Kinini kanla soğutanlar
Bu yazıyı okuyan herkes kendisine sorsun; "Ben Kur'an-ı Kerim'in içeriği hakkında neler biliyorum?
İslâm'ın ana kitabı Kur'an.
İnsanın insanla ilişkilerini, insanın tabiatla ilişkilerini, insanın Allah'la ilişkilerimi düzenleyen kitabımızın kapı çalmanın adabından, yürüyüşümüzü düzenleyen ayetlerden, konuşmamızı ayarlayan ayetlerden uluslararası ilişkilere kadar her şey Kur'an'ın hangi süresinde ve hangi ayetinde olduğunu biliyor muyuz?
Bilmememiz normaldir.
Çünkü eğitim sistemimiz, Kur'an'dan uzak tutulmak üzere kurulmuş ve öylece devam ettirilmektedir.
İmam-Hatip Liseleri ve İlahiyat Fakülteleri bile kendilerine sunulan müfredat nedeniyle Kur'an'ın özünden uzak tutma yerleridir.
Durum bu olunca ha bizim köy insanı ha Mardin'in bir köyünün insanı.
Can ve tenden meydana gelen insanın teni topraktan yaratıldığı için yediği, içtiği ve giydiği topraktan gelmekte.
Can Rabbimiz katından geldiği için onun gıdası Peygamberler aracılığı ile yine Rabbimizden gelmekte.
Rahmandan gelen Kur'an gıdasını alamayan bir insan doğuda Komünist olarak katliam yapar, Batıda kapitalist olarak katliam yapar, bizde de kinini soğutmak için kabile gayretiyle kan döker.
Topraktan yarattığı Kendi tarafından ruh verdiği, bilmediğini öğrettiği ve yeryüzünde iyilikleri emredip kötülüklerden alıkoymak için çıkardığı insanın haksız yere öldürülmesini yasaklamış.
Haksız yere adam öldürenin bütün insanları öldürmüş gibi olduğunu haber vermiştir.
Tarihi harabelerde bulduğumuz eski sanat eserleri alçıdan bile olsa kırıp atmıyoruz. Hatta çizgilerine çizik atmıyoruz.
O sanat eserinin yapımcısına göre değer kazandığını biliriz ve yüksek fiyatlarla satar, müzelerde korumaya alırız.
Bütün bu sanat eserlerinin yapımcısı kendisi de ölümlü olan bir insan.
İnsanı yaratan ise evrendeki bütün her şeyi yaratan Allahtır.
İnsan, O'nun şaheseridir.
O'nun bir tek çizgisi çizilmemelidir.
Rabbimiz, Maide süresinin 32'nci ayetinde "Haksız yere bir adamı öldüren bütün insanları öldürmüş gibidir" buyurur.
Sevgili Peygamberimiz de "Müslüman bir insanın öldürülmesinden, (insansız) bir dünyanın yok olması Allah katında daha ehvendir" buyurmuş. (Tirmizi, Diyat 5, İbni Mace, Diyat, 1)
Bu imanla büyüyen İmamı Gazali'nin hocası, İmam-ül Harameyn-el Cüveyni (H.419-478) "Bir damla kanla bir dünya tartılsa kan ağır gelir" der. (el-Ğıyasi s:256)
Aynı ma'nayı İmam Gazali de el-Müstasfa 1/314'de tekrarlamış. Aynı kültürden sulanan Mehmet Akif Merhum da:
"Bütün dünya için bir damla kan çoktur" diyorlar, sen,
Şu ma'sum ümmetin seller akıttın hûn-i pâkinden" deyivermiş.
Sevgili Peygamberimiz, İslâm kültürünün evrenselleşmesi için gayret göstermiş, doğuyu ve batıyı birleştirmiş, İstanbul'u ve Roma'yı işaretlemiş. Sağlığında Türkiye topraklarının iki buçuk katı toprak fethetmiş ama iki taraftan harp meydanında ölenlerin sayısı 240'ı geçmemiş.
(Bak: Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, Hz. Muhammed'in savaşları, s:11)
Kanı kanla yıkamaya çalışanlar, öfkeyle kalkıp zararla oturanlar, kinlerini iyice biledikten sonra önce kendine zarar verenler, kendilerini düşünmezlerse, bari çocuklarını düşünsünler.
Geliniz, sağcısıyla, solcusuyla, hep birlikte kan üzerinden siyaset yapma yerine, kendi insanımızı öldürme, yaralama, karalama yerine, hizmet yarışına girelim.
"Beyaz Türk", "Zenci Türk", Garibanlar, Kodamanlar gibi laflarla ayıran değil birleştiren, gönüller arası muhabbet şebekesi kuran, Kur'an'ın kuralları etrafında birleşelim de araya küçük şeytan da giremesin, büyük şeytan da giremesin.