Televizyonlarda 7.Türkçe olimpiyatlarını seyrederken aklıma İlker Başbuğ’un bir ay kadar önce Harp akademilerinin açılışında söylediği sözler geldi. Ne demişti İlker paşa, cemaatlerle mücadelemiz devam edecek.

O zaman da yazmıştım, cemaatlerden maksat,Gülen cemaatiydi. İlk defa bir genel kurmay başkanı doğrudan doğruya bir cemaati hedef alan bir açıklama yapıyordu.

Askerin görevi Anayasa ve yasalarla belirlenmiştir. Bu görevler arasında ne irtica, ne de cemaatlerle mücadele vardır. Hiçbir kurum, hiçbir kişi durumdan vazife çıkararak yasaların kendine vermediği bir görevi veremez. O zaman kurumlar arası çatışmalar, yetki uyuşmazlıkları, herkesin, herkesin işine karıştığı tam bir yönetim kaosu çıkar.

Genel kurmay başkanı ülkenin en önemli görevlerinin birinin başında bulunuyor. Cemaatlerle mücadele edeceğiz derken bunun hem yasal dayanaklarını, hem de bu ülkeye hangi zararları verdiğini açıklamak zorundadır. Hukuk devletinde keyfilik olmaz. Ben cemaatleri sevmiyorum, öyleyse TSK onlarla mücadele edecek diye bir mantık olamaz.

Aslında genel kurmay başkanının cemaatlerle mücadele sözüne verilecek çok cevap var. Ama içerisinde bulunduğumuz durumun nezaketi şimdilik bu cevapları ertelememizi gerektiriyor.

Bu ülkenin cemaatlerden ne zarar gördüğünü, cemaatlerle mücadele edeceğiz diyenler açıklamak zorundadır.

Manzara ortada, en keskin Gülen düşmanları bile TV ekranlarını dolduran eşsiz güzellikleri görmezden gelemediler. Yılın en az 300 gününü irtica ile mücadele adı altında bu ülke insanına iftiraya ayıranlar bile –Türkçe olimpiyatlarının-arkasındaki iradeyi takdir etmek zorunda kaldılar.

İlker paşa seyretmiş midir bilemiyorum, ama eğer seyrettiyse İstiklal marşının on kıtasını ezbere okuyan o beş yaşındaki ikiz çocukları seyrederken ne düşündü merak ediyorum.

Türk şiirinin ustalarının en güzel şiirlerini bir Türk gibi takılmadan okuyan, şarkılarımızı, türkülerimizi seslendiren, bayrağımızı iştiyakla sallayan büyük Türkiye’nin muştulayıcısı çocukları seyrederken ne düşündü acaba? Cemaatle mücadele o çocuklara istiklal marşını okutan, Türkçeyi öğreten, Türk bayrağını ve insanını sevdiren ruhla mücadeledir. Türk milleti arkasında önünde kim olursa olsun böyle bir mücadeleye destek olmaz. Kaldı ki bu muhteşem eserin arkasında bütün bir Anadolu’nun desteği, duası, sermayesi kısacası emeği vardır. Milletçe ihdas edilen bir eserdir bu.

İlker paşa’nın her yıl biraz daha güzelleşen, biraz daha zenginleşen bu emsalsiz gösteri karşısında düşüncelerini bir defa daha gözden geçirmiş olmasını dilerim. Bu hizmet hiçbir maddi karşılıkla elde edilemez. Bunun motoru imandır, Allah’a iman, Kurana, iman, Peygamber’e iman ve tabi büyük Türkiye’ye iman. İman olmadan bu kahırlı yolculuğa çıkmaya hiç kimse cesaret edemez. Belki de yüz senede bir gerçekleşen bu iman fışkırışına kimse engel olmamalıdır.Yeni bir tarih yazılıyor,destek olamıyorsanız bari köstek olmayın.Şarkımızı,Türkümüzü,Marşımızı söyleyen ve söyletenlerle mücadele edilmez, onlara ancak destek olunur. Başka türlü yapanları tarih affetmeyecektir.