Bir Gönül İnsanı Hekimoğlu İsmail
“Allah için işleyiniz, / Allah için görüşünüz, / Allah için çalışınız, / Allah rızası dairesinde hareket ediniz.”
Bu sözler, Hekimoğlu İsmail’in başucunda devamlı asılı duran ve önce kendisinin uyması gereken yasa maddeleridir. Bütün ömrünü bu çerçevede geçirmeye çalışmış ve hasta yatağında bile asla taviz vermeden ilkelerine sahip çıkmış biridir.
Yazıyı kaleme aldığımda, Salı gününün Çarşamba gününe devrinin ilk saatleriydi. Salı akşamı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞ tarafından hazırlanan “Hekimoğlu İsmail’e Saygı” programı icra ediliyordu. Kendisi de programa katılmayı çok istemesine rağmen, sağlığı el vermediği için hastaneye gitmek zorunda kalmıştı.
Gönül insanı olmak çok ama çok zor bir iştir. Hekimoğlu İsmail, namı diğer Ömer Okçu ağabey, bu zorluğu “derdimi seviyorum” diyerek aşmış nadir insanlardandır. Ali Emiri Kültür Merkezi, Hekimoğlu’nu sevenlerle doluydu ve herkes onun bir gönül insanı olduğuna canı gönülden şahitlik ediyordu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞ Genel Müdürü Nevzat Bayhan’ın açış konuşmasıyla başlayan program, Hekimoğlu İsmail’in hayatını özetleyen belgeselle devam etti. “Çekmediğin çile senin değildir,” diyen Hekimoğlu İsmail için hazırlanan belgesel, tarihe düşülen önemli bir nottu.
Hekimoğlu İsmail için hazırlanan paneli yönetmek ise bana nasip olmuştu. Konuşmacılar kadim dostları, Ahmet Günbay Yıldız, Recep Şükrü Apuhan, Hüseyin Yılmaz ve Ekrem Dumanlı idi. Hekimoğlu İsmail’i anlatanlar elbet bu kadar değildi. Üstad Bediüzzaman’ın yaşayan talebelerinden Mehmet Fırıncı ağabey, Ahmet Şahin, Yücel Çakmaklı, Servet Armağan, Harun Tokak, Durmuş Göktekin, Cemal Uşşak, Ali Erkan Kavaklı, Mehmet Nuri Yardım, Yılmaz Şener, Nevzat Tarhan da birer konuşma yaptılar.
Doğrusu Hekimoğlu İsmail’in bu kadar sevildiğini ve sayıldığını bilmiyordum. Tahminlerimin ötesinde bir sevgi seli ve muhabbetle bağlılık gördüm. Bu tür programların hiçbiri üç saat sürmez. Yaklaşık altı yüz kişi, üç saat çıt çıkarmadan salonda oturdu ve kimsede sıkılma emaresi görmedim. Son derece onurlu ve vakurlu bir gece yaşandı.
Program sonrası yaşlıca bir bey yanıma gelip, programı gazetelerden öğrendiğini ve Giresun’dan kalkıp geldiğini söyledi. Kulaklarıma inanamadım. “Şimdi de otobüse binip gideceğim” dedi. Biraz sonra yine yaşlıca bir bayan gelip, sırf program için Ankara’dan geldiğini ve otobüsle dönmek için teşekkür edip ayrıldı. Hanımefendi giderken arkasından baka kaldım. Bu nasıl bir şeydi ve nasıl bir duyguydu. İstanbul’u anlamıştım da Giresun ve Ankara’dan gelenleri anlamakta zorlandım.
Henüz bitmedi, bu sefer de genç bir kızımız yanıma gelip, sırf Hekimoğlu İsmail’le ilgili konuşulanları dinlemek için Sivas’tan geldiğini belirtince şaşkınlığım daha da artmıştı ki, bir başkası Sakarya’dan diğeri Kocaeli’nden geldiğini söyleyip gözyaşlarıyla salondan ayrılışları, yerimde donup kalmama sebep oldu. Tabiri caizse sersemlemiştim.
Ne diyeceğimi ne söyleyeceğimi bilemedim. Dışarıdan gelenler tamam da İstanbul’un içinden gelenlere haksızlık etmeyelim. Onların da duygu ve düşünceleri perde perde yükselmiş, sevgi, saygı ve duygu yüklü geceyi iyice taşıyamaz hale gelmiştim. Şimdiye kadar böylesine samimi bir topluluk içinde hiç olmamıştım. Hani derler ya duvarların dili olsa da konuşsa diye. Öyle bir şeydi işte.
Doğrusu, söyleyeceklerimi ifadede zorlanıyorum. En iyisi Kültür AŞ Genel Müdürü Nevzat Bayhan’ın sözleriyle yazımı noktalayayım.
“Yazdıkları ve anlattıkları, genç neslin önünde ışık olmuş, peşinden gelenleri sahili selamete çıkarmıştır. Halen de kalemin ve kelamın hatırını âli tutan, hazır ve öteler arasında bir ‘yer’den seslenmekte, ‘gönlünden’ gelenleri, kalbine tahattur edenleri ‘okur’ları ile paylaşmaktadır. Kalp kalbe, gönül gönüle ve akıl akıla bir buluşmadan kuşkusuz ne tarifi zor tiryaklar bulunacak ve ne onulmaz yaralar ‘kelam’ iksirince şifaya kavuşacaktır.”
Evet, Hekimoğlu İsmail’i anlatmak ve yazmak gerçekten kolay değildir. Sevenlerinden her zaman istediği bir tek şey vardır o da dua. Dualarımızı eksik etmeyelim ve acil şifalar dileyelim. Allah yar ve yardımcısı olsun. Amin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.