Ertosun mu, paşa tosun mu pek aklımız ermedi, amma ilerde muhtemelen kimin kim olduğu vuzuha kavuşacaktır...
Bakıyoruz, okuyoruz her yerde o...
Tıpkı 367 Sabih gibi görüş sahamızı karartıyor...
Peki onun oraya gelmesine vesile olan en büyük Türk büyüğü kim?
Herkes “ben değilim” diyecek... Fakat kimsenin inanacağı kalmadı...
Dönüp gerilere bakalım isterseniz...
Ferhat Sarıkaya bir savcı idi...
Sırf vazifesini yaptığından dolayı birilerinin gazabını üzerine çekti... Hazırladığı fezlekede bazı dokunulması hayal bile edilemeyecek kişilerin isimlerine yer verdiğinden dolayı HSYK tarafından meslekten ihraç edildi...
Gelelim zurnanın zırt dediği yere...
Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK)’nın Başkanı Adalet Bakanı değil mi?
Yani o günkü Bakan sayın Cemil Çiçek...
Bir çırpıda, nahak yere kendi personelini insafsızca mesleğinden tart eden sayın Cemil Çiçek’tir... Eğer Bakan bey imzalamasa Şemdinli savcısı Ferhat Sarıkaya ihraç edilebilir miydi?
Asla ve kat’a!..
Bilahere neler olmuş bir bakalım...
Adalet Bakanı olan, o zamanın AKP’lisi Cemil Çiçek, şu anda adı ETÖ örgütü mensuplarıyla sıkça anılan, özellikle otellerde toplantılar yaptığı iddia edilen, fotoğraf karelerinde Ergenekon sanıklarıyla heybetli resimleri çıkan, eski Tevkif ve Cezaevleri Genel Müdürü Ali Suat Ertosun’u himaye eden kimdir?
Ne siz bilebilirsiniz, ne de ben...
Ama sayın Bakan Cemil Çiçek’in Meclis’e teklif götürerek Üstün Hizmet Ödülü verdiği herkes tarafından biliniyor...
Devlet Üstün Hizmet Madalyası ile zamanın Bakanı tarafından taltif edilen sayın Ali Suat Ertosun mu kabahatli, yoksa ona madalya veren mi?
Evet her ikisi de diyebiliriz...
Ali Suat Ertosun bilhassa AKP hükümetleri zamanında hızlı yükselişe geçmiştir... Yargıtay üyeliği ve bilahere HSYK üyeliği ki, bu üyelikte 3 kişi arasından terciheşayan görülmesininin mantığını anlamak zor.
Sayın Cumhurbaşkanı da malum zatı atamaya imza atan isimdir...
Zaten “Üstün Hizmet Madalyası” almak için Bakanın teklifi, Bakanlar Kurulu’nun onayı, Cumhurbaşkanı’nın imzasıyla mümkündür...
Anlayacağınız sular kendi mecrasında gürül gürül akmaktadır...
Ali Suat Ertosun için haberler yayınlamanın, fotoğraflarla desteklenen görüntülerini yayınlamanın hiçbir faydası yok...
Ferhat Sarıkaya’da ceberrut kesilenler, Ali Suat Ertosun ve YARSAV meselesinde pes perdeden vıdı vıdı etmeleri ibretlik bir husustur...
Sayın Başbakan, “Bize AKP demeyin, AK Parti deyin” diyor ve emre uymayanları da edepsizlikle suçluyor...
Benden kısa bir soru:
Sayın Cemil Çiçek’in her zaman Bakan, her yerde emir/ferman yetkisi taşıdığı partiye şahsen ben “AK Parti” diyemem...
Evet, yeni Adalet Bakanı Ertosun ve arkadaşlarının Ergenekon davasını sıfıra müncer etme çabalarına bir miktar direndi... İnşallah yüce dağlardan bir rüzgâr esip yelkenleri indirmez...
Halihazır Bakan’dan ziyade Cemil Çiçek söz sahibi gözüküyor... Yargıtay Başkanına efelendiğine bakınca, acaba HSYK’ya da bir şeyler söyler mi diye bekliyoruz...
Ve cevap geliyor:
“Eğer dedikleri gibiyse çok vahimdir...”
Amma ne cevap ya?
Bir Yüksek Kurul layüsel olamaz... Yapacakları hatalardan ve yanlı tutumlardan dolayı sorgulanmalı... Mevzuat müsait değilse, müsait duruma getirmek bugünkü Meclisin veya hükümetin vazifesidir...
Pazartesi günü gazetelerde 10 kişilik bir listeden bahsediliyordu...
Bu listede adı geçenler önemli konular üzerinde çalışan hakimler ve savcılardı... HSYK’ya kalsa hepsini değiştirecek, yerlerine münasip gördüklerini atayacaklar...
Böyle bir adalet olur mu? Olursa kimleri üzer, kimleri sevindirir?
AKP cevap versin ki mutmain olalım...
=================
Şöyle dıştan bakınca kolay görünür amma
Odun ile adamı ayırt etmek zor imiş…
Perdeler aralandı, anlayıverdik sonra
Has adam halis maya, hırt adam dekor imiş.