Perihan Mağden'den akıl almaz hakaretler..

Perihan Mağden'den akıl almaz hakaretler..

“Bu adamdan cacık olmaz..” Buradaki adam kim oluyormuş? Tayyip Erdoğan oluyormuş..

Tayyip Erdoğan'dan ne olmuyormuş? Cacık olmuyormuş.. Ne olmuyormuş ne olmuyormuş? Cacık olmuyormuş..

Peki bu satırları kim yazmış? Bu satırları “medyalama uzmanı”, “cacık piri”, “heyyt ulannn ben farklıyım yazılarının aranılan ismi” Perihan Mağden yazmış..

Perihan Mağden Radikal'in 14.02.2008 tarihli nüshasında daha neler mi yazmış? Mesela şunları da yazmış:

(Bu arada bazı okurlar, bir yazı ya da haberden bahsettiğimde Fehmi Koru gibi, altını çizip link vermemi istiyor.. Ama link verdiğimde okur hemen linki tıklıyor ve bir daha da benim yazıma dönmüyor; çünkü unutuyor. Bir kere yaptım, pişman oldum!)

Bu parantezi açtığım için unutanlar olabilir, tekrarlıyorum, Perihan Mağden şunları yazmış:

“Haşin.. küstah, densiz..münasebetsiz.. cahil.. diktatör.. azgın.. askeriyenin önünde süt dökmüş kedi gibi.. gıcık.. artist.. ukala.. zarttırı zurt.. eşi tam bir rüküş..”

Evet ben ki yıllardır her gün onlarca köşe yazısı okuyorum, böylesine sıfatları tek bir yazıda sadece bir kişi için kullanan tek bir yazı hatırlamıyorum..

Hayır bunun adı köşe yazısı olamaz, bunu yazan kişi de köşe yazarı olamaz..

Ne oluyoruz Allah aşkına? Tayyip Erdoğan'ın kişiliğini beğenmemek ya da onun icraatını benimsememek ona ağzınıza geleni söylemenin mazereti mi olmalıdır?

Ya da Mağden'in üslubuyla yazarsak:

“Medyalama dünyasında 1 'titr'i (köşe yazarlığı) olan BU KİŞİNİN Bu Kadar Hakaret İçeren ve birilerine (No pain-No gain hadisesi) dümmdüzzz giden/acayip/tuhaf giden üstelik (Niye acaba.. soru işareti) BU KİŞİNİN işşş başında böyle bir yazı yazmasına/karalamasına/zarttırı zurtturu klavyelemesine kızmamak mümkün müdür ya da mümkün müdüryardımcısı mıdır ey okur?”

Evet işi biraz “gırgıra vurduğumun” farkındayım; ama samimi söylüyorum bu yazıyı yazarken hiç de neşeli değilim.

Neşeli değilim; çünkü ben bu tür sıfatları bırakınız Başbakan Erdoğan'a “Ertuğrul özkök, özdemir İnce, Bekir Coşkun, Yılmaz özdil” gibi yazarlara daha doğrusu kamuoyunda kısaca “Hürriyetsever” ama “hürriyetsavar” olarak anılan yazarlara “bile” yapıştıramam.. Utanırım.

Demek ki utanmamak için “radikal” olmak gerekiyormuş!

Bu arada bana sakın “Bulmuşsun bir 'mağden', eşeleyip duruyorsun..” demeyiniz.. üzülürüm.

Neticede bu yazının “sujesi” Perihan Mağden ama aslında bu yazının “objesi” köşe yazarlığı müessesesidir..

Gerçi, Serdar Akinan gibi bir isimle yan yana köşe yazma bahtsızlığına uğrayan ve önümüzdeki günlerde Sabah'ta yazacak olan Engin Ardıç da bazen hakaretamiz laflar ediyor ama Ardıç, “adam gibi hakaret ediyor”.

“Adam gibi hakaret etmek”: 1) İsim vermeden hakaret etmek.. 2) Şahıslara değil aptalca fikirleri tahfif ve tezyif etmek..

Yani Ardıç, örneğin Deniz Baykal'a “densiz” demiyor..

Ya ne diyor? “üniversitelerde başörtüsü yasağı konulması 'angutluk'tur..” diyor.

İkisinin arasındaki farkı anlamayanlara da aha ben burada “angut” diyorum!

Evet Perihan Mağden hem Türkçe'yi katleden yazılar yazmasına rağmen “dil zaptiyesi” Hakkı Devrim'den övgü alacak kadar “interesting” bir yazardır..

Hem de sağa sola acımasızca “laf atacak” kadar egosu şişik bir yazardır.

Eh, “acımasızlığı” siz kalkıp “eyvallahsızlık” olarak adlandırırsanız Mağden'i de cesur bir yazar olarak tavsif etmeniz kaçınılmaz olacaktır.

Ama Mağden'in akıllı biri olduğunu ben de kabul ediyorum.

öyle ki köşe yazısı yazdığı gazetenin bağlı bulunduğu grubun medyadaki bir numaralı adamı olan Ertuğrul özkök'e çok sert “giydirmesinin” çok zor olmadığını idrak edecek bir zekaya sahiptir.

çünkü özkök Mağden'e köpürüp gazeteden kovdurtsa Mağden çıkıp “özkök'ü eleştirdim diye beni kovdular..” diyecektir.

Yazmaya devam etmesine izin verilse bu kez kamuoyuna “Helal olsun kadına, özkök'e bile posta koyuyor..” dedirtecektir.

Bu tutumun psikiyatri literatüründeki karşılığı “Turhan çömez sendromu”dur.

Medya literatüründeki karşılığı ise, patenti Emin çölaşan'a ait bulunan ve kamuoyunda “Kovulduk Ey Halkım” sendromu olarak tesmiye olunan psikozdur.

Evet işbu yazıyı Mağden'in anılan yazısının ilk cümlesi ile tamamlamak istiyorum; Mağden yazıya şöyle “dalış yapmış”:

“çarşı'da çelebi Ev Yemekleri diye bir lokanta var.. Yemekleri ne kadar iyiydi ve ucuzdu anlatamam..”

Yediği yemeklerin etkisinden midir bilmiyorum ama yazının devamı “çok kötüydü ve çok ucuzdu”..

Anlatamam!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi