Er Kişi Muhsin Yazıcıoğlu kitabı
Yeter ki, hakkında kitap yazılınca satılma imkânı olan birileri ölmesin. Daha toprağının üzerindeki su kurumadan o kişi hakkında kitaplar arz-ı endam ediyor. Bana göre bu bir saygısızlıktır ve yangından mal kaçırmak gibidir.
Bazı yayıncılara ve yazarlara hakikaten çok şaşırıyorum. Yahu ne zaman çalışırlar, ne zaman yazarlar, kitabın grafiğini ne zaman yaparlar, ne zaman matbaaya verirler, ne zaman kitapların bandrollerini alırlar da raflara ve reklâmlara girerler anlamıyorum.
Hele bir nefes alın, ölen kişinin kırkı çıksın, yakınlarının ve sevenlerinin acısı hafiflesin, sonra konuşan konuşsun, yazan yazsın, araştırmalar yapılsın, yazılanlar ve konuşulanlar incelensin, ölen kim ise o kişi bütün detaylarıyla tanınsın, en sonunda da ailesinden izin alınarak kim neyi basmak istiyorsa bassın.
Bizde öyle olmuyor, para kazandıracak birileri ölsün diye bekleniliyor. Ölür ölmez de google’dan yazılar indiriliyor o insan hakkında ve kitap basılıp, satışa sunuluyor. Oysa bu tür kitaplar; o kişinin çok sevilmesinden, çok tanınmasından, onun hatırasına binaen yazılmış ve basılmış falan olmuyor. Amaç para kazanmaktan öte bir şey değildir.
Ha yanlış anlaşılmasın, basılmasın ve yazılmasın demiyorum. Aksine mutlaka yazılmalı ve tarihe not düşülmelidir. Lakin bu kadar hızlı ve alelacele basılmasını, ne hakkında kitap yazılan kişinin hatırasına ne de yayıncılık ahlakına sığdırabiliyorum.
Neyse lafı uzatmayayım, kaş yaparken göz çıkarma ihtimalim yüksek. Yukarıda şikâyet ettiğim meseleye maalesef Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu da kurban gitti. Çok istememe rağmen vefatında Ankara’ya gidememiştim ama onbeş gün sonra kabrine ziyarete giderken, piyasaya epey Muhsin Yazıcıoğlu kitabı çıkmıştı.
Şimdilerde ise Muhsin Yazıcıoğlu hakkında yayınlanan kitapların sayısı çok fazla. Hep bekledim, para kazanmak için yazılmamış, sadece Muhsin Yazıcıoğlu’nun hatırasına binaen kaleme alınmış bir kitap bekledim. İstedim ki, “er kişi”nin hayatı ticari gaye ile yazılmasın, baskı parasını biri karşılasın, bir başka “er kişi” de yazsın.
İstediğim oldu. Er kişi biri kitabın basım masraflarını karşılamış, er kişi biri de Muhsin Yazıcıoğlu’nu hem yazmış hem de yazılanlara yer vermiş. BBP eski MKYK üyesi Nihat Eren’in sponsorluğunu yaptığı eseri, dava arkadaşlarından Dr. Veysi Erken yazmış.
Rahmetli şehidimiz Muhsin Yazıcıoğlu’nun hem hayallerini hem gerçekte yaşadıklarını bir güzel anlatmış. Kitabın adında da yer alan “Er Kişi” ifadesi, eserde yerini bulmuş. “Er kişi” olduğuna dair hayatındaki sadece şu acı tablo bile şahitlik için yeter.
Onun ülkesi ve insanı adına çektiği çileye hiç kimse katlanamaz ve sevemez. Ama o sevmiş ve hayallerini asla öldürmemişti. İşte bütün hayatına bedel bir kare:
“12 Eylül 1980’de yapılan askeri darbenin ardından, MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası sanığı olarak cezaevine konuldu. 5,5 yılı hücrede olmak üzere 7,5 yıl Mamak Cezaevi’nde kalan Muhsin Yazıcıoğlu, 7,5 yıl cezaevinde kaldığı bu davadan herhangi bir ceza almadı.” Soru: Peki, kim verecek bunun hesabını?
Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu böylesine vicdansız bir muameleye tabi tutulmasına rağmen, ne devletine ne de milletine küsmedi. Milleti ve devleti için yeniden siyasete girdi ve toplumun bütününü kucaklayan şerefli bir çizgi takip etti. İyilerin ve iyiliklerin düşmanları hariç, bütün insanlar bu konuda hemfikirdi. Cenazesi de bunun bir ispatıydı.
Küskün ve güçsüz insanların hayalleri olmaz. Güçlü liderler ve güçlü insanlar, her türlü tehlikeye, karanlığa ve düşmanlığa karşı hayal kurar ve bu hayallerini de dünya ile paylaşırlar. İşte Muhsin Yazıcıoğlu da hayallerini bütün dünya ile paylaşan biriydi.
Her fırsatta hayallerini şöyle sıralıyordu: “Bir hayalim var: Bütün vatandaşlarımızın, ay-yıldızlı bayrağın altında şerefle yaşadığı bir Türkiye hayal ediyorum.
Bir hayalim var: Başını örtenle açanın aynı üniversitede yasaksız, kavgasız kardeşçe yaşadığı bir ülke hayal ediyorum.
Bir hayalim var: Kürt-Türkmen, Alevi-Sünni ayrımı olmadan, zengin-fakir ayrıcalığı görülmeden imtiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış bir Türkiye istiyorum.
Kısacası; Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar kaynaşmış, güçlü bir Türk dünyası hayal ediyorum. Büyük bir Türkiye hayal ediyorum.”
İnşaallah hayalleri gerçekleşir. Allah rahmet eylesin ruhu için Fatiha. Eser hakkında bilgi için: Dr. Veysi Erken; 0505 316 50 18, mail adresi; [email protected]
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.