Askıda kahve
Kahvehaneye gider, bir kahve içer, bir de askıda deyip iki kahve parası öder. Garson askıda yazılı bir kâğıdı duvara raptiye ile tutturur. Kâğıtta askıda kahve yazısı yanında dikkat çeksin diye kahve resmi de bulunmaktadır. Başka iki kişi gelir, üç kahve ister ve biri askıda diyerek üç kahve parası öder. Garson bir askıda kâğıdını daha duvara asar.
Derken üstü başı düzgün olmayan bir fakir gelir. “Bana bir askıda kahve ver” der. Garson askıda bir kahve yazılı kâğıdı indirip bedava bir kahve yapar gelen adama.
Bu olay İtalyan ahlâkı olarak anlatılır. Kahve belki lüks gibi sayılabilir, ama canı çeken, fakat içemeyenler de içsinler diye düşünmekte İtalyanlar.
Değerli Kenan Uysal kardeşimin gönderdiği iletide anlatılıyordu bu olay. Gerçekten güzel bir âdet, diğergamlığın bir ifadesi. Güzellikler nerde bulunursa bulunsunlar güzel. Tarihimize bir göz gezdirdiğimizde bunun gibi nice güzel hasletlerimizin var olduğunu görürüz. Münâzarât’ta denildiği gibi “Maatteessüf, güzel şeylerimiz gayr-i müslimler eline geçtiği gibi, güzel olan ahlâklarımızı da yine gayr-i müslimler çalmışlar. Güya bizim bir kısım içti- maî ahlâk-ı âliyemiz [yüce ahlâkımız], yanımızda revaç bulmadığından, bize darılıp onlara gitmiş; ve onların bir kısım rezâili [rezillikleri], kendileri içinde çok revaç bulmadığından, cehaletimizin pazarına getirilmiş!”1
Elbette geçmişte olduğu gibi fazla olmasa da günümüzde de güzel hasletlerimiz yok değil. Isparta’da bazı fırınların önünde bu tarzda, “askıda ekmek” yazılı filelerin varlığı yoksulları olduğu gibi bizleri de sevindiriyor. Isparta’da böyle üç fırın varmış.
23 Mayıs’ta İstanbul Topkapı’da Sanayi Sitesinde sabahleyin esnaflar sohbetine katıldığımızda organizatör Bilâl kardeşimizin Cuma günleri esnaflara simit dağıttığını öğrendiğimizde bu güzelliklerin değişik tarzlarda devam ettirildiğine ne kadar sevindiğimi bilemezsiniz. Ahmet Yüter Hocamızın rehberliğinde Bilâl kardeşimiz her Cumartesi günü ayrıca sabahleyin esnaf, dost ve arkadaşlarına maddî ve manevî bir ziyafet sunuyor. Konuk hocalarımız esnaf arkadaşlarımızı dinî konularda aydınlatıyorlar. Bir senedir devam eden toplantılardan birine geçen Cumartesi günü biz de misafir konuşmacı olarak katıldık. İnsanın dünyada bir misafir yolcu olarak bulunduğu, sonsuz bir saadetin yolcusu olduğu, bu yolculukta gerekli azığı hazırlamak üzerinde durduk. Dikkat ve iştiyakla dinleyen esnaf arkadaşlarımıza yaptıkları dünyevî işlerin dahi beş vakti namaz kılındığı ve dürüstçe yapıldığında ibadet hükmüne geçtiği, ahirete mâl olduğu gerçeğini hatırlattık. Bu anlayışla mü’minin fani dünyasının da bakileşeceğini anlattık.
Böyle güzel, örnek hizmetlere vesile olan dostlarımızı ve meraklı dinleyicilerimizi tebrik ediyoruz.
Dipnot:
1- Münâzarât, s. 100; Tarihçe-i Hayat, s. 76.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.