Bölükbaşı, Haberal ve AKP’ye kurulan tuzak

Bölükbaşı, Haberal ve AKP’ye kurulan tuzak

AKP’ye kapatma davası açıldığında, MHP’li Deniz Bölükbaşı’nın sağda-solda AKP’yi tuzağa düşürdük dediği konuşulmuştu.

O Deniz Bölükbaşı, ETÖ’nün 12 dalga operasyonu başlar başlamaz soluğu Mehmet Haberal’ın yanında aldı.

Şimdi bu iki resmi yan yana koyup AKP’ye açılan kapatma davası ile Deniz Bölükbaşı’nın nereye koştuğunu yeniden değerlendirmek gerekiyor.

İkinci ETÖ iddianamesinde Mehmet Haberal’ın hükümeti illegal yollardan düşürmek için çeşitli kombinezonlara girdiği, telefon kayıtlarından örnekler verilerek iddia ediliyor. Patalya otelinde yapılan toplantılar, Kanal B’de yapılan spekülatif yayınlar, Eruygur’la, Tolon’la halvete girmeler Haberal’ın nasıl bir faaliyet içerisinde olduğunu gösteriyor. Bunun basit bir muhalefet kompozisyonundan başka bir şey olduğu, ilişki kurulan kişilerin kimliği, ilişkilerin biçimi ve toplantıların gizliliğinden bellidir.

Bölükbaşı’nın demokrasiyi katletme operasyonunu yürüten bir ekibin merkezinde bulunan böyle bir kişi ile yakınlığı tesadüf olmasa gerek.

Bütün mesaisini millet iradesini yok etme üzerine kuran, Türkiye’yi yüz yıl öncesinin toplum düzenine götürmeye çalışan bir ekiple gözlenen bu yakınlık, masum bir yakınlık gibi gelmiyor bana. AKP’yi tuzağa düşürdüm diye, içki masalarında tafra satan Bölükbaşı, sakın talimatı destek için evine koştuğu Mehmet Haberal’dan almış olmasın.

Eğer öyleyse AKP’ye açılan kapatma davası da bir Ergenekon operasyonuydu.

Hukuk Guguka çevrilerek, Anayasa sakız gibi esnetilerek, gazete küpürlerinden bir dava ikame edilmiş, hukuk da yargıya güvende katledilmişti.

Bütün bunlar bugün için meçhuldür.

Ama yarın, kimlerin kimlerle illiyet bağı olduğunu yargı ve tarih aydınlatacaktır. Hiç bir gerçek ilelebet gizli kalamaz. Ancak Bölükbaşı’nın bu sıra dışı ilişkileri MHP içinde tehlike çanlarının çalmakta olduğuna işarettir.

ETÖ sadece birkaç emekli subaydan, birkaç silik gazeteciden ibaret bir örgüt değil. Daha komplike, daha yaygın, daha kök budak salmış, gizlisi, deşifre edilmiş uzantılarından daha büyük bir örgüttür. Böyle bir örgütün, siyasi ayağı olmadan bu kadar derin organizasyonlara girişmiş olması imza imkânsızdır. Ergenekonun bazı uzantıları ortaya çıkarılmasına rağmen, daha hala siyasi ayağı deşifre edilemedi. Kimseyi peşinen bu kaos örgütünün üyesi olmakla itham etmiyorum. Ama bazı yakınlıklarla, bazı faaliyetler arasındaki amaç birliği insanı ister istemez düşünmeye sevk ediyor.

Bölükbaşı AKP’ye tuzak kurdum/k demişti.

ETÖ, demokrasiyi yok etmek için önce AKP’yi ortadan kaldırmak gerek düşüncesi ile yola çıkmıştı.

Bu organizasyonun merkezinde olduğu iddia edilen bir kişinin ev ve işyeri arandığında, moral destek için koşan ilk kişi Deniz Bölükbaşıydı.

Bütün bu kareler birleştirildiğinde ortaya çıkan tablo açıktır.

Bölükbaşı bir siyasetçi olarak yanlış kulvarda koşuyor. Ve bu koşunun faturasının MHP’ye çıkmaması için, MHP’nin lafı eveleyip, gevelemeden demokrasinin yanında yer alması, Bölükbaşına kapıyı göstermesi gerekiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi