Bendeki Süleyman sevgisi
Süleyman komşumdur, övmek gibi olmasın Yozgat’lıdır.
Delidir/doludur amma severim...
Süleyman Demirel’i sevmediğinden dolayı severim onu...
Yalakalara, yağcılara, yılışıklara, soyu karışıklara eyvallah etmediği için, hakikatten ayrılmamaya dikkat gösterdiğinden dolayı da sevmek zorundayım...
Almanya Başbakanı Merkel’e “Merkep” adını layık görmüş...
“Yarsap”a nazire var gibi, fakat olsun...
Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’ye “Sarı öküz” lakabı takmıştır...
Bu lakap da “Sarıkız” darbecilerine göndermedir galiba...
Bir arkadaşımız, “Solculardan kimleri seversiniz” diye soruyor...
Cevabı gayet tertipli:
“Ben solculuktan anlamam... Sol adına ahkam kesen komonistleri iyi tanırım...”
Peki en iyileri kimler?
“Bedri Baykam, Süleyman Demirel, Edip Akbayram, Hüsamettin Cindoruk, Mehmet Faraş, Mesut Yılmaz, Mustafa Balbay, Yaşar Okuyan, vesaireler.”
Amma Süleyman kardeş sen Faraç’ı ‘Faraş’ diye telaffuz ettin...
Ne yani, her ikisinin de düzgün bir anlamını gören var mı?
Ha öyle olmuş, ha böyle...
Televizyon haberlerini seyrederken Aydın Doğan kanalı (D)de kavga çıktığını görmüşler...
Süleyman, “Bu yazısı/turası silinmiş Gün Zileli nereden çıktı” diye soruyor...
M. Emin hemen cevabı yetiştiriyor:
“Mao’nun, ya da Stalin’in çıktığı yerden çıktı...”
Bizim kameriye sohbetlerimiz böyle sürüp gidiyor...
Yozgat’lı Süleyman olmasa günlerimiz yavan/yamuk geçecek...
Ben Süleyman’ı çok severim... Onun, Süleyman Demirel’i sevmediğinden dolayı da sevgim katmerlenir...
Giden sene kupkuru duran topraklarda bu sene adam boyu otlar yükseliyor...
Çünkü Allah rahmetini dilediği zaman bol veriyor... Dilemediği zaman ise yolcuya yol veriyor...
Yine yağmur yağacak gibi... Havada bulutlar koyu renk almaya başladı.
Mayıs ayı verimli bir aydır... Zaferlerle süslenmiş bir ay ki her Türk-Müslüman bu ayın feyz ve bereket ayı olduğunu bilir...
Siyasi bakımdan da bereketli bir ay galiba...
Şey Doruk (DP) teşkilatını bu ayda ele geçirdi...
Ecevit’in partisinde de gözle görülür değişiklikler oldu...
Ben bu yazıyı yazdığım gün, yani Pazar günü BBP (Büyük Birlik Partisi) kongresi yapılıyordu...
Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu yokken yapılan ilk kongre... İnşallah ne Yazıcıoğlu’nun ruhaniyetini üzecek, ne de taraftarları farklı yönlere çekecek bir ayrılık rüzgârı estirilmez...
TBB’de (Türkiye Barolar Birliği’nde) yine kongre var...
Ve çok dehşet büyüklerden Abdüllatif Şener bey yarın kuracağı partinin ismini ve listesini açıklayacakmış...
Listede kimler olabilir dersiniz?
Yaşar Okuyan olabilir mi?
Turhan Çömez vekaletle partide yer alabilir mi?
Bedrettin Dalan geride kalan olmaz muhtemelen...
Emin Şirin ve daha nice nice şirin kişiler, ayrılmış yerlerini alırlar ve en geç 3 ay içinde de iktidar olurlar...
Bu sıralarda seçim olmadığını ben de biliyorum... Ne fark eder ki hep hayali yaşamıyor muyuz?
Aldığım bir bilgiye göre Aydın Doğan ve Ertuğrul Özkök, “Her masraf bizden, sen durma bir parti kur” diye A. Hakan Coşkun’u teşvik ediyorlarmış...
Yakışır be yiğit oğlana... Sanki askerlik yaptığını mı soracaklar...
Bu işler her zaman olduğu gibi Ertuğrul Özkök’ün başının altından çıkıyormuş... Oktay Ekşi’nin de cebinden çıkma ihtimali olduğuna dair söylentiler var...
Hayırlı olsun bre...
Hırsıza kendir yakışır gibi yakışır doğrusu... Demirel amcasının gözüne girmişse işler tamam...
=================
Dayılık satana bak, fatura kesene bak
Lekeli kumaşa bak ve silik desene bak
Kadim zamandan beri yediği naneleri
Kıçından çıkarmayıp ağızdan kusana bak...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.