“Kur’an” Diyerek Aldatanlar II.
Bu yazıyı iyi anlamak için bir önceki ““Kur’an” Diyerek Aldatanlar” adlı yazımızı da okumak gerekir herhalde.
Özeti, Kur’an- Kerim Meallerini okumak çok faydalıdır, hatim okur gibi ciddi bir şekilde meal okumalıyız. Ama ehli olmayanlar oluncaya kadar ona bakarak fetva vermemelidirler. Fetvayı fıkıh kitaplarından almalıdırlar.
Bir de bunların tam tersi var. “Asla meal okumayın, yoksa sapıtırsınız” diyorlar.
Bunlar güya iyi niyetliler. Bir önceki yazıda anlatıldığı gibi hiçbir ilmi donanımı olmadan, sadece meale bakarak yalan yanlış fetva verenler gibi “sapık” olmasalar da, cehaletleriyle bilmeden bunları besliyorlar aslında. Biri öbürünü besliyor durmadan bilinçsizce.
Evet, bir metni anlamak kolay değildir. Mesela Türkçe yazılmış bir “Anayasa”yı bile, bu işin fakültesini bitirenler, hatta branşı “Anayasa Hukuku” olan Prof. Ve Dç.lar, hatta ve hatta bu konuda donanımları olan “Anayasa Mahkemesi Üyeleri” bile tam ve doğru anlayamıyorlar ki, bu kadar farklı kararlar çıkıyor.
Bunun bir örneği de, burada yazılara yapılan yorumlardır. Aynı yazıya bazıları “faydalandık” diyerek teşekkür ederken, bazıları da edep ve terbiye sınırları dışında hakaret ederek yazarı imana davet etmekteler. İşte anlayış, algılayış ve kavrayış farkı.
Şimdi onları bırakalım da bu “Kur’an” diyerek aldatanlara gelelim.
Ne diyorlardı?
“Allah Kur’an’ı anlaşılsın ve uygulansın diye gönderdi. Oku, anla ve uygula. Başka bir şeye ihtiyacın yok.”
Hani biz de hazırızdır ya, sorarız hemen şu soruları: “Allah, Kur’an’da namaz kıl diyor. Kaç vakit, kaç rekat ve nasıl kılacağız?”
Adam mecburen hadise gidecek. Çünkü Allah, Kur’an’da namaz kıl diyor ama, kaç vakit, kaç rekat ve nasıl kılacağız, bunun detaylarını anlatmıyor. Mecburen hadise, fıkıha gidecek ve davası orada bitecek.
Yok, yok, böyle sormayın. Bunları benzerlerini sormayın onlara. Biraz da başka sorular sorun.
Hani “Allah’ın hüküm konusunda hiçbir ortağı yoktur. Kuran’a dönüş hareketi her şeyden önce Allah dışında hüküm koyucu bırakmama hareketidir.” Diyorlar ya, onlara, batıcıların, çağdaş yaşamcıların, laiklerin, seküleristlerin, sosyalistlerin, Kemalistlerin… yanında ne aradıklarını bir sorun lütfen.
Sorun onlara; ellerine aldıkları ve başka bir kitaba bakmadan okudukları kitapta onları mı buluyorlar? Onların batıdan tercüme ederek koydukları kanunlar, Kur’an’ın kanunları mı? Onların devleti, Kur’an’ın öngördüğü devlet mi? Değilseler, niye onlarla aynı safta birlikteler?
“Kuran’a dönüş hareketi”nin bu yiğitleri, “her şeyden önce Allah dışında hüküm koyucu bırakmama hareketi”nin sahipleridirler ya, onlara biraz başka sorular da sorun.
Mesela haklı olarak “Allah’ın hüküm konusunda hiçbir ortağı yoktur” diyorlar ya. Hazretler, “Allah dışında hüküm koyucu bırakmama” davasındalar ya, onlara TBMM ve yasama yetkisini sorun. “Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir” cümlesini sorun. “Devletin dinden uzaklaştırılması, dinin vicdanlara hapsedilmesi” anlamında laikliği sorun onlara. AB ye uyumlu hale getirilen “Türk Ceza Yasasını” sorun mesela. “Türk Medeni Yasasını” sorun örneğin. “Bunlar ne kadar Kur’an’da var?” diye sorun bir onlara. Bunlar Kur’an’da yoksa, acaba ne diyorlar? Allah Teâlâ’yı ve kitabı Kur’an’ı kale almadan kanun koyan bunlarla nasıl mücadele veriyorlar mesela?
Asıl bunları sorun onlara. Bunların cevabını alın onlardan…
Sahipsiz Müslümanlığa ve Müslümanlara çatmak kolay Kur’an adına. Ama hadi o Kur’an adına bir de Anayasa Mahkemesini değerlendirin. Hadi, “Kur’an’a göre Sayıştay, Danıştay, Yargıtay” diye de bir yazı yazın. Evliya mezarlarını, türbeleri ziyaret hakkında yüzlerce yazı yazıyorsunuz. Hadi, “Kur’an’a göre Anıtkabire gitmenin hükmü” diye de bir yazı yazın.
Hadi bir de bu alanlarda yazın a benim yiğitlerim.
Yoksa bu alanlarda Kur’an’a göre bir sorun ya da durum yok mu?
Asıl bunları sorun onlara.
Neden hiç dile getirmiyorsun, Kur’an’ın kendine göre şekillendirmek istediği bir toplum ve o topluma göre istediği bir “toplumsal düzen” yok mudur?
Müslümanlara hakarete gelince bülbül kesiliyorsun. Ama İslam’ı hesaba katmadan yaşayanlara dut yemiş bülbülsün. Nerde kaldı senin Müslümanlara karşı sergilediğin yiğitliğin?
Müslümanlara “Gerçek İslam”ı, ya da “Kur’an İslamı”nı öğretmeyi bir “sorumluluk” görüyorsun da, İslam’ı hesaba katmadan yaşayanlara karşı içinde bir “sorumluluk” hissetmiyor musun?
Yoksa orada “cısss” var da ondan mı korkuyorsun?
Nerede kaldı senin yiğitliğin?
Bırakın bu ucuzculuğu!
Evet evet, biraz da bunları sorun onlara…
O “Kur’an” diyerek aldatanlara…
www.cemalnar.com