AKP ve Gülen'i bitirme planı ve bazı hatırlatmalar
Cuma günü Taraf gazetesi önemli bir habere imza attı. AKP ve Gülen’i bitirme planı başlıklı haberde,Genel kurmay harekat başkanlığı destek şube müdürlüğünce hazırlanan bir eylem planında AKP ile Gülen’in nasıl bitirileceği anlatılıyor. Belge bu yılın Nisan ayında hazırlanmış.
Planın tarihi, Ergenekon’un saatinin çalışmaya devam ettiğini gösteriyor. Onca tutuklamaya, onca operasyona rağmen, hiçbir şey değişmemiş.Bayrağı devralanlar yeni planlar yaparak yollarına devam etmişler.Anlaşılan yurt dışındaki Türk okullarının başarısı, okunan istiklal marşları,bazılarını çok rahatsız etmiş.Daha çok çocuk Türkçe öğrenmeden, daha çok genç Türkiye sevdasıyla yetişmeden bu işi bitirmeye karar vermişler.
Planın icra bölümü, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını, olayları anlamaya çalışırken çok dikkatli olmamız gerektiğini gözler önüne seriyor. Fethullahçı’ları gözden düşürmek için Işık evlerinde silah ve mühimmat bulunması için çalışma yapılmasını, Gülen Cemaatini PKK ile ilişkilendirmek için uyduruk deliller ihdas edilmesi ön görülüyor. Yani, devletin suçsuz, günahsız vatandaşlarına tuzak kurması planlanmış. Şimdi gelin de belli çevreler tarafından yargıya taşınan olaylara inanın!
Bir ülkenin askeri kendi vatandaşına tuzak kurar mı? Bu belge eğer başka tür bir manipülasyonu içinde barındırmıyorsa, çok vahim bir durumla karşı karşıyayız demektir. TSK’yı gözden düşürmek, dindar, mütedeyyin insanlarla karşı karşıya getirmek için de bu tür provokasyonlar yapılabilir. Asker’i –karşıtlar yaratıp, kışkırtarak- Eregenekon ihanet örgütünün yanına çekmek için de böyle bir belge tanzim edilmiş olabilir. Dedim ya hiçbir şey göründüğü gibi değil, her ihtimali düşünmek gerekiyor.
Şu ana kadar Genel kurmay bu belge bize ait değildir, bizim böyle bir planımız yoktur, olamaz demedi. Sadece konuyla ilgili soruşturma açıldığını, duruma Askeri savcılık tarafından el konulduğunu belirtti. Bu beyan hiçbir anlama gelmiyor.. Yapılması gereken ve normal olan, belge yayınlanır yayınlanmaz bunu şiddetle ret etmek, ve askerin her hangi bir parti ile mücadelesinin olmadığını, olamayacağını belirtmekti. Demek ki bazıları hala 27 Mayıs’ın,12 Eylül’ün, 28 Şubat’ın Türkiye’sinde duruyorlar. Saatleri hiç ileriye doğru çalışmamış. Yine de bir belgeye bakıp TSK’nın bir bütün olarak belgedeki planın arkasında olduğunu söylemek haksızlık olur. Esasen hayatını milletin değerleri ile savaşa adamış tipler her kurumun içinden çıkabilir. Ancak bu tiplerin hazırladığı akıl dışı belgeler sonunda dönüp dolaşıp arkasına saklandıkları kurumu vuruyor.
Geçen hafta arka arkaya, Kurtlar vadisi, Türkçe olimpiyatları ve cemaatlerle mücadele, yeni siyasi aktörler ve AKP başlıklı yazılar yazmıştım. Kurtlar vadisi için Ergenekon ile ilişkilendirilmesine inanmadığımı, bilakis ETÖ’ davasının toplum tarafından kabul görmesinde Kurtlar vadisinin önemli bir fonksiyonu olduğunu yazmıştım. Yeni siyasi aktörler ve AKP başlıklı yazıda, Cindoruk ile Şener’in siyaset sahnesine planlı indiğini hedefin AKP’yi kuşatmak, hırpalamak ve bitirmek olduğunu ifade etmiştim. Türkçe olimpiyatları ve cemaatlerle mücadele başlıklı yazı ile akabinde yazdığım birkaç yazıda ise, Gülen cemaatinin hizmetlerinden bahsetmiş, AKP ile Gülen cemaatine karşı planlı bir psikolojik harekat yürütüldüğünü, bu işin merkezinde Jitem’in olduğunu belirtmiştim. Taraf’ta yayınlanan belge yazdıklarımın bir özeti gibi, Kurtlar vadisi, Tek Türkiye ve Kollama gibi dizilerin imajının kirletilmesi için de çalışma yapılmasına karar verilmiş. İki gün önce Veli Küçük’ün has adamı Nuriş çetesinin Lideri Nuri Ergin’in mahkeme çıkışı, Polat Alemdar’ı kastederek onunla kardeşinin kellesini alacağım yakında göreceksiniz şeklindeki tehdidini de aynı çerçevede değerlendirmek lazım. Şimdi düşünüyorum da, bu belgeden sonra, yazdığım yazılara tepki göstererek, Gülen cemaati aleyhine ipe sapa gelmez iddialarda bulunanların biraz vicdanları sızlamış mıdır acaba? Yahut, kime hizmet ettiklerini anlamışlar mıdır dersiniz?