Özal ve Erdoğan
Allah rahmet eylesin, Özal’ı anmadan olmazdı. Özal bir devri açıp, bir devri kapatan adamdı. Belki bu sözüme çeşitli kesimlerden itirazlar gelebilir ama Türkiye’ye bir bütün olarak bakan herkes, Özal’ın ülkemize ve milletimize hizmet etmek için nasıl çalıştığını ve çabaladığını kabul edecektir.
Özal’ı eleştirmek de övmek de kolaydır. Eleştirenler; Özal’ın yaptığını yapma kudretinde iseler, eleştirebilirler ve hatta yerin dibine sokabilirler. Övenler de Özal’ın ailesine ve özel hayatı veya yanındakilere bakmadan, memlekete hizmet edip etmediğinin muhasebesini doğru yaptıkları için takdir etmektedirler.
Kişisel olarak Özal’ı sevenlerden ve övenlerdenim. Hatta haftada en az üç beş defa, babamla birlikte; Özal, Menderes ve şimdi bir de Muhsin Yazıcıoğlu’nu ilave edip, ruhlarına Fatiha okurum. Dördünün de amel defterleri açık olmalı diye düşünmekteyim.
Yazının başlığında Erdoğan ismi de yer aldı. Çünkü Özal ile R. Tayyip Erdoğan arasında, memleketimize ve halkımıza hizmetleri noktasında çok bir fark yok. Her ikisi de ülkemize hizmet açısından aynı duyarlılık ve değerlere sahipler. Şimdi Özal hakkında kısa bir yolculuk yapmak istiyorum. Okumak isteyenler buyursunlar.
Turgut Özal hakkında pek çok yazı yazıldı, belgeseller yapıldı. Bu anlamda tarihe not düşen kitaplardan biri de Mehmet Akyol’un yazdığı “Beni Çok Ararsınız” adlı kitabıdır. İlk çıktığı yıl okumuştum ve notlar almıştım.
Aldığım notları ve altını çizdiğim satırları okurken, Başbakan R. Tayyip Erdoğan’ın da aynı şer cepheleri tarafından yıpratılmak istendiğini görecek ve Özal’ı eleştirenlerin, R. Tayyip Erdoğan’ı da eleştirdiğini, hem de aynı metotları uyguladığını göreceksiniz.
Özal Anavatan Partisi’ni kurarken zorlandı, başbakanlık yetkisini alırken kolay olmadı. Başbakanlık dönemi ve Cumhurbaşkanlığı süresince zor günler geçirdi, ömrünün son günlerini zorlukla bitirdi. O bu zorlukları hak etmemişti. Zorluklar onu kıskananlardan, onun performansı karşısında acz içinde kalanlardan kaynaklanıyordu.
Başta medya patronları olmak üzere, Demirel, Mesut Yılmaz, silah kaçakçıları, dindarlara karşı tavır takınanlar ve laikliği işleri geldiği gibi uygulamaya kalkanlar, bölücüler ve devlet-millet düşmanları onu sevmediler, sevemediler.
Demirel, “Köşke de çıkmam, elini de sıkmam” demişti. Mesut Yılmaz, Özal’ın mirasına konmasına rağmen, havaalanlarında karşılamaya bile gitmedi. Daha sonra havalimanlarından Özal’ın posterlerini indiren bir hainle işbirliği yaptı; onu partisine aldı, bakanlık koltuğuna oturttu.
Rahmetliyi en fazla kahreden unsurların başında Mesut Yılmaz’ın ihaneti, ANAP’ın düştüğü handikap geliyordu. Yılmaz’ın ihaneti karşısında kahrolmuş bitmişti. Hiç içki içmez, ibadetini kaçırmazdı. Cumhurbaşkanı olduktan sonra tabuları yıkıp Cuma namazına gitti.
Türkiye’yi dünyanın en itibarlı ülkesi yaptı. En büyük ideali ise Türk dünyası ve İslam âlemini bir araya getirip; Türkiye’yi “lider ülke” yapmak ve Avrupa’ya kafa tutmaktı. Devletçiler ondan hoşlanmıyordu, çünkü o hep milletten yanaydı.
“Türkiye Cumhuriyeti devleti laiktir, ama ben laik değilim” demişti. Çünkü kişi laik olamazdı. Hep özgürlük ve demokrasiden yana tavır koyar, “Asker savaşı düşünmezse ihtilâl düşünür” derdi. O bir güneş ışığı gibiydi. Gün ışığı sönünce mumlar yetersiz kaldı.
Allah onu hizmet için yaratmıştı. Hizmet etmek en büyük hevesiydi. “Biz yaparız, Allah bilir” felsefesindeydi. O bazı çevrelere birkaç numara fazla gelmişti. Ölümünün arkasındaki halk desteği her şeyi anlatıyordu.
Değişim, atılım, özgürlük, demokrasi, hoşgörü, birlik, beraberlik, herkesin düşündüğü ve inandığı gibi yaşaması ve hizmet etme istidadı, belli başlı özelliklerindendi. Soylu fikirlerin, soylu inançların soylu temsilcisi oldu. Bir derviş gönlüne, bir alperen ruhuna sahipti.
Manevi nakdi olmayanlar, beynindeki çiti aşamayanlar, ruhunun kandillerini yakamayanlar, nefsine ulvi mücadeleleri teklif edemeyenler, siyasi hafızası mola verenler, politik fikri, rozet ve slogandan ibaret olan halkçılar, çağın tasnif dışı bıraktığı siyasi kanatlar, siyasette kendini anlamaktan çok, karşısındakine çamur atanlar onu anlayamadılar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.