Türkçe Olimpiyatları
Kaç gündür Televizyon ekranlarından yüreklerimize taşan Türkçe olimpiyatlarını seyrediyoruz.115 ülkeden gelen çocukların güzel Türkçemizi ana dilleri gibi konuşmaları hepimizi gururlandırıyor.
Bizim TV ekranlarında izlediğimiz gösteriler uzun, zorlu,kahırlı ama kutlu bir gayretin sonucu.Okullarını bitirir bitirmez bir büyük sevdanın peşinde dünyanın en sıkıntılı coğrafyalarına sefere çıkan,anadan, yardan, vatandan uzakta insanların yazdığı bu destan yeni bir tarihin eşiğinde olduğumuzu gösteriyor.
Kongo’ya,Tanzanya’ya,Sudan’a,Bosna’ya,Kosova’ya, ve daha bir çok ülkeye arkalarına bakmadan giden bu genç insanların ruhlarını tutuşturan, onları yollara çıkaran sevdayı iyi anlamak gerek.
İçinde iman mayası taşımayan hiçbir güç, hiçbir dava insanları bu uzak diyarlara, gurbetlerin, yoklukların, kahırların pençesine gönderemez.Ama bir tarih yazılıyor,çağın Alperenleri tıpkı asırlar önce yola düzülen ecdatları gibi bir daha dönmemek üzere yeni bir dünyanın inşası için sefere çıkıyorlar. Bu kutlu seferin sevgiden, muhabbetten ve adanmışlıktan başka bir silahı yok.Onun için gittiği her yeri fethediyor.Batı’nın köhnemiş, kokuşmuş,insanı unutmuş medeniyetine karşı yeni bir medeniyet alternatifi sunuyor. Bu sadece Türkçenin dünya yolculuğu değil, bu aynı zamanda Türk-İslam medeniyetinin yeni bir şahlanış hamlesidir.
İnsan bu kadar gayret, bu kadar çabayı görünce sormadan edemiyor; bu çocukları yetiştiren hocalara, öğretmenlere bu ruhu üfleyen insan şimdi nerede? Bu ateşi tutuşturan, bu sevdayı bir medeniyet hamlesi haline getiren büyük öncü nerede?
Biz böyleyiz işte,en büyük zulmü milletini bayrak gibi dalgalandıran insanlara yaparız.Atmadık iftira, yapmadık eza bırakmayız.Ama eser ortada,hizmet hakkın rızası için olunca hiçbir tuzak, hiçbir kumpas kar etmiyor.Bir tarafta farklı lehçeleri yasaklayarak Türkçeyi Türkiye’de bile öğretemeyenler, diğer tarafta hiçbir baskı hiçbir zorlama olmadan, gönül, gönül dünyaya Türkçe’yi öğretenler.Bu basit mukayese bile gönül dilinin, ne kadar tesirli olduğunu gösteriyor.
Ah, bir de şu engellemeler, şu çelmelemeler olmasaydı.
O zaman bu hizmet kervanının alacağı mesafeyi tahmin edebiliyor musunuz?.Birileri Türkçeyi öğretiyor,İstiklal marşını okutuyor,Türkiye sevdası aşılıyor diye, bundan rahatsız olmak,Türkçe’den, istiklal marşından,Türkiye sevgisinden rahatsız olmaktır.Birileri ay-Yıldızlı bayrağımızı 115 ülkede dalgalandırıyor diye tedirgin olmak,o bayrağın altında yaşamayı hak etmemek demektir.
Bizim kuşak yıllarca -esir Türklere-ağıt yaktı.Kerkük’e,Azerbaycan’a,Türkistan’a türküler söyledi, göz yaşı döktü.Şimdi içimizden bir el oralara uzanarak, bizim hayal ettiklerimizin fevkinde işler yapıyor.Türkünün de ağıtında ötesinde hizmetler veriyor.Birileri tiyniyetleri gereği bu hizmetten rahatsız olabilir.Ama Türkü,Türkiye’yi, ve Türkçeyi sevenlerin bu hizmet kervanından rahatsız olmaya hakkı yoktur. Bizim hepimizin bu güzel hizmetleri yapan fedakar insanlara karşı bir minnet borcumuz vardır.Onlar tam hayallerimizi kaybettiğimizi sandığımız bir anda,hayallerimizi gerçekleştiriyorlar. Bu yeni medeniyet evliyalarını ve onların pişdarını saygıyla selamlıyorum.