Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Laiklik karın doyurur mu?

Laiklik karın doyurur mu?

Başlıkta yer alan soruyu ömrüm boyunca dinledim..
Kimi dedi: “Laiklik karın doyurmuyor...”
Kimi dedi: “Bak şu mürteciye... Daha laikliğin ne olduğunu bilmiyor, bir de karnının doymasını bekliyor...”
İncesinden kalınına, beyazından esmerine, irisinden ufağına, cahilinden okumuşuna, ne kadar Kemal varsa, Ahali partisinin salonunu tıka/basa doldurmuşlardı...
Hiç kimse sabahın köründe daha kahvaltı yapmamıştı... Oturum başkanı işareti verdi ve “Onuncu Yıl Marşı” en yüksek heyecanla okundu...
Doymuştu kalabalık...
Marş öncesi midesini avuçlayan seyirciler kanguru gibi sıçramaya başlamışlardı...
Anadolu Kemal’ine bir genç şu soruyu tevcih etti:
“Hocam, babam laiklik karın duyurmuyor diye yakınıyor, doğru mu?”
- Evladım babanız laikçilik turşusu yemiş mi hiç? Yememiştir... Laik ve dahi taze hıyarlardan yapılmış bir turşudan kim yerse hayatı süresince acıkmaz...
Öteki genç Hançeroğlu Kemal’e sordu:
“Hocam, laiklikten kaç tür çorba yapılır?”
- Ohooo!..
Ben deyim yüzlerce, sen anla binlerce laikçilik çorbası vardır... Hele bizim Baygit efendi yapsın da göresiniz o çorbayı...
Tabii her çorbada olduğu vechile laikçilik çorbasında da nane, iane, kekik-mekik, sos/mos unutulmayacaktır... Ayrıca ekşi limon veya Ekşi Oktay sıkacaksınız içine... Valla parmaklarınızı yersiniz...
“Hocam laiklik ağrıya/sızıya, uykusuzluğa-susuzluğa iyi gelir mi?”
Öteki Kemal, beriki Kemal, yandaki Kemal, hep bir ağızdan laikçilik türküsü söylemeye başlarlar... İkide bir esneyen uykusuzlar, susuzlar ve mide spazmı geçiren zavallılar canlanırlar, hatibin işaretini beklemeden Onuncu Yıl Marşı söylemeye başlarlar...
Yoldan geçmekte olan 2 ak sakallı ihtiyar duraksarlar ve söylenen nedir diye merakla bakarlar... Tam o sırada “Laikliğin elden gittiğini” ilan eden böyük zat çıkagelir... Civardaki duvardan hem atlar, hem de iki takla atar... O şimdi mukabil soruya cevabını da verir:
- Ben evden çıktığımda hantal vaziyetteydim... Bakkaldan iki dilim laiklik salatası aldım ve yiyince Süpermenleştim... Mürteciler karşıma çıksınlar da göreyim onları... Arkadaşlar Çin’i, Amerika’yı, Vatikan’ı hep laiklik kurtardı... Biz niye aynı nimetten faydalanmayalım?
Uçak mı yapacaksın, laiklik metalinden olacak omurgası...
Roket mi yapmak istiyorsun, yakıtı laiklik olacak ki milyonlarca kilometre ileriye gidebilsin...
Laiklik yoncası yemeyen inek süt vermez arkadaşlar...
“Hocam biz inek miyiz?..”
- Hayır lan, siz inek değilsiniz, amma laiklik lokması yutmadığınızdan dolayı salaksınız...
Gençler ve yaşlılar ağızbirliği etmişcesine Baygit efendiye: “İyi güzel de, neyin laik, neyin laik olmadığını nereden bileceğiz?”
- Kolayı var arkadaşlar...
Ahali cemahiriyesine yakın duran herkes laiktir... Uzakta duranlar ise, yobazdır, gericidir, hatta ve hatta vatan hainidir...
Yıkık duvarın üzerindeki horoz keskin seslerle ötmeye başladı...
Daha ötede otlayan sıpa çifte savurarak zıp zıp zıpladı ve dahi etrafı kolaçan eyledi...
Adem oğullarına yakın duran kediyi bir düşünce aldı... Yürüdü oradan uzaklaştı...
Yukarda uçan leylek gülmekten nerdeyse yere düşecekti...
Delifişek bir genç kendi kendine sordu:
“Acaba Ergenekon çetesinin içinde laik olmayan var mıdır?”
Bilemezsiniz...
Ben bu yazıyı salim kafa ile yazmadım... Uzak bir ildeydim... Döndüm, fakat beğeneceğiniz bir yazı yazamadım... Suç benim değil...
Laikçilik böreği yemeyen adamdan daha iyisini beklemeyiniz... Şayet Ahali Hizbi’ne uğrar da orada tıka/basa laiklik köftesi yersem yazılarım kıvamını bulur...
Sahi açlığınız geçti mi, sağlığa kavuştunuz mu, kutsal inekleriniz var mı? Sordum işte...

Çevik huylu zorbayı Bir yitirdik, Bir bulduk
Temizlik kazanında silme/süper kir bulduk
Gün oldu eşkiyalar bağladı tüm yolları
Gün oldu intiharı düşünen beygir bulduk.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi