Öcalan’ın “yol haritası” Davutoğlu’nun da önüne
Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu ile sabah sohbetine geleceğim de…
Şuradan başlamak isterim:
Örgüt başı Abdullah Öcalan’ın, 15 Ağustos’a kadar bir “yol haritası” açıklayacağını ilân etmesini nasıl karşıladınız?..
Sizce niçin yaptı bunu?..
“Kürt sorunu”nun çözümüne katkıda bulunmak için mi?..
Cumhurbaşkanı Gül’ün, geçtiğimiz Mayıs ayında bizim de katıldığımız Suriye seyahati esnasında “Önümüzde tarihi fırsat var. Bu sorun Türkiye’nin en önemli sorunudur. Zamana bırakılmaya tahammülü yoktur” mesajını vermesinin ardından yazdıklarıma bakıyorum…
Fırsat buldukça; “Bu konuda çözüme gerçekten de çok yaklaştık, aman Ergenekon provokasyonlarına dikkat!..” demişim…
İşte;
Provokasyon, Öcalan’dan geldi!..
•
“Kürt sorunu”nun çözümü konusunda -eğer gerçekten çözüm isteniyorsa- en son konuşması gereken Abdullah Öcalan’dır.
Ya da şöyle diyelim;
Bu sorunun çözülmemesini, Ergenekon’un bu en önemli “besin kaynağının” kurumamasını arzu ediyorsanız, Öcalan’ı konuşturacaksınız!..
Öyle yapacaksınız ki; “Avukat” CHP’nin önde gelenleri doğal olarak çıkacak piyasaya…
Ve başlayacak yaygaraya…
İşte…
Hükümetten herhangi birinin ağzından “Öcalan”ın “Ö”sü bile çıkmamışken…
CHP sözcüsü başlıyor,
“Öcalan’dan medet ummak, Türkiye’ye yakışmıyor, ayıptır” diye bağırmaya!..
Yavru muhalefet de az değil; “Kanlı teröristle işbirliği” falan…
Ya ne alâka?.. Öcalan’ın stratejisinden hükümete ne?..
Evet;
Öcalan’ın bu çıkışıyla “Çözüm istemeyenleri” yani “Ergenekoncu”ları değil de Hükümeti sıkıştırmak istediği; daha doğrusu ona bu çıkışı yaptıranların bunu hedeflediği gayet net.
Öyle ki…
“Bu hükümet 7 yıldır işbaşında ama bir halt ürettiği yok!..” yollu laflar ediyor Öcalan…
“Yandaş medya” aracılığıyla mesajlarını veriyor:
“Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Meclis Başkanlığı sizde olacak, devletin en önemli 3 yetkilisi sizden olacak, yine de siz çözmeyeceksiniz, o zaman bu bir oyalamadır. ‘Anayasa yapacağız, hazırlayacağız’ diyorsunuz, yapmıyorsunuz. Yapsanıza demokratik Anayasa’yı, çıkarsanıza. Mesele demokratik bir Anayasa ile çözülebilir, niye yapmıyorsunuz? Erdoğan bu süreci yürütemiyor!..”
•
Ne tepki değil mi?..
Hükümeti, “sivil Anayasa” yapmamakla suçluyor!..
Suçlayan?..
Ergenekon’daki bir dolu “kelle” ismin, taaa kamplarına kadar giderek “saygı ve bağlılık” bildirdiği örgüt başı!..
Organize işler!..
•
Öcalan’ın talebi, “Ergenekon zihniyetinin tamamen tasfiyesini sağlayacak bir sivil Anayasa” olabilir mi?..
Hayır, olamaz.
Öyle olsa, susar ve olumlu gelişmeleri takip ederdi…
Çözümü zorlaştıran Ergenekon emeklileri içeride, üniversitelerde Kürtçe enstitüleri kuruluyor, Kürtçe seçmeli ders, özel televizyonlarda Kürtçe yayın... Yollar açılıyor...
Her meseleyi çok daha rahat tartışabildiğimiz bir ortama doğru hızla ilerliyoruz; “Güneydoğu sorunu”nun çözümüne büyük ölçüde katkıda bulunabilecek olan Müslüman komşularımızla “sıfır problem” noktasına yaklaşıyoruz.
Hâl bu iken…
Öcalan’ın derdi ne?..
“Yol haritası!..”
Pişmiş aşa su ya da yeni bir Ergenekon oyunu!..
DAVUTOĞLU’NUN DA ÖNÜNE GELDİ
Buraya kadar, Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu ile sabah kahvaltısında buluşmaya hazırlanırken, kafama birikenleri yazdım…
Gördüm ki, meslektaşlarım da aynı konuya odaklanmışlar…
Bakan ile sohbet sırasında sorular, PKK’ya yoğunlaştı…
Ve, “Öcalan 15 Ağustos’ta yol haritası açıklayacakmış… Çözüm arayışlarına İmralı dahil mi?” sorusu öne çıktı.
Davutoğlu, sözlerini altın terazisinde tartan bir devlet adamı…
Asla ve kat’a “Olabilir” anlamına gelmeyecek olan bir gülümsemeyle geçiştirmek isteyince meseleyi…
Israr söz konusu oldu…
Böyle olunca da,
“Bu tür konular MGK’da görüşülür, Bakanlar Kurulu’nda görüşülür” karşılığı geldi Bakan’dan...
O an, “Bu sözler saptırılabilir ve Davutoğlu’nun İmralı ile doğrudan temasın söz konusu olabileceğini ima ettiği öne sürülebilir” diye düşündüm…
İşleri böylesine zorlaştırdı, Öcalan’ın çıkışı…
Bakan, “Hükümetin stratejisini” anlatırken, karşısına “Öcalan’ın stratejisi” çıkartılıyor…
Ve o bağlamda cevaplar vermesi bekleniyor.
Oyun açık;
Hükümet, “Öcalan’ın yol haritasını açıklayacağını ilan ettiği” tarihten önce bir başka “yol haritası” hazırlamaya zorlanıyor…
Öcalan, “Ergenekoncu ağabeylerinin” aklıyla yaman bir manevra gerçekleştirmiş oluyor böylece;
Hükümetin hareketlerine yön vermiş, en azından kamuoyunda böyle bir izlenimin oluşmasına yol açmış oluyor…
Bir de, PKK konusunda haklı olarak “hassasiyet” gösteren kitleler karşısında güç durumda bırakıyor Hükümeti…
•
Böyle yapıyor, tam da, “Ergenekon’a ve PKK’nın şehir koluna nefes aldırmayan savcıların” tasfiye edilmek istendiği bir dönemde!..