“Bizim oğlanlar” ordunun conileri, çapkın paşalar da Berlusc
- Lütfü Bey; medyada yer alan haberlere göre çapkınlık yapan, kadınlarla gizli ilişkiler kuran paşaların sayısı hayli arttı. Çapkınlıkları, kadınlarla gizli ilişkileri ortaya çıkan bu paşalardan bazıları da ordudan ayrıldı. Üstadım, uygun görürseniz bu haftaki sohbetimize bu konuyla başlayalım mı?
- En iyi izah tarzı mizah tarzı! İşte ben de mizahla karışık diyorum ki, ABD yönetiminin “Bizim oğlanlar” dediği Kenan Evren gibi darbeci generaller ordunun conileri! Çapkınlıkları, kadınlarla olan gizli ilişkileri ortaya çıkan bu paşalar da ordunun Berlusconileri! Evet, ben bu çapkın paşalara ordunun Berlusconileri diyorum! Hani çapkınlıklarıyla, seks kaçamaklarıyla ünlü İtalya Başbakanı Berlusconi var ya; işte ben bu paşaları Berlusconi’ye benzetiyorum. Ve buradan yola çıkarak sözü şuraya getirmek istiyorum. Hani Genelkurmay Başkanlığı yaptığı açıklamalarda kendilerini eleştirenleri orduyu yıpratmakla suçluyor ya... Oysa orduyu bazı paşaların bu tip ilişkileri yıpratıyor. Bazı paşaların kadınlara, kızlara olan zaafları, bazı paşa eşlerinin de başka şeylere, mesela lüks yaşamaya, aşırı harcamaya, paraya olan zaaflarıyla ilgili iddialar orduyu yıpratıyor. Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı İlhami Erdil’in, yine eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek’in ve de eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın eşleri hakkında medyada yer alan bu konudaki iddialar orduyu yıpratıyor. Bu arada Genelkurmay 2. Başkanı Hasan Iğsız’ın ailesini askeri helikopterle pikniğe götürmesi, yirmiye yakın şehit verildiği sırada Hava Kuvvetleri Komutanı Aydoğan Babaoğlu’nun Antalya’daki tatilini bile kesmeyip golf oynamaya devam etmesi, yine 10’un üzerinde şehidin toprağa verildiği bir günde eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın bir yakınının nişanında eşiyle birlikte karşılıklı göbek atıp dans etmesi gibi olaylar da orduyu yıpratıyor. Hele de ABD askerlerinin Türk subaylarının başına çuval geçirmesi, Türk subaylarını ite kaka götürmesi üzerine Genelkurmay’ın tepki vermemesi de orduyu yıpratıyor. Ordumuzun Berlusconileri’nin çapkınlıkları, kaçamakları ise bu işin tuzu biberi oluyor. Milletimiz de haklı olarak “Uçkuruna sahip çıkamayanlar, ülkemize nasıl sahip çıkacak” diye düşünüyor!
SOSYALİSTE ÖLÜM, KEMALİSTE GÜLÜM!
- Terör örgütü mensubu olmakla suçlanan ve uzun süredir hapiste yatan Güler Zere, İsmet Ablak, Erol Zavar adlı sosyalist mahkûmlar kansere yakalandıkları, ölüm döşeğinde oldukları halde bile affedilip serbest bırakılmadı. Buna karşılık yine terör örgütü mensubu oldukları suçlamasıyla yargılanan Ergenekoncu paşalar ise başları ağrısa GATA’ya yollanıp dışarı salınıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
- Hepsi de terör suçlamasına muhatap olsalar bile Güler Zere, İsmet Ablak, Erol Zavar adlı kişiler sosyalist, Şener Eruygur, Hurşit Tolon, Levent Ersöz adlı paşalar Kemalist; daha ne olsun. Bu ülkede sosyalistsen boğulursun, Kemalistsen korunursun. Sosyaliste ölüm, Kemaliste gülüm! Sosyalist gençler hapishanelerde ölsün, onlarla aynı suçlamaya muhatap olan Kemalist paşalar ise GATA’da gül gibi muamele görsün. Ondan sonra da Kemalistler “İmtiyazsız, sınıfsız bir toplumuz” palavrasıyla kargaları bile güldürsün. Peki Kemalist paşalar daha yargılanma aşamasında böylesine imtiyazlı muamele gördüklerine göre, mesela mahkûm olduklarında ne gibi imtiyazlı muamele göreceklerdir? Tutukluluk sürelerini hapiste değil de GATA, orduevleri gibi beş yıldızlı mekânda geçirdiklerine göre, acaba mahkûmluk sürelerini nerede geçireceklerdir? Yoksa mahkûmluk sürelerini sahillerdeki beş yıldızlı ordu tesislerinde mi geçireceklerdir! Başka bir deyişle, sahillerdeki beş yıldızlı ordu tesislerinde aldıkları ceza süresi kadar sefa sürmeye mi mahkûm edileceklerdir! Öyle ya, tutukluluk sürelerini GATA, orduevleri gibi beş yıldızlı mekânlarda geçirenlerin, mahkûmluk sürelerini de sahillerdeki beş yıldızlı ordu tesislerinde geçirmeleri ihtimal dahilindedir! Paşalara hapis yeri, mesela Marmaris ordu tesisleri! İsteyenler bu söylediklerimi mizah kabul etsin, isteyenler gerçek kabul etsin. Hiç değilse böylelikle tutukluluk sürelerini GATA, orduevleri gibi beş yıldızlı mekânlarda geçirenlerin, mahkûmluk sürelerini de sahillerdeki beş yıldızlı ordu tesislerinde geçirebilecekleri ihtimali akıllara gelsin. Öyle ya, bu ülkede Kemalistsen her türlü imtiyaz ihtimal dahilindedir!
TEK BACAKLIYI İKİ BACAKLIYLA YARIŞTIRMA!
- Üniversitelere girişte meslek liselilere uygulanan katsayı adaletsizliği nihayet ortadan kaldırıldı. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
- Adaleti, eşitliği her şeyin üstünde tutan bir siyasi görüşün sahibi olarak, katsayı adaletsizliğinin, eşitsizliğinin ortadan kaldırılmasından tabii ki memnunum. Darısı ülkemizde eğitim alanındaki ve de her alandaki adaletsizliklerin, eşitsizliklerin başına diyorum. Çünkü ülkemizde her alanda o kadar çok adaletsizlik, eşitsizlik var ki. Katsayı adaletsizliği eğitimdeki eşitsizliklerin, adaletsizliklerin sadece biriydi. Şimdi sıra eğitimdeki diğer eşitsizlikleri, adaletsizlikleri ortadan kaldırmaya gelmeli. Mesela geri kalmış bölgelerin yeterli öğretmenden, yeterli donanımdan mahrum olan liselerinden mezun olanlar ile her türlü donanıma sahip paralı kolejlerden mezun olanları üniversite giriş sınavında yarıştırmak adalet mi? Özel hocalardan ders alanlar ile dersi hocasız geçenleri aynı imtihana sokup yarıştırmak adalet mi? Bu bir bakıma tam sağlıklı insanlar ile bir bacağı olmayan insanları aynı koşuda yarıştırmak değil mi? Bir bacağı olmayan insanlar doğal olarak bu yarışı kaybedince de “Ne yapalım, seni yarışa soktuk ama kaybettin” demek değil mi? Bu da adaletsizliğin, eşitsizliğin, insafsızlığın ta kendisi değil mi? Kaldı ki eğitimdeki adaletsizlikler, eşitsizlikler sadece bununla da sınırlı kalmıyor. Parası olan istediği özel üniversiteye girip, en iyi eğitimi alabiliyor. Böylelikle paralı ailelerin çocukları, parasız ailelerin çocuklarına göre hayat maçına 10-0 önde başlıyor. İşte eğitimdeki böylesine eşitsizliklerin, adaletsizliklerin de ortadan kaldırılması gerekli. Katsayı adaletsizliğinin ortadan kaldırılması için mücadele edenler, eğitimdeki diğer adaletsizliklerin ortadan kaldırılması için de mücadele etmeli.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.