HSYK, çoğunluk diktatörlüğü ve hükümete düşen iş
Anayasanın 159. maddesi HSYK ile ilgili düzenlemeleri ihtiva ediyor... Yasa hükmüne göre, Hakimler savcılar yüksek kurulu üyelerinin üçünün Yargıtay, ikisinin Danıştay üyeleri tarafından gösterilecek adaylar arasından Cumhurbaşkanı tarafından seçilmesi ön görülmüştür.
Burada Cumhurbaşkanının seçme yetkisi tamamen semboliktir.
Hatta hiçbir tercih hakkının olmadığını söylemek daha doğru olur.
Zira boşalan her üyelik için(hangi Yüksek mahkemenin kontenjanından boşalmışsa) üç aday gösterilmekte, Cumhurbaşkanı bu üç adaydan birini tercih etmektedir.
Cumhurbaşkanının seçme yetkisini ortadan kaldıran, boşalan üyelikler için yapılan seçimlerde izlenen yoldur.
Boşalan her üye için, belirlenen üç aday üç ayrı seçimle tespit edilmektedir. Yani cumhurbaşkanına verilecek üç isim için üç ayrı seçim yapılmakta her seçimde birinci olan HSYK üyeliği için Cumhurbaşkanına sunulmaktadır.
Bu seçim usulü Yüksek Yargıda –Çoğunlukta- olan grubun Yargıyı tekelinde tutmak için bulduğu bir yoldur.
Daha vazıh bir şekilde anlatmak gerekirse Yargıtay’ın 250 üyesi vardır. Bunlardan 130 unu elinde bulunduran taraf üç turlu seçimde üç birinci çıkarmakta farklı görüş ve düşüncedeki yargıçların eğilimlerinin HSYK na yansımasına mani olmaktadır.
Sistemin yargı bürokrasisi tarafından tıkandığı şu günlerde HSYK'nu eleştirmekten ziyade bu anti demokratik, çoğunluk diktatörlüğüne yol açan seçim sisteminin gözden geçirilmesi lazımdır. Dünyanın hiçbir yerinde farklı eğilimlerin temsiline fırsat vermeyen böyle bir seçim sistemi yoktur. Bu tamamen Yargıdaki Sol-Kemalist iktidarın tahkimi için bulunmuş bir yoldur.
Tıkanıklığı aşmak için bir çok önemli Anayasa hukukçusu farklı yollar öneriyor. Bunların arasında, HSYK üyelerinin sayılarının artırılması, ve bazı üyelerin meclis tarafından seçilmesi gibi talepler var. Bu talepler Anayasanın değiştirilmesini de gerektirdiğinden kısa vadede tıkanıklığın aşılmasına vesile olacak öneriler değil. Yapılması gereken HSYK üyelerinin seçim usulünün değiştirilmesidir. Boşalan her üyelik için, tek turlu bir seçim sonunda, ilk dörde giren adayların Cumhurbaşkanına sunulacağının hükme bağlanması HSYK daki farklı görüşlere temsil imkanı vermeyen çoğunluk diktatörlüğüne son vermek için kafidir. Rektör seçimlerinde de bu usül uygulanmakta, ilk altıya giren adaylar YÖK tarafından üçe indirilerek Cumhurbaşkanına sunulmaktadır. Demokratik teamüllere uygun olan budur. Farklı düşüncedeki Savcı ve Yargıçlara HSYK yolunu kapatmak için her aday için yapılan üç turlu seçim tam bir alicengiz oyunudur. Ve bu seçim biçimi Cumhurbaşkanının Anayasada yer alan seçme yetkisini ortadan kaldırıp, bu yetkiyi doğrudan doğruya Yargıtay ve Danıştay üyelerine vermektedir.Kısa vadede yapılacak en uygun değişiklik budur. Hükümetin bu tıkanıklıktan böyle bir hayır çıkarması –tarafsız- yargıya giden yolu da açacaktır.