Abbas Hristofyas muhabbeti
Doğu Türkistan olayları gündemi meşgul ederken ajanslara ilginç bir haber düştü.
" 'One minute'un karşılığı bu mu?" şeklinde.
Filistin Yönetiminin uzatmalı Başkanı Mahmud Abbas, Kıbrıs'ın Rum kesimini ziyaret etmiş. İki yönetim arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi için temaslarda bulunmuş. Hristofyas'la görüşmüş, görüşme sonrası Hriftosyas İKÖ'de Rum tezlerini savunduğu için Abbas'a teşekkür etmiş, Ramallah'da Rum temsilciliği açılacağını, Güney Kıbrıs'ın, Filistin halkının haklarıyla ilgili BM Komitesi üyeliğini sürdüreceğini, AB içerisinde de Filistinli "kardeşlerinin" davasını desteklemeye devam edeceğini de söylemiş.
Mahmud Abbas ise, Güney Kıbrıs'ın Filistin halkının haklarının geri alınması, iki devletli bir çözüm çerçevesinde, başkenti Doğu Kudüs olacak bağımsız bir Filistin devleti kurulması mücadelesine verdiği istikrarlı destek için Hristofyas'a teşekkür etmiş.
Bu haber bizim basında Abbas'ın nankörlüğü şeklinde verildi.
Abbas'ın İKÖ'de Rum tezlerini savunduğunu doğrusu ben de yeni öğrendim. Ama şaşırmadım. Arap dünyasındaki Abbas ve paralelindeki diplomatların genel yapısını bildiğim için Rum tezlerini savunuyor olmasını yadırgamadım.
Kimi Arap devletlerinin geçmişte Kıbrıs konusunda Rum tarafını desteklediklerini dış politikayı birazcık takip edenler çok iyi bilirler. Bu politikanın hem bizden hem de Araplardan kaynaklanan sebepleri vardır.
Bizden kaynaklanan sebeplerin başında, geçmişte İslam dünyasıyla özellikle Arap dünyasıyla ilişkilerimizin fevkalade zayıf olması yatmaktadır. Sırtımızı onlara döndüğümüz için onlar da karşı tarafta yer almışlardır.
İkinci sebep ise Arap yönetimlerinin anlayışlarından kaynaklanmaktadır. Önemli bir kısmı soğuk savaş döneminde doğu bloğunda yer almışlar, sosyalizmi benimsemişler ve Türkleri de işgalci kabul ederek dış politikada Türkiye aleyhtarı politikalar izlemişlerdir. Bu ülkelerin devlet adamları ve diplomatları kendi halklarının değerleriyle kavgalı bir politika sürdürmüşlerdir.
Şimdi günümüzde bunların çoğu Türkiye'yle barışık bir politika takip ettikleri için isimlerini zikretmeye gerek yok.
Bizde Arap denince hemen dindar insan anlaşıldığı için onların arada sırada bize yansıyan söz ve tavırları yadırganır hale gelmiştir. Oysa onların normal düşünce ve yaşantıları öyledir.
Mesela Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas onlardan biridir.
Mahmud Abbas, görev süresi dolmuş, oturduğu makamın şağılı fuzulisi bir zat. Filistin halkının tercihine saygıyı çok gören bir Filistin lideri. İsrail ve batının desteklediği bir lider. 2006 seçimlerinde Filistinliler HAMAS'ı seçince uygulanan ambargoya teslim olmayı tercih eden bir lider. Seçilmiş milletvekillerinin hatta meclis başkanının İsrail tarafından tutuklanmasına sevinen ve serbest bırakılmasını istemeyen Filistin lideri. Filistin'in Mısır'a açılan tek kapısı olan Refah kapısının ambargo zamanında bile açılmasını istemeyen ve Gazza'ye uygulanan ambargoya destek veren Filistin lideri.
Bu zatın Rum tezini savunmasına neden şaşalım ki?
Kıbrıs Türklerinin durumunun 1974 çıkartmasından önce bugün Filistinlilerin içinde yaşadığı acıları çektiğini hatırlatmaya hacet var mı?
Hacet yok. Çünkü onlar bunları bilirler ve bile bile Rum tarafını destekleyebilirler.
Asıl şaşılacak nokta Abbas'ın teşekkür konusudur. Abbas Filistin'de iki devletli çözüme destek verdiği için Hristofyas'a teşekkür ediyor, haberden anlaşıldığına göre o da bunu ikrar ediyor.
Yani Kıbrıs'ta tek devletli çözümde ısrar eden Hristofyas, Filistin için iki devlet çözümüne destek veriyormuş!
Hem KKTC hem de Türkiye diplomatları buna ne diyecekler merak ediyorum!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.