Bu belge bir şans olabilir
Ergenekon medyası irtica ile mücadele belgesinin sahte olduğunu ispatlamak için çırpınıp duruyor. Belgenin sahte olması, millete kurulan komplonun varlığını ortadan kaldırmıyor. Diyelim ki belge sahte,bu AKP ve Gülen’i bitirme istikametinde bir çalışma yapılmadığını gösterir mi? Üstelik bu ülkenin genel kurmay başkanı Gülen cemaatinden hala –karşı taraf- diye söz ederken. Hangi ülkenin genel kurmay başkanı ülkesinin bir kısım vatandaşlarını karşı taraf olarak tasnif eder? Bir genel kurmay başkanının keyfine göre ülke insanlarını kamplara ayırmaya hakkı var mı?
Aslında kaç gündür belge ile ilgili savunmada olanların yaptığı tek şey, Hükümete dönük böyle bir komplonun olmadığını anlatmaya çalışmak. Kimse belgenin asıl vahim olan tarafı ile yani Gülen cemaati ile ilgili yönü ile ilgilenmiyor. Sanki belgenin yanlışlığı Gülen cemaatini hedef almasından değil, hükümeti hedef almasından kaynaklanıyor. Yani Gülen cemaatinin hedef alınması, genel kurmay başkanının ifadesi ile karşı taraf olarak mütalaa edilmesi hiç yadırgatıcı gelmiyor.
Bir cemaate karşı taraf dediğiniz anda o belgede yazılı her şeyi dolaylı yoldan kabul ve tasdik etmiş olursunuz. Çünkü askeri literatürde karşı taraf düşmandır. Düşmanın ise her türlü metotla yok edilmesi gerekir. Evlerine silahta koyarsınız, esrarda. Düşmanla savaşın ahlakı olmaz. Her türlü hile,iftira, yalan,entrika mübah hale gelir. Onun için belgenin sahteliğine de dışarıda birilerinin askerin adını ve itibarını kullanarak işgüzarlık olsun diye hazırladığına da inanmıyorum.
İnanmıyorum, çünkü; belgenin altında imzası olan kişinin bu ilk sabıkası değil.
İnanmıyorum, bu tür ihanet planları daha önce de hazırlanmış, bir çoğu uygulamaya da konulmuştu.
İnanmıyorum,zamanında benzer belgeleri ortaya çıktığında haberim yok diyenler şimdi o işlerin tam ortasında olduklarını söylüyorlar.
İnanmıyorum, son birkaç haftadır meydana gelen gelişmeler –ihanet belgesinde-ön görülen düşüncelere çok uyuyor.
Demokrasiye bağlılık lafla olmaz.Ortada sadece soyut bir belge dolaşmıyor, bunu teyit eden bir Orgeneral’in Taraf gazetesine açıklamalarını da unutmamak lazım. Üstelik Taraf’a mülakat veren General, aylar önce durumu İlker Başbuğ’a aktardığını da söylüyor.Onun için Genel Kurmay’ın içimizde Demokrasi karşıtları barınamaz sözünü ete kemiğe büründürmesi lazım. TSK’da böyle bir yapılanmanın varlığı aylar önce kendisine söylendiğine göre,belgeyi hazırlayanları da en azından tahmin ediyor olması gerek.
İrtica ile mücadele belgesi tek başına en az Ergenekon davası kadar önem taşıyan bir belge... Bu belge, hukuksuzluğun, kışkırtmanın, kanunsuzluğun kaynağını nerede arayacağımızı, yıllardır içimizdeki suni kavgaları nasıl sonlandıracağımızı gösteriyor. Daha hala esası bırakıp usul ile toplumu meşgul ederek zevahiri kurtaracağını sananlar var. Ama nafile... Hangi gerekçeye sığınırlarsa sığınsınlar bu mızrak bu çuvala sığmıyor. TSK’nın eleştirilerin odağından kurtarılması için hiçbir komplekse kapılmadan bu ihanet planının sorumluları cezalandırılmalıdır. Bu TSK için de bir şanstır. İçindeki darbe heveslilerini cezalandırmak TSK’nın itibarını sarsmaz, bilakis saygınlığını artırır. Bu belge, TSK’yı milletin ordusu olmaktan çıkarmak isteyenlerden kurtarmak için bir şanstır.