Gündemden notlar
Bu sıralarda gündemde genellikle İran’daki cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında yaşanan hadiseler ön sırada. Bu konu belki daha bir süre gündemi meşgul etmeye ve muhtelif ortamlarda tartışma konusu olmaya devam edecektir. Biz ise bugünkü yazımızda İslâm dünyasında yaşanan ve önemli gördüğümüz diğer bazı gelişmelerden özet bilgilerle söz etmek istiyoruz.
Patani yeniden gündemde: Tayland’daki Budist diktatörlüğün Patani Müslümanlarına yönelik zulüm uygulamalarının ve saldırılarının şiddet kazanması üzerine Patani meselesi yeniden gündeme geldi. Bir İslâm beldesi olan Patani’yi şiddet yoluyla işgal altında tutan Tayland güçlerinin geçtiğimiz günlerde on Müslümanı namaz kılarken öldürmeleri onların bu tür cinayetleri bir tür zevk ve eğlence gibi gördüklerine delalet ediyor. Afganistan’da savunmasız insanların üzerine füze fırlattığı zaman kendini gol atmış futbolcu gibi hisseden çağdaş haçlı zihniyetiyle Patani’de namaz kılan insanları kurşuna dizerek zevklenen Budist anlayış ne kadar çok birbirine benziyor! Tayland’daki Budist krallığın Patani’de gerçekleştirdiği vahşi cinayetleri Türkiye gündemine taşıması ve Müslüman halkın topraklarını gayri meşru bir şekilde işgal altında tutan bu yönetime tepkisini temsilciliğinin kapısına siyah çelenk koyarak göstermesi vesilesiyle Mazlum-Der’i tebrik ediyorum. Patani gerçeğini ve Tayland Krallığı’nın Budizm temelli sömürü sisteminin yapısını inşallah ileride daha ayrıntılı bir şekilde anlatmaya çalışacağım.
Peres’in Azerbaycan ziyareti: Gazze’de sergilediği insanlık dışı vahşet, gerçekleştirdiği katliamlar sebebiyle diplomatik ilişkilerinde ciddi sıkıntılar yaşayan Siyonist işgal devletinin eli kanlı cumhurbaşkanı Şimon Peres bir İslâm ülkesine, Azerbaycan’a kabul ediliyor. Peres’in bu ziyaretinin öncelikli amacı söz konusu saldırı ve katliam sebebiyle oluşan engelleri aşma ve yeniden bir normalleştirme süreci başlatmadır. Siyonist yönetim bu gibi tıkanmalarda önünü açmak için bazı ikili ilişkilerini yedekte tutmakta ve normalleştirme sürecini başlatabilmek için onlardan yararlanmaktadır. Dolayısıyla Azerbaycan yönetiminin Peres gibi birini kabul etmesinin amacı onun üzerindeki kirleri ve kanları temizlemektir. Ama bunu yaparken gerçekte kendi üzerindeki kirlerin artmasına sebep oluyor. Azerbaycan yönetiminin son dönemde camiye, namaza ve ezana karşı bir savaş başlattığı biliniyor. Bu savaşından dolayı zaten tüm İslâm âleminde imajı iyice kötüleşmiştir. Ardından Siyonist vahşetin başını ağırlaması o imajının daha da kirlenmesine ve kötüleşmesine sebep olmuştur. Peres’in Azerbaycan ziyaretine karşı yarın (28 Haziran Pazar) İstanbul’daki Azerbaycan Konsolosluğu önünde bir protesto eylemi düzenleneceğini dünkü yazımızın sonunda belirtmiştik. Burada bir kez daha hatırlatmış olalım. Eylem 13.00’te Levent metrosu önünde toplanılarak başlatılacak.
Halid Meşal’in konuşması: Obama’nın Kahire’den İslâm âlemine hitap tarzında konuşma yapmasından, ardından Netanyahu’nun işgalci Siyonist devletin ABD’nin yeni dönemde izleyeceği siyaset karşısında sergilemeyi planladığı tutumu ortaya koyan konuşmasından sonra Filistin İslâmî Direniş Hareketi (Hamas)’ın Siyasi Birim Başkanı Halid Meş’al de Şam’dan dünya kamuoyuna hitaben bir konuşma yaptı. Meş’al konuşmasında Filistin’deki İslâmî direnişin ilkelerinden taviz vermeyeceğini ve işgale son vermek için direnişi Filistin halkının meşru hakkı olarak gördüğünü bir kez daha tekrarladı. Meş’al’in konuşması gerek Filistin’de ve gerekse İslâm dünyasının genelinde epey yankı buldu. Biz konuşmanın içeriğiyle ilgili ayrıntılı değerlendirmemizi inşallah daha sonra müstakil bir yazıda yapmaya çalışacağız. Şimdilik bu konudaki bilgileri ve muhtelif siyasi çevrelerin yaptığı açıklamalara dair haberleri Filistin Enformasyon Merkezi’nin Türkçe bölümünden (www.filistinhaber.com) okumanızı tavsiye ediyorum.
Lübnan’da Meclis başkanı yine Nebih Berri: Lübnan’da genel seçimlerin ardından oluşan yeni parlamentonun başkanlığına tekrar Emel Partisi’nin lideri Nebih Berri seçildi. Berri bu göreve beşinci kez seçiliyor. Lübnan’da genellikle Sa’d el-Hariri’nin başını çektiği cephenin çoğunluğu elde etmesine rağmen Meclis başkanlığına yeniden muhalefetin önemli siyasi liderlerinden olan Berri’nin seçilmesi siyasi dengelerin gözetilmesiyle ve bir uzlaşma zemininin oluşturulmasıyla ilgili olabilir. Bu arada ülkede yeni hükümetin oluşturulması için de çalışmalar devam ediyor. Başbakanlığa en güçlü aday olarak eski Başbakan Refik el-Hariri’nin oğlu ve onun mirası durumundaki Mustakbel Partisi’nin lideri Sa’d el-Hariri görülüyor. Hizbullah lideri Hasan Nasrullah da hükümet kurma çalışmaları hakkında görüşme yapmak amacıyla Sa’d el-Hariri’ye bir ziyarette bulundu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.