Ne olursa olsun, Taksim’e cami olmasın!
Bilenler bilir, bilmeyenler için kısaca hatırlatalım ki; İstanbul’un bazı semtlerinde yeteri kadar ‘ibadet mekânı’ yoktur. Bu semtlerin başında da Taksim gibi kalabalık bir semt gelir. Yolunuz düşer ve işlerinizi takip ederken namaz vakti gelirse, epey bir süre ‘cami ya da mescid’ aramak durumunda kalırsınız.
Elbette Taksim’de de cami ve mescidler vardır, ama bunların ihtiyacı karşılamadığı apaçık. Meselâ, Taksim’in tam göbeğinde küçücük bir ‘mescid’ var, ama isteyen gidip görebilir ki bölgenin ihtiyacını karşılamaktan çok uzaktır. Hele hele Cuma namazlarında kalabalıkların sokaklara taştığı inkâr edilemez bir vak’adır.
Bu genel sebeplerle Taksim’e bir cami yapılması belki de yarım asırdır konuşulur, tartışılır ve bir ileri, bazen de iki adım geri atılır. Hadise biraz da siyasî tartışmalara konu edildiği için gereksiz yere bir inatlaşma, bu semtin ihtiyacı olan caminin yapılmasına mani oluyor. Neticede sıkıntıyı çeken de vatandaşlar oluyor.
Hatırlamak lâzım ki, bilhassa 12 Eylül 1980 ihtilâlinden önce bu semte bir cami yapılması ciddî olarak gündeme gelmiş ve bunun için de bazı iş adamlarının öncülüğünde “Taksim Camii Yaptırma ve Yaşattırma Derneği” (tam adı böyle olmayabilir) kurulmuştu. Atılan her iyi adımı engellemek için yapılan 12 Eylül 1980 ihtilâli, bu iyi ve güzel adımı da engelledi ve sonraları bu dernek iş göremez hâle geldi. (Bu derneğin tüzel kişiliğinin hâlâ devam edip etmediğini bilmiyoruz.)
Bu günlerde böyle bir çalışma olmasa da ‘olma ihtimali’ bile bazılarını telâşa kaptırmış. Bir gazetede, “Taksim’e cami geliyor” başlıklı haber yayınlanınca; İstanbul Büyükşehir Belediyesi de hemen bir açıklama yapmış ve yeni bir cami yapımının söz konusu olmadığı ifade edilmiş. (Sabah, 22 Mayıs 2009)
Açıklama mutlaka doğrudur, ama aslında üzücüdür. Doğrudur, Taksim’e bir cami yapma çalışması yoktur, fakat olması gerekir. Tabiî bunu inatlaşarak değil de, bir ihtiyaç olduğunu anlatarak ve itiraz edenleri ikna ederek yapmak lâzım ve gereklidir. Dünyanın ve Türkiye’nin her yerinde cami yapılıyorsa, Taksim’de niçin yapılmasın? Taksim’in bu konuda dokunulmazlığı mı var? Gereksiz korkuların ve itirazların ihtiyaçları engellemesine mani olmak lâzım.
Bir konu daha var: “Taksim’e cami yapılsın” derken illâ da tam ‘göbeğine’ yapılsın diyen yok. O bölgedeki ihtiyacı karşılayabilecek bir noktada, uygun bir cami niçin yapılmasın? “Bu bölgede camiye ihtiyaç yoktur” diyenler acaba kimler? İhtiyaç olup olmadığına kim karar verecek? Şahsen işim o semte düştüğünde namazları eda edebilecek mekân bulmakta zorlandığımı ifade etmeliyim.
“Ne olursa olsun, ama Taksim’e cami olmasın” demenin, yıllardır devam eden bir yanlışta ısrar etmenin anlamı yok. Böyle bir ibadet yerinin hizmete girmesiyle kimse bir şey kaybetmez. Var olan mescit ihtiyacı karşılamıyor, o halde ihtiyacı karşılayan bir mescit ya da cami yapılmalıdır. Bir iki apartman katı büyüklüğünde yeni bir mekân pekâla böyle bir ihtiyacı karşılayabilir. O halde bu ihtiyaç, bir an önce dikkate alınmalı ve gereği de yapılmalıdır.
“Taksim’e cami çalışmamız yok” demek çare değil, vesselâm!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.