Kürt meselesi ve DTP
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kürt meselesinde çözümü terörün geciktirdiğini söylüyor. Ben de aynı kanaatteyim. Kan akmaya devam ederken hiçbir meseleyi konuşamazsınız. Kavgada hem yumruk atıp hem fikir teatisinde bulunmak nasıl mümkün değilse, oluk oluk kan akarken sağlıklı çözüm yolları bulmak da muhaldir.
Terörün bir amacı budur. Mümkün olduğu kadar çok kan akıtarak, çok can yakarak her türlü kucaklaşma ihtimalini ortadan kaldırmak. Bir ülkenin ciğerine hançeri saplayıp, sonra da gel kucaklaşalım, hiçbir şey olmamış gibi davranalım diyemezsiniz.
Bazı yazar takımı, Karayılan’ın propaganda amaçlı yaklaşımlarını maalesef bu bariz gerçeğe rağmen bir samimiyet numunesiymiş gibi takdim ediyor. Terör örgütü karşısında devleti kan döken taraf durumuna düşürüyor. Resmi damgalı her şeye şüphe ile bakan bir kısım vatandaşımız da bu telkinlere inanarak, çözümsüzlüğün devletten kaynaklandığını düşünüyor.
Çözüm isteyen taraf önce tansiyonu düşürür. Toplumda açılan yaraların kapanması için gayret sarf eder. Terörün sillesini yemiş, eşini evladını kaybetmiş insanların acısının hafiflemesine çalışır. Yeni yaralar açarak,çözüm önerilerine karşı yeni tepkiler oluşmasına imkan vermez.
PKK-DTP çizgisine baktığınız zaman bu hassasiyetin zerresini bulamazsınız.
Ayna’nın, Türk’ün her sözü, her beyanı tam bir kışkırtma maksadı taşıyor. Toplumun tansiyonu düşmesin, insanlar reaksiyon göstersin, her türlü çözüm ihtimali ortadan kalksın diye adeta planlı bir strateji yürütülüyor. Sonra da hükümet barış çağrılarımıza kulak asmıyor diye şekva ediliyor.
Güneydoğu’nun geri kalmışlıktan, fukaralıktan, itilmişlikten kaynaklanan sorunları PKK-DTP çizgisi tarafından istismar edilerek bir Kimlik meselesi haline getirilmiştir. DTP’nin amacı her türlü siyasi zaafı, bölgeye dönük ekonomik imkansızlığı etnik sebeplere bağlayarak bölge insanını milli bütünlüğümüzden koparmaktır. Bu çizginin çözüm çabası olmayacağı gibi, bu tip gayretleri sabote edeceği, akamete uğratmak için her türlü gayreti göstereceği muhakkaktır. Terör bunun için devam ediyor. DTP bunun için meclise girdiği günden beri gerilim politikası izliyor. Problemlerini çözmüş bir Güneydoğu’nun DTP’nin temsil ettiği Marksist, bölücü, kışkırtıcı çizgiye rağbet etmesi mümkün değil. DTP bunun için durup dinlenmeden ipleri geriyor, güneydoğu insanının önüne mağdur gömleği ile çıkmaya çalışıyor. Son ifade verme talebinin krize çevrilmesinin sebebi de budur. Polisin müdahalesini sağlayarak yeniden ortamı germek, sonra da Güneydoğu’ya dönüp biz Kürt olduğumuz için bize bu muameleyi reva görüyorlar diyerek ajitasyon yapmak. Herkes nasıl ifade veriyorsa DTP milletvekilleri de öyle ifade verebilirler. Bunun yolu bellidir, davete icabet eder, gidip ifadenizi verirsiniz. Ama DTP bunu yapmak yerine kriz tacirliği yapmayı tercih ediyor. Sonra da küstah bir şekilde kendi eylemi ile sebep olduğu durumu şikayet ediyor.
Güneydoğu meselesi DTP ile beraber değil, DTP ye rağmen çözülmesi gereken bir sorun. Türkiye DTP-PKK çizgisinin engellemelerine rağmen bu problemi çözecektir, çözmelidir.