Arnavutluk’ta misyoner faaliyetleri
Arnavutluk Diyanet İşleri Başkanı Selim Muça’ya göre: Balkanlar’da misyoner çalışmaları Arnavutluk’u merkez edinmiş durumdadır. Başkent Tiran’da 114 kilise faaliyet göstermektedir. Kaldı ki 4 milyon 300 bin nüfuslu Arnavutluk’un yüzde 70’i Müslüman, yüzde 20’si Ortodoks ve yüzde 10’u Katolik’tir.
ABD Dışişleri Bakanlığının 2006 tarihli raporuna göre Arnavutluk’ta 245 dini vakıf, kurum ve grup vardır. Tiran Adliyesine kayıtlı bu dini teşekküllerin, 34’ü Müslümanlara, 189’u Hıristiyanlara aittir. Arnavutluk’ta 4 inanış vardır. Sünni Müslümanlık, Bektaşilik, Ortodoksluk ve Katolikliktir.
Arnavut yazarlardan Ajni Sinani’ye göre Katoliklerin Arnavutları dinlerinden döndürme yönünde özel programları ve saldırgan bir propagandaları vardır. Sayısız faaliyetlerinden en önemlisi Tiran’ın merkezinde büyük bir katedral inşa etmeleridir. Bunun yanında Katolik üniversitesi, çok sayıda enstitü, gazete, radyo, televizyon ve siyasi partileri vardır. Yunanistan’da 700 bini aşan göçmen Arnavutları Ortodoks yapmak için Ortodoksların faaliyetleri vardır. Dinlerinden dönmeleri yanında asimile ederek kültürlerinden koparmaktadırlar. Arnavutluk 1991 yılında sınırlarını Batı ülkelerine açınca Protestan, Mormon, Yehova Şahitleri, Evanjelist, Kalvinist, Advenist, Teleevanjelist, Kadıyanist, Bahai, Vehhabiler ve Şiilerin istilasına uğradı. Şeytana tapanlar bile vardı. Sadece Ehl-i Sünnet yoktu. Kosova ve Makedonya’daki durum ise Arnavutluk’tan daha kötü idi.
Arnavutluk’un İslama girişi Osmanlı öncesine kadar eski bir geçmişe sahiptir. Müslüman tarihçi İdrisî ve onun kılavuzu İbn-i Kalkalî’nin ifadesine göre Osmanlı öncesi Vlora, Durrus, Himara gibi sahil şehirlerinde ziraat ve sanatın gelişmesinde Müslümanların katkısı hayli fazladır.
Osmanlı öncesi Arnavutluk’ta İslam dinini tanıtan önemli kişilerden biri de Sarı Saltuk Hazretleridir. Yazılı kaynaklara göre kendisi Türk olup, Arnavutluk’a gelen ilk Müslüman Türk’tür. (Kabrini ziyaret ettim, mescidinde vakit namazı kıldım.)
Arnavutluk Diyanet İşleri Başkanı Selim Muça’ya göre: “Balkan ülkelerinin İslamiyet ile şereflenmeleri ve özellikle Arnavut milletinin İslamiyete girişi, komünist Balkan tarihinin iddia ettiği gibi zorla, zulümle değil, 3-4 asır süresince tedrici olarak ve barış içinde gerçekleşmiştir... Osmanlı Devleti sınırları içerisinde çeşitli ırk ve din mensupları yaşamıştır. O zamanlar, birlikte yaşayan milletler arasında böyle bir hoşgörü görülmemiştir. Orta Çağ Avrupası böyle bir hoşgörüden habersizdir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.