmayacağını belirtiyor ve “AK Parti ABD'ye ne verdiyse siz iki mislini vereceksiniz”e getiriyor!..
Bu noktada üzerinde durmak istediğim mesele;
Demirel'in “Ergenekon'un gerçek yüzünü gösterdiği 28 Şubat sürecindeki rolünü” çok iyi biliyoruz!..
Cumhurbaşkanlığı sürecinde, Ergenekon'un ağır topları olarak öne çıkan birtakım bürokratları nasıl himaye ettiğini ve tekrar tekrar göreve atadığı da ortada!..
Ergenekon süreci ele alınacaksa, bu “Demirel”siz olamaz!..
Bu, “Demirel Ergenekon mensubudur” anlamına gelmiyor elbette!..
Lâkin,
Türkiye'nin yarım yüzyılının kritik ilişkilerinde ve bilhassa da Ergenekon'un “postmodern darbeyi gerçekleştirdiği” o dönemde büyük ağırlığı bulunan Demirel'in “hiçbir şey bilmiyor olması” mümkün mü?..
Ergenekon faaliyetlerinin, Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül'den birinin Cumhurbaşkanı olmasının engellenmek istendiği günlerde yoğunlaştığı biliniyor...
Demirel'in bu süreçteki açıklamalarına bakmak ve ilişkilerini takip etmek de önemli...
Bu “tarihi” devlet adamının, ETÖ soruşturması çerçevesinde gözaltına alınan Mehmet Haberal'a, “İstanbul'a sevki esnasında” destek vermek için “Esenboğa Havalimanı”na kadar gelmiş olmasının anlamını düşünüyordum ki;
Emniyet İstihbarat eski Daire Başkanı Bülent Orakoğlu'nun “Soruşturma Parlamentoya da uzanır” şeklindeki değerlendirmesi gözüme takıldı.
Aradım kendisini; “Peki Demirel'e de uzanabilir mi?” diye sordum.
Gülerek; “Haberal'a gidişine takıldın galiba... Belki vefasından dolayı gitmiştir” dedi ve ekledi:
“Demirel daha çok 28 Şubat süreciyle ilgili!.. 28 Şubatçıların esas isimlerine henüz bir şey olmadı biliyorsunuz!..”

Evet, 28 Şubat işlerinde başı çekenlere şimdilik dokunulmadı, mesela Çevik Bir'in “bağlantıları- ilişkileri” neydi?..
Ve tabiî Demirel'in!..

Şöyle veya böyle, Cumhurbaşkanlığı yapmış bir ismin Ergenekon'la birlikte anılmasını istemiyorsam da...
Demirel'in “Ergenekon Terör Örgütü”nün arka planının tamamen aydınlatılmasına katkıda bulunamayacak bir isim olduğu” söylenebilir mi?..
Ne biliyorsa paylaşsın devletiyle!..
DARBECİ REKTÖRLER VE ONUR MESELESİ!..
Mazlumun ahı, devirir şahı!..
Binlerce öğrencinin eğitim hakkını gasp eden Rektörler, şimdi teker teker “gidiyor”lar!..
Hani yukarıda, darbecilere “üniversiteleri, basını ve ABD'yi arkanıza alın!” yollu tavsiyelerde bulunulduğuna dair “iddialar”dan bahsetmiştik ya...
Dün gözaltına alınanlar arasında, bu operasyonun üniversite ayağını oluşturan “rektörlerden” bir bölümü de vardı.
Bu takım, “tavsiyelere” uygun bir şekilde “darbeye” destek vermişti...
Adamlar hükümeti de şu açıklamayla tehdit etmişti:
“Ya onurlu bir şekilde hükümetten istifa edin, ya da onursuz bir şekilde indirilmeyi bekleyin!”
Bu adamlara baktık...
Dün giderken;
“Atatürk ilkelerine sahip çıktığımız için bu hallere düşürüldük” filan demekteydiler!...
Usullerince seslenmek gerekirse:
“Ya onurlu bir şekilde darbe girişiminde bulunduğunuzu ama başarılı olamadığınızı itiraf edin, ya da onursuz bir şekilde hakkınızdaki hükmü bekleyin!..”
YARIN: ERGENEKON’UN PARA KAYNAKLARI
Yerim el vermediğinden, Ergenekon'un para kaynaklarına ilişkin çok önemli bir “ayrıntıya” bugünkü yazımda giremiyorum.
Kısmetse yarın.
(*): Bu noktada, Denktaş'ın da Ergenekon soruşturmasına dahil edildiğini hatırlamak faydalı olur!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi