Y. Bülent Bakiler

Y. Bülent Bakiler

Atatürkçüler neden tevkif ediliyorlar?

Atatürkçüler neden tevkif ediliyorlar?

Basınımızdan ve siyaset dünyamızdan yükselen şikayetleri siz de dinliyorsunuzdur. Ağızlarını öfkeyle açanlar “Ergenekon dâvâsı dolayısıyle, Atatürkçü kişiler, birer ikişer içeri alınıyor!” diyorlar. Acaba Atatürkçüler neden tutuklanıyorlar? Bu soruya doğru cevap vermemiz için, elli yıl öncemize bakmamız lazım: 1960 yılında Türkiye’de, askerî bir darbe oldu. Halkın oylarıyla iktidara gelen Demokrat Parti hükümetini, bazı Atatürkçü subaylarımız silah zoruyla devirdiler. Cumhuriyet gazetesinden Yaşar Kemal ve Cevat Fehmi, darbeci subaylarla röportajlar yaptılar. Ben o kunaşmaları Cumhuriyet gazetesinde dikkatle okudum. Evvela hepsi de bize, “Çok Atatürkçü olduklarını ve Atatürk’ün 1924 yılı Anayasası’nı korumak için DP iktidarını yıktıklarını” söylüyorlardı. Kendilerine soruluyordu:
- Hangi kitapları okudunuz?
- Beyaz Zambaklar Memleketi’ni!
Atatürkçü darbeciler, başka kitap okumaya zaman bulamamışlardı.
Sonra ne oldu? Atatürk’ün 1924 Anayasasını korumak için DP iktidarını deviren Atatürkçü darbeciler, 1924 Anayasasını tamamen ortadan kaldırarak yerine 1961 Anayasasını getirdiler. Tabii senatörlerden, Mucib Ataklı, Senato kürsüsünden şöyle haykırıyordu:
- Bu Anayasa’nın kılına dokunanın başına, bu Meclisin çatısını yıkarız!
27 Mayıs darbesinden sonra, yine bazı Atatürkçü subaylar 22 Şubatta yeni bir darbeyle vatanı kurtarmak (!) istediler.
1961 Anayasası, Marksizme açık bir Anayasa idi. Onu, yine bir takım Atatürkçü komutanlarımız, Süleyman Demirel hükümetini muhtıralarla düşürerek, şurasını-burasını değiştirdiler. Ama 1961 Anayasasını tamamen ortadan kaldırmak, yerine 1982 Anayasasını getirmek, Kenan Evren Paşa’ya ve yakın arkadaşlarına nasip oldu.
1980 yılında askeri bir darbeyle işbaşına gelen Kenan Evren ve kuvvet kumandanları da bize, çok Atatürkçü olduklarını söylemediler mi? Şimdi de 1982 Anayasasını değiştirme çalışmaları yapılıyor.
Türkiye’de darbe düşünceleri, hep Atatürkçü komutanlarımızın kafalarında filizleniyor.
1961-1969 yılları arasında Cumhurbaşakanlığı Muhafız Alayında yedek subaydım. Türk-İş Genel Başkanı Nuri Beşer, iddiaya göre, bir özel toplantıda subaylarımıza ve eşlerine sövmüştü. Hadiseden bir gün sonra, nizamiyede nöbetçiydim. Ordu içinde büyük bir kaynaşma başlamıştı. O gün Muhafız Alayı komutanıyla görüşmeye gelen 25-30 civarında subay, ordunun mutlaka idareye el koyması gerektiğini söylüyorlardı. Atatürkçü komutanlarımız basit bir küfrü bile bir darbe sebebi sayarlarsa, sivil kadrolarımız da şüphede, haklı olacaklardır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Y. Bülent Bakiler Arşivi