Asit Kuyularına Özür Kampanyası
Bence aydınlar Osmanlı Devletinin son günlerinde Ermenilere yapılanlardan dolayı “özür dileme kampanyası” açtıkları gibi hemen şimdi bir “özür dileme kampanyası” daha açmalılar ve doğuda batıda faili meçhul cinayetlerden dolayı mağdurlardan, mazlumlardan özür dilemeliler.
Bunu teklif ediyorum ve ilk imzayı da ben atmak istiyorum. Keşke site yapabilecek kadar internet bilgim olsaydı da bizzat kendim yapsaydım…
Neden mi bu kampanya?
Gerekçesi şu; bu ülkede, bizim de yaşadığımız bu topraklarda, bizden birileri, yine bizden birilerini, bizim verdiğimiz güç, imkan ve silahlarla yargılamadan öldürmeye karar vermiş ve öldürmüşler. Bunun suç olduğunu bildikleri için de öldürdüklerini bilinmez bir yerlere gizlice gömmüş veya kuyulara atmışlar. Bunlar bir iki münferit vaka olsa da çirkin ve kabul edilir değil, fakat büyük bir yekün tutmakta maalesef.
Hele de asit kuyularına…
Aman Allah’ım, bir insan bunu nasıl yapar?
Bu tiplerin aramızdan çıkmaması için, çıktıysa bile ellerine silah, imkan ve güç vermemek için, verildiyse bile duyulunca hemen almadığımız ve onları cezalandırmadığımız için, yani bir şekilde az çok elimizden gelen bir şey vardı da biz onu yapmadığımız, yapamadığımız için, kendi payımıza özür dileyelim.
Hani köy yerinde üç beş cahil bunu yapsa, “cehaletin gözü kör olsun” der geçersiniz. Ama bunları ülkenin en saygın kurumlarında eğitim alarak, yine en saygın kurumlarında görev yapanlar yaparsa, kanınız donar kalırsınız öylece…
Evet, devletin ideolojisi olursa, resmi görüşü olursa, herkesi kendisi gibi düşünmeye zorlarsa, öyle olmayanları “vatan haini” ilan ederse, ortalıkta böyle vampirler veya frankeştaynlar kol gezer işte. Hem de kahraman havalarında. Üstelik böyle olmayanlara da “cahil” diyerek…
Şimdi bunlar güya demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletine inanıyorlar ve onun selameti için bunları yapıyorlar öyle mi?
Hadi canım sende, kurban olsunlar hukuk devletine!
Bence Genel Kurmay bir bildiri yayınlamalı ve özür dilemelidir bu asit kuyularından ötürü. Ben şahsen bunu beklemem ama isterim, “keşke yapsa” derim.
“Ne alakası var” demeyin, alakası şu:
“Her ne kadar bu cinayetler bizim işimiz değilse ve bizimle bir alakası yoksa da, sırf canilerin arasında maalesef bizim kurumumuzda görev alanlar da bulunduğundan ve onları bu cinayetlerden bir şekilde alıkoyamadığımızdan ötürü, aziz milletimizden ve mazlumlardan özür dileriz. Evet, bizim bir personelimiz bu kirli işlerin içinde olmamalıydı.”
Ordu böyle bir özür diler mi?
Sanmam. Ama ey aydınlar, ya siz?
Aranızdan birileri, belki de aynı mahalleden olduğunuz, aynı okullarda okuduğunuz, aynı havayı teneffüs ettiğiniz birileri, yargılamadan ve yetkisi de olmadan, birilerini bizim ona verdiğimiz emanet güç, imkan ve silahlarla öldürmüş ve asit kuyularına atmış…
Bu adamların anaları babaları, eşleri, evlatları, hısım akrabaları ne ediyorlar, ne düşünüyorlar şimdi? Kim bilir ne kadar perişandırlar!
Yazık, çok yazık!
Ben kendi adıma özür diliyorum onlardan. Bu ülkeden birisinin bu kadar vahşi ve cani olarak bu suçları işlemesinden, az çok kendimi de sorumlu hissediyorum. Bu tiplerin aramızdan çıkmaması için elimizden gelen bir şey vardı da biz onu yapmadıysak, özür diliyorum.
Dertlerini, ızdıraplarını paylaşıyorum o kardeşlerimin. Ana babalarına, eşlerine, evlatlarına taziyelerimi ve üzüntülerimi sunuyor, dualar ediyorum. Allah Teâlâ’dan sabırlar vermesini diliyorum.
O aziz ve yüce kudret ülkemize bundan sonra böyle adi cinayetler yaşatmasın. Amin.