Hayattan keyif alamıyorum
Fatma Abla ben, 18 yaşında bir öğrenciyim. Şu günlerde okul tatil olduğundan evde dinlenmeye çalışıyorum. Ama inan ki iki yıldan beri hiçbir şeyden zevk alamıyorum. Sabahları kalkıyorum, canım hiçbir şey istemiyor. Saçımı taramak, yatağımı toplamak, arkadaşlarımı ziyaret etmek, eğlenmek...gibi hayatımı renklendirecek şeylerden hiç keyif almadığımdan vaktin çoğunu uyuyarak geçiriyorum. Sabahları on ikiden önce kalkamıyorum. Annem sürekli söyleniyor ama ben yatakta kaldıkça sanki dışarıda beni rahatsız edecek ortamlardan uzaklaşarak yatağa sarılıyorum. Kitap okuyamıyorum, dışarı pek çıkmıyorum, kimseyle görüşmüyorum her şey bana anlamsız geliyor. Seneye üniversiteye gideceğim, anaokulu öğretmeni olmak istiyorum ama bu ruh haliyle nasıl yapacağımı bilemiyorum. Birkaç ay önce annemin isteğiyle bir psikiyatriste gittim depresyon olduğum ortaya çıktı ve ilaç tedavisine başladılar. Ama ilaçlar beni daha çok uyutmaya başladı ve bıraktım. Aslında çok şey istemiyorum, sadece yaşadığım hayattan keyif almak, mutlu olmak istiyorum. Dinime bağlı biriyim ona rağmen namazlarımı dahi zor kılıyorum. Bu hiç anlayamadığım yorucu durumdan kurtulabilmek için neler yapabilirim? Bu konuda bana yardımcı olur musunuz? Sebile Demiryürek
Tedaviye devam edin
Yaşadığın sorunun iki yıl önce başladığını ifade ediyorsun. Bu dönem hayatında ne gibi bir değişiklik oldu da böyle bir depresyon geliştiğini bilemiyorum. Ama doktorunun teşhisi bu dönem bir depresyon geliştiği yönünde olmuş. Depresyon, toplumda sıkça rastlanan fakat pek de ciddiye alınmayan bir durumdur. Böyle bir sorunla mücadele eden kimseler, sizin de ifade ettiğiniz gibi, hayattan keyif almazlar, günlük sıradan yaptıkları işleri dahi yapmak istemezler, olaylara olumsuz yönden bakarlar, yeme bozuklukları, uyku düzeninin değişmesi, halsizlik ölüm düşüncesi, kendini küçük görme, çökkünlük...gibi durumlar görülebilir. Ve kişi içinde bulunduğu durumdan kaçmak için, yeme, uyuma, yalnızlığa çekilme...gibi alanlara çekilebilir. Bu sorununuzu çözebilmek için daha önceden gittiğiniz gibi bir psikiyatriste gidip tedaviye başlamalısınız. Hastaların çoğu, depresyon tedavisine başladıklarında ilaçların yan etkisi olduğunu düşünerek tedaviyi yarıda bırakıyorlar. Oysa, ilaçlarınızın yan etkilerini doktorunuzla görüşebilirdiniz ve bu konuda doktorunuz desteğine başvurabilirdiniz...Bundan sonraki tedavi sürecinde ilaçlarla ilgili bir sorun yaşadığınızda tedaviyi bırakmayın sorun olarak gördüğünüz durumu doktorunuzla görüşün. Ayrıca tedaviye kendi çabanızı da katarak sürecin hızlanmasına katkı yapabilirsiniz. Bunun için, dış dünyaya açılmaya, arkadaşlarınızla birlikte vakit geçirmeye, sevdiğiniz istediğiniz işleri yapmaya gayret gösterin...Eğer tedaviye tekrar devam ederseniz sorununuz bir süre sonra ortadan kalkacaktır.
Babam çok baskı yapıyor
17 yaşında bir genç kızım. Dindar bir ailem var ve ben de elimden geldiği kadar ibadetlerimi yerine getirmeye çalışan biriyim. Ama babamın baskıcı tutumları beni çok yoruyor neredeyse ibadetlerimden soğuyacak duruma geliyorum. Namazlarımı vaktinde kılmadığımı, tesettürümün tam olmadığını söyleyerek beni dine zarar veren biri olarak lanse ediyor ve sürekli aşağılıyor. Böyle zamanlarda her şeyden soğuyorum. Babam bazı konularda doğru söylüyor olabilir ama ben de gencim, süslenmeyi seviyorum, özgürlüğüme düşkünüm, biraz da tepkisel bir yapım var ama ne olursa olsun bir baba kızını bu kadar aşağılar mı? Babama çok kırılıyorum, bana dinimi güzel bir dille anlatabilirdi ve bana sevgisini verebilirdi. Ama o sürekli eleştiriyor, sürekli hakaret ediyor ve beni günahkar olmakla suçluyor. Babamı kırmak istemiyorum ama bu sorunumu da nasıl çözebileceğimi bilemiyorum lütfen bana yardımcı olun... Sündüs Yurdakul
Öğrenilmiş davranışlarımız var
Bazı davranışlarımız vardır ki, biz bunları küçüklükten itibaren ailemizden ya da çevremizden öğreniriz ve ilişkilerimizde buna uygun olarak davranırız. Ebeveynlerimizin bazı tutum ve davranışları da bu türden kalıplara dayalı olduğundan onlar çocuklarıyla ilişkilerinde buna benzer sorunlar yaşayabiliyorlar. Dinimizi, örnek hayatıyla bizlere öğreten Resulullah, insanlara tebliğ yaparken son derece nazik ve anlayışlı olduğu kadar kişinin ruhsal yapısını ve anlama tasavvur etme kapasitesini de dikkate alırdı. Ona gelen insanlar arasında bedeviler de, beldenin en bilge kişileri de vardı ama o hepsine insani ve sevecen bir yaklaşımla kimisine sözel olarak kimisi de davranışlarıyla tebliğ yapmıştı. Ebeveynlerimiz bizlere karşı elbette kötü niyetli değiller, aksine bizler için her şeyin en iyisini istiyorlar ve bunun için duada bulunuyorlar. Ama ailelerinden öğrendikleri ve hayatlarına taşıdıkları bazı kalıp yargılarla hareket ettiklerinden aile içi ilişkilerinde sizin söylediğiniz türden sorunları ortaya çıkabiliyor. Bunu bu şekilde düşünerek babanıza anlayış gösterebilirsiniz. Tarzını tasvip etmeseniz de, sanırım söylediği şeyler, namaz ya da ibadetlerle ilgili konular...Onu olduğu gibi kabul ederek her zaman yaptığın gibi yine ona karşı anlayışlı olabilirsin. Ama uygun bir zamanda babanla konuş ve bu rahatsızlığını da dile getir. "Kendisinden nasıl davranmasını bekliyorsan, ne tür beklentilerin varsa, nasıl bir dil kullanmasını istiyorsan..." bunu ona ifade et ve sana karşı gösterdiği sert tutumundan kırıldığını belirt..." sanırım uygun bir dille rahatsızlığını belirttiğinde baban anlayacak ve iletişim tarzını gözden geçirecektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.