Tatil bol, yapabilen yok!
Çoğunlukla ‘tatil yapmaktan çalışmaya vakit bulamadığımız’ yönünde şikâyetler dile getirilir. Gerçekte de ülkemiz, çalışma günü bakımından ‘fakir’ bir ülkedir. Hafta sonu tatilleri ile uzatmalı bayram tatilleri bir araya gelince yılın üçte birini tatil ile geçirdiğimiz ortaya çıkıyor.
Tabiî ki bu tatiller daha çok devletin memur ve işçilerini ilgilendiriyor. Özel sektörde çalışanlar için tatiller daha sınırlı. Bazen de iş yapmayan memurları görünce, “Tatil yapmaları, çalışır görünmelerinden daha iyidir!” dediğimiz de olur.
Aslında tatil deyince akla mekân değişikliği ya da sıla-i rahim (eş-dost ve akraba ziyaretleri) gelir. Ülkemizde tatil günleri fazla olmakla beraber ‘tatile gitmek’ yaygın değildir. Bunun da sebebi maddî imkânsızlık...
Büyük çoğunluk, tatil için ülkemize gelen turistleri görünce onlara hem hayret eder, hem de gıpta eder. Türkiye’de yaşayıp da tatil için yurt dışına gidebilenlerin sınırlı sayıda kişiler olduğu malûm. Millet ekseriyetinin değil yurt dışına, yaşadığı il dışına çıkması bile zor. Hatta, yaşadığı ilin ilçelerini ve tarihî mekânlarını bilmeyen, bilse de ziyarete gidemeyen milyonlarca kişi var.
Bu durum Türkiye’nin maddî imkânını ya da imkânsızlığını görmek ve göstermek bakımından da önemlidir. Bir kaç gün önce AA’nın servise koyduğu bir haber vardı. Haber, gazetemizde de şu başlıkla yer aldı: “Avrupalı işsiz bile Türkiye’de tatil yapabiliyor.” (AA, 5 Temmuz 2009)
Haber şöyle devam ediyordu: “Grand Şeker Otel Genel Müdürü Tülin Arapoğlu şunları kaydetti: ‘Ekonomik kriz Türkiye’ye gelen yabancı turistin profilinde bir değişikliğe sebep olmadı. Hep aynı ekonomik seviyedeki insanlar geliyor, yine işsizlik parasıyla gelip tatil yapıyorlar. Bundan 5 sene önce de Avrupalı turist ülkesinde aldığı işsizlik maaşıyla Türkiye’de tatil yapabiliyordu, bugün de...”
Acı, ama gerçek: Ülkemizde ‘çalışan’lar, Avrupa’nın ‘emekli’lerinden değil; ‘işsiz’lerinden bile daha zor durumda. Bu acıklı durumun değişmesi gerekmez mi? Mutlaka düşünüyordur, ama Türkiye’yi idare edenlerin biraz daha ‘ciddî’ düşünmesinde, çare aramasında fayda var.
Tam da bu haberlerin gazetelerde yer aldığı günlerde işçi emeklilerine ‘zam’ yapıldığı duyuruldu. Elbette Türkiye’nin imkânlarının farkındayız, ama yapılan zammı ‘zam’ olarak açıklamak bile abes. Ayda 10 ya da 15 TL artışla emeklilere destek olunabilir mi?
Şu hatıra gelebilir: Çalışanlar ne alıyor ki emeklilere daha fazla para verilebilsin? Bu soruyu soranlar da haklıdır, ama çare bulmak Türkiye’yi idare edenlerin boynunun borcudur. Madem Avrupa’daki ‘işsiz’ler bile ülkemizdeki çalışanlardan daha iyi durumda, o halde oradaki ‘sır’ı öğrenmek lâzım.
Milletimiz boşuna mı bunca aleyhte propagandalara rağmen Türkiye’nin AB üyeliğine destek veriyor sanıyorsunuz? Çalışmak da, müstehcenlik tuzaklarına düşmeden ‘tatil’ yapmak da herkesin hakkı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.