Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

'Ulusalcılarla MHP nasıl yan yana olabilir?' diye sorarken...

'Ulusalcılarla MHP nasıl yan yana olabilir?' diye sorarken...

Ne zaman, hangi yönde açıklama yapacağı belli olmayan isimlerin başında gelen ve fotoğrafını bile gördüğümde ürktüğüm Doğu Perinçek ve İlhan Selçuk gibi ülkemiz ve halkımız için problemli isimlerle, MHP nasıl aynı çizgide buluşur diye hep kendi kendime sorardım ve şöyle aklı başında bir yorum yapmak isterdim.
önceki gün belediyelerin internet sitesinde gezinirken, Bolvadin Belediyesi’nin sitesinde belediye başkanı Dr. Ahmet Helvacı’nın, “Ulusalcılıkla Milliyetçilik Aynı Değildir” yazısına rastladım. Harika bir yorum olduğu için sizlerle paylaşmak istedim.
“Türkiye’de son on beş yılda, tedrici olarak dozajı artırılan kavram karmaşası oluşturulmuş ve bu kavram karmaşasının en önemli iki mağduru da ‘ulusalcılık’la ‘milliyetçilik’ kavramları olmuştur. Sorun, sadece birisinin eski Türkçe, diğerinin de yeni Türkçe olması değildir. İki kavram arasındaki bu farklılık, çoğu akademisyen ve siyasetçi tarafından bilinmesine rağmen, şu veya bu nedenlerle ülkemizde yeterince tartışılmamaktadır.
İddiamız odur ki, Türkiye’de ‘milliyetçilik’, başta millet ve din olmak üzere, Türk toplumunun temel değerleriyle, tarihiyle, kültürüyle, en önemlisi de medeniyetiyle barışık olmayı ifade ederken; ‘ulusalcılık’ Türkiye’yi bu medeniyet ve geçmişinden tamamen sıyırıp tarihsel ve coğrafik olarak dar alana hapsetmenin adıdır.
‘Ulusalcılık’ insanların gururlarını okşayan bağımsızlık sloganı eşliğinde, Türkiye’yi içe kapamanın, modern (?!) Arnavutluk kurmanın, jakoben, pozitivist bir devlet oluşturmanın adı iken; ‘milliyetçilik’, Türkiye’nin birikimleri üzerinden ülkeyi kalkındırmanın adıdır. İşin ilginci, birinci formülasyon ülkeyi daha zayıf düşürecek ve dışarıya bağımlı kılacaktır.
Nitekim son (6 Şubat 2008) türban tartışmaları yapılırken TBMM’de dile getirilen parti grup görüşleri bile bunu açıkça göstermektedir. Bilhassa Bülent Ecevit döneminde evrensel sol açılım kazandırılmaya çalışılan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), grupta yaptığı konuşmada ulusalcı bir yaklaşımın izlerini yansıtan bir tavır sergilemiştir.
Türkiye’nin bilinen ve en uzun soluklu milliyetçi partisi MHP’nin üzerinde çok oyunlar oynanmıştır. Bunun son periyodu ise Temmuz 2007 seçimlerinde yaşanmıştır. Bir şekilde şu veya bu yöntemle MHP’nin geleneğinde yer alan, Kısakürek, Serdengeçti, Arvasi ve benzerlerinin, yükselmesinde katkıda bulunduğu yerel, Osmanlıcı, bu toprakların medeniyet değerleriyle barışıklığı yok edilmeye çalışılarak, MHP hızla ulusalcı bakışa doğru evrilmeye çalışılmış, partinin ismi İlhan Selçuk, Doğu Perinçek gibi neyi savunduğu belli olmayan insan ve kesimlerle birlikte anılmaya başlanmıştır.
Durum ulusalcıların beklediği gibi olmamış -seçimlerdeki tercihiyle- sağduyu sahibi halkımız “MHP ulusalcılar birleşmesine” engel olmuştur. Umarız; MHP’nin, “aslından kopmama süreci” devam eder. Bu arada en yaman çelişkiyi yaşayan grup DTP’dir. DTP, güya özgürlük savunuculuğu rolüyle, kerhen türban yasağının kalkması gerektiğini dilinin ucu ile seslendirdiği Aysel Tuğluk'un konuşmasında, uzun uzun bu toprakların değerlerine aykırı bir duruşun umdelerini sergilemiştir.
Şu husus çok açık ve seçik bilinmelidir ki, görece olarak daha feodal ve daha dindar bir topluluğun savunuculuğunu DTP’nin ve onların açıkça karşı çıkamadıkları PKK’nın temsil ediyor olması şizofrenik bir durumdur. DTP başarılı olduğunda, Kürt toplumunun tabi tutulacağı temel muamele, Tek Parti döneminde ülkemizin yaşadıklarından daha ileri bir hal yaşanacak ve bunun asıl mağduru da Kürt halkı olacaktır.
DTP’den özgürlükçü bir proje çıkmaz. Tersine, asimile edici, Stalinist bir başkalaştırım projesi çıkar. Onların özgürlükle ilişkisi, ilkesel olmayıp mevzidir. Kürt halkı, doğru politikalarla onları üzerlerinden atacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti, bir muz cumhuriyeti değildir. Medeniyet değerleriyle büyük bir geleneği temsil eder. Bu temsilin şahlanışı, içe kapanıcı ulusalcı yaklaşımlarla olmaz. Maddi olmayan birikimimizi ekonomik güçle taçlandırmaya devam ettiğimiz sürece, Türkiye’nin önünde kimse duramaz, duramayacaktır da.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi