Dursun Çiçek tarafından yazıldığı iddia edilen İrtica ile mücadele belgesinin iki hedefinden biri Gülen cemaatiydi.

Genel kurmay başkanı belgenin sahte olduğunu iddia etmesine rağmen hiçbir zaman Gülen cemaatiyle mücadeleleri olmadığını söylemedi.

Son MGK toplantısında Medya’ya sızan bilgiler arasında askerin Emniyet teşkilatındaki Gülen’cilerden şikayet ettiği, Başbakan’ın da dedikodular üzerine kimse hakkında işlem yapmayacağını söylediği rivayet ediliyor.

Gizli bir toplantıdan aktarılanların ne kadarının doğru olduğunu bilemiyoruz. Ama uzun zamandır, planlı bir şekilde Polisle Gülen cemaatini özdeşleşmek için psikolojik bir harekatın yürütüldüğü ortada.

Bu aynı zamanda ETÖ sanıklarının savunma stratejisinin omurgasını da oluşturuyor.

Evinde, bahçesinde silah yakalatan, Polis koydu diyerek yakayı kurtarmaya çalışıyor.

Polis koydu’dan maksadın Gülenci’ler koydu olduğunu söylemeye gerek yok.

Böylece kafalarda istifhamlar, soru işaretleri yaratarak ETÖ’yü kamu vicdanında aklamaya çalışıyorlar.

Bunun için polis teşkilatının yıpranması, Kurumlar arasına husumetin girmesi umurlarında değil.

Yeter ki, ETÖ’cüler kurtulsun.

Yani, işin Türkçe’si emniyet teşkilatında Gülencilerin olup olmaması o kadar önemli değil.ETÖ davasının komplo olduğunu anlatmak için bir gerekçeye ihtiyaç var, şimdilik Gülenci’ler bu ihtiyacı gideriyor.Daha inandırıcı bir gerekçe bulsalar, ona sarılacaklar, ama yok.

Bu zaviyeden baktığımız zaman, Darbeciler için Emniyette Gülenci’lerin bulunması, bulunmamasından daha tercih edilebilir bir durum.. Birkaç Gülenci bulunacak ki, savunmaları inandırıcı olsun. Onun için planlı bir abartmayı içinde taşıyan Gülen’ci polisler, istihbaratçılar tespitine katılmıyorum. Bu bir çarpıtmadır, maksadı da, ortaya çıkan vahim iddiaları,çirkin komploları Gülen cemaatinin arkasına saklanarak gizlemektir.

Gülen’ci olmaya gelince…

Bazı çevreler Gülen’ci olmayı yeni bir öcü gibi takdim ederek, ondan yeni bir tehdit ve tehlike algılaması çıkarmaya çalışıyorlar.

Bir defa demokrasilerde bir kanaat önderini sevmeye, ona saygı duymaya sınır konulamaz. Yasalar insanların duygularıyla uğraşmaz. Gülen Hoca efendi, ona karşı olanların toplamının karesinden çok bu ülkeye hizmet etmiş bir insandır. Böyle bir insanı sevmek suç veya nakise değil olsa, olsa fazilet olarak mütalaa edilir.

Diğer taraftan Gülen’i sevenler devlet memuru olamazlar diye bir kaide de yok.

Maocular, Leninciler,bölücüler, mezhepçiler,ıvır zıvır adamlar devlet memuru olunca bir şey olmuyor da, Gülen’i sevenler devlet memuru olunca niye sorun olsun?

Bu tarz soyutlamalar, ayırımlar kimseye fayda getirmez.Fethullah’çılar var diye yakalanan silahları emniyete yıkmak kimseyi kurtarmaz.

Haa. Gerçekten ETÖ operasyonunu Gülenci’ler başlatmışsa buna kızmak yerine alınlarından öpmek lazım.Ülkeyi darbeci zibidilerden kurtarmak suç mudur?

Bu defa boşuna uğraşıyorlar. Gülen’den bir Ali Kalkancı veya Müslüm Gündüz çıkarıp, paçayı kurtaramazlar..