Millet kafayı yedi... Sıcaklardan... Biz bu kadar fazla sıcağa alışkın insanlar değiliz. Her zaman sıcak olan ülkelerde yaşayanlar için normal gelebilir.

Güneşe hasret kalmış kuzeyliler için de bu derece sıcaklık "kemiklerin ısınması" için fırsattır belki.

Fakat böylesi bize aşırı geliyor.


* * *
Yürüsen yürünmüyor, yatsan yatılmıyor.

Oturduğu yerde boncuk boncuk ter döküyor ahali.

Gündüz güneş tepede, geceleri de binalar günboyu yuttukları sıcaklık yüzünden fırın.

Etrafınızdakilere bakın, insanların göz kapakları ne tam açık, ne tam kapalı.

Baygınlık öncesi gibi bir hal var üstümüzde.


* * *
Direksiyon sallayanlar galiba en çok etkilenen kesim.

Adam tek yönlü yolda tersten geliyor, bir başka tek yöndeki yola yine tersten girmeye çalışıyor.

Ne yapıyorsun birader diye soracak olsanız, anlamlı bir cevap veremez.

Anlamlı bir cevap verebilme yeteneğini kaybetmiş.

Direksiyonu tutabildiğine, gaza frene basabildiğine şükredin.


* * *
Bir başkası, akan trafik içinde düz yolda giderken, birden bire yol ortasında duruyor.

Ne oldu, ne yaptın, niye durdun diye sormaya kalkmayın.

Farkında değil.

Olsa, olabilse, orada durulmayacağını bilir; arkadan gelenin vuracağını tahmin edebilir.

En azından sinyal verip kenara çekmeye çalışır.


* * *
Yine sıcağın etkisiyle beyni pişme kıvamına gelmiş olan bir başka şoför, üç şeritli yolda bir sola gidiyor, bir sağa.

Yolda sekizler çiziyor.

Tehlikeliymiş, kaza yapabilirmiş, canına malına zarar gelebilirmiş, başkalarına kastedebilirmiş, hepsi boş, hepsi hikâye, hepsi hava civa.


* * *
Kimisi de aynı sekizler çizme işini aşırı sürat halinde yapmakta.

Onlar da garibim, çok hızlı gidince, sıcaktan kurtulabileceğini sanıyor zahir.

Bunlardan biri ayarını kaçırsa ve araç kontrolden çıksa da kaza yapsa...

Direksiyondaki ve yanındakiler ufak tefek sıyrıklarla kurtulsa...

Parti kongresinde parmağına kurşun yedikten sonra kürsüye çıkan Özal gibi açıklama yapmazsa ben bir şey bilmiyorum: "Allah'ın verdiği canııı... O'nun izni olmadan kimse..."

Hurra, alkışlar...

O sırada birisi yerde yuvarlanmaktadır; kameralar tespit etmiştir.

Sözünü etmeye çalıştığımız kazada ise yerde yuvarlanan, arabadan fırlayan yaralılardan biri elbette.


* * *
Velhasıl azizim, bu sıcaklar bize iyi gelmedi. Çok dikkatli olmak lâzım.

Düşman etmedi bize bu sıcakların ettiğini derken, trafik kazalarının bilânçosu savaşta kaybettiklerimizden fazla olduğunu hatırlatmaya çalışıyorum. Şu fakire hak verin.

Millet kafayı yedi diyorum size.

Yetmiyor mu bu açıklama? Peki, öyle olsun.

O halde, yedi değil, sekiz!