Ve bakanlık hatasını düzeltiyor!..
Evet, VAKİT’in dünkü sayısının sürmanşetinde yer alan haberi okudunuz...
“Bakan Üstad’a kör” başlığının altında şu ifadeler:
“Ergenekon’a destek niteliğindeki sözlerinden dolayı büyük tepki çeken Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın sorumluluk alanında, Ergenekon Terör Örgütü sanıklarına ve sol kesimin sembol isimlerine destek verilirken, Türkiye’nin önde gelen dindar yazarlarının görmezden gelinmesi dikkat çekiyor!..”
•
Mesele neydi?..
Şu:
Bakanlık, görme engelli vatandaşlarımız için bir hizmet sunuyor.
“Düşünce” güzel;
Bu durumdaki kardeşlerimiz bakanlığa başvurup bir “internet şifresi” alacaklar...
O şifreyle, bakanlığın sitesindeki “Sesli Kitap” bölümünden faydalanacaklar.
Sözgelimi Üstad Necip Fazıl’ın; “Sahte Kahramanlar”ını, “Gençliğe Hitabe”sini, “İhtilâl”ini dinleme imkanını bulacaklar.
Okuyamayan için böyle bir hizmet.
Fevkalade.
Evet, meselenin esası bu.
Lâkin, işin içine ideoloji karışırsa...
Birileri tutar da, “Burada sadece bizim ideolojimize uygun kitaplar yer alacak” derse...
Mesela;
Orada, Üstad Necip Fazıl’dan tek bir kayıt yer almazsa da, Nazım Hikmet’ten tam 41 kayıt yer alırsa...
Yazarlar; “o taraftan” olanlarla “bu taraftan” olanlar diye ikiye ayrılırsa...
Ergenekon sanıklarının eserleri hizmete sunulur da “dindarlarınki” sunulmazsa...
İlhan Selçuk’lar, Yaşar Nuri’ler, Erol Manisalı’lar, bilumum kartel yazarları orada kitaplarıyla yer alır da,
Mesela, bir Abdurrahman Dilipak “sakıncalı” bulunursa!..
Bir, Abdurrahim Karakoç,
Bir, Yavuz Bahadıroğlu, Ahmet Taşgetiren, Metin Hasırcı, Ali Bulaç.
Bunlar ve “benzerlerinden” tek bir kayıt yer almazsa...
Bir dolu Ergenekoncunun “onlarca eseri” seslendirilip oraya yerleştirilirse...
Ve de bütün “bunların karşılığı” olarak, “tık” sayısınca bedel ödenirse kitabı oraya konanlara!..
•
Yo hayır, “mukaddesat karşıtları” dışlansın da, diğerleri sisteme dahil edilsin demem hiçbir zaman...
Lâkin, bir ayrım da lazım...
Mesela;
ETÖ sanıkları “kesin olarak beraat ettikleri ana kadar” hizmet (!) dışına alınmalı!..
Ve tabii, “Necip Fazıl’a ‘sıfır’, Nazım Hikmet’e ‘41’ kayıt” tuhaflığı da giderilmeli!..
Sayın Bakan veya altındakiler, Nazım Hikmet hayranı olabilirler!..
Üstad’tan nefret de ediyor olabilirler!..
Lâkin oralar, onların babalarının çiftliği değildir!..
Bir bakan gelse ve Nazım Hikmet’i oradan silse, bu yanlış olur!..
Tıpkı bunun gibi, bir bakanla, kadrosunun da Üstad’a ve diğer “büyüklerimize” saygısızlık yapmaya ve dahası hukuksuzluk yapmaya hakları yoktur!..
Ve dahi, hayatta olan yazarların “size yakın olanlarını” himaye edip “uzak olanlarını” görmezden gelmek, onları “kısıtlamak” da sıkıntılı bir tavırdır!..
SUÇ BENDE!..
Bütün bunları lisan-ı münasiple izah ettiğimizde sayın Bakan Günay’a;
“Suçun kendisinde olmadığını” söyledi.
Ne güzel!..
Bundan sekiz ay önce, görme özürlülülere “Din Dersi” başlığının altında, “İkna Odacısı” Nur Serter’in ve “Yerli Salman” İlhan Arsel’in kitaplarını yerleştiren de Bakan değildi!..
Öyleydi ve Sayın Bakan o zaman da “Suç bende değil” demişti!..
İyi o zaman, suç bende olsun!..
Öyle ya;
Niçin bunları ortaya çıkartıyorum ki?..
Varsın, görme engelli kardeşlerimize hem de Din Dersi’ni veren CHP’li Nur Serter olsun!..
Varsın, Merhum Necip Fazıl hiçe sayılırken Nazım Hikmet göklere çıkartılsın!..
Varsın, eşitlik, adalet, hukuk, hepsi rafa kaldırılsın!..
Bana ne!..
Bana ne...
Ve haliyle de...
Suç Bakan’da değil...
Tamamen bende!..
BAKANIN SUÇU DEĞİL AMA DÜZELTİYOR!..
Ve derken; şimdi Bakanlık’tan aradılar...
“Hatayı” düzelteceklermiş!..
Nasıl düzelteceklermiş?..
1- Üstadın eserlerini de siteye koyarak!..
2- Ayrımcılığa son vererek!..
Güzeeel.
Sayın Bakan, hassasiyet göstermiş demek ki...
Bize düşen, “tâkipçisi” olmak!...
Ha bu arada;
“İlhan Selçuk ve diğer ETÖ sanıkları ne olacak?” diye sorduk...
Ona da;
“Bilahare o meseleyi de çözeceğiz” karşılığını verdiler!..
Bilahare?..
Yo, hayır...
Ergenekon Terör Örgütü sanıklarının kitapları yer alıyorsa orada, PKK terör örgütü sanıklarının kitapları da yer alabilir; “eşitlik ilkesi” gereği!..
İyisi mi...
Lütfen, yapınız gereğini!..