Hısımlar-hasımlar-isimler beyanında
Bu ülkeyi ayakta tutan güç mutlaka geçmişimizdedir diye düşünmekteyim..
Baksanıza, her birimiz bir yanından tutup uçuruma doğru sürüklemekteyiz, amma olmuyor..
Yıkamadık gitti...
Yıkılmıyor Türkiye!..
Ergenekon Terör Örgütü mensuplarına “Namuslu, dürüst, vatansever” diye bağlılığını izhar eden siyasi liderin maksadı daha anlaşılamadı mı?
İktidara hasım olmak, silahlı terör örgütüne hısım olmayı gerektirmez...
İktidar olmak ise “her şeyi biz biliriz, istediğimiz gibi çeker çeviririz” mantığı ile hareket etmeye vesile değildir...
CHP’ye hısım görüntüsü veren MHP hasmane söz saldırılarıyla acep nereye varacak?
Evet, PKK canavarlarını herkes biliyor artık.. Bilmeyen varsa, kesin PKK yandaşıdır..
Bu meseleler ırkçılıkla, şamatayla, abur-cubur laflar etmekle çözüme kavuşmayacağı gibi, kabadayılıkla hiç amma hiç olmaz..
Sayın Deniz Baykal’ın bir/çok falsosu vardır, amma Ergenekon avukatlığı yapması hepsini bastırıyor..
CHP darbeciyi sever.. İsyancıyı sever.. Tantanayı sever..
Her yanlışa hısımlık gösterisi içinde olduğu malum.. Olsun, fakat Türk milletine, bu aziz milletin çıkarlarına hasım olmasın..
Silahlı eşkiya ile sade vatandaşı ayırsın.. Ömrü boyunca vurgunculuk yapanlarla gariban Türk halkını aynı kefeye koymasın..
Dalan’ın namusunu, Perinçek’in dürüstlüğünü, Haberal’ın vatanseverliğini lütfen bize öğretmesin sayın Baykal..
Sayın Devlet Bahçeli konuşurken Führer pozlarına girmesin.. Asarım, keserim laflarının arkasına “namerdim” yeminini eklemesin..
Dünyanın en sinsi siyasi lideri Ecevit ile, hem de yediği hakarete rağmen bal/kaymak olduğu APO eşkiyasının idamını engellediği henüz akıllarda tazeliğini korurken kameralara bakarak kabadayılık yapmayı lütfen bıraksın.. Fikri varsa söylesin, amenna..
Gelelim iktidarın yamukluklarına:
“Güneş ufuktan şimdi doğar-Yürüyelim arkadaşlar” heyecanı ile yola çıkan AKP, zannımca neticeyi hiç hesap etmemiştir.. Bu gibi işlerin Patrik’lerle, Haham’larla ne ilgisi var acaba?
Bari dedeleri de çağırsalardı yemeğe.. İleride o dedelere de işleri düşecek.. Çünkü “bastıran alıyor” kanaatı bir uyanırsa, bilhassa Alisiz aleviler sessizce beklerler mi?
Dahiliye Bakanımız maşallah çalmadık kapı, girmedik yapı koymadı..
İyi de henüz kat edilen mesafe hem çok kısa, hem de engebeli virajlarla dolu..
DTP sevinip “yeter gayri” mi diyecek, başka başka gaileler mi açacak başımıza?
Aynalı Emine mi, Emine Ayna mı her neyse, Türkiye’nin yarısını verseniz tamamını isteyecek derecede hırslanmış gözüküyor..
Elbette akan kan durmalı.. Elbette “Anaların gözyaşları dinmeli.”
Amma nasıl olacak bu işler?
İstanbul’da, Mersin’de, Diyarbakır’da ve sair illerimizde faaliyet gösteren, maskeli oğlanları kim nasıl yola getirecek?
AKP bize birtakım haklar tanıdı diye iktifa mı edecekler, yoksa yine molotof kokteylleriyle, taşlarla polislerimize mi saldıracaklar?
Yakıp/yıkmadan gayri hiçbir şey öğrenmemiş dünün çocukları, günün gençleri yollara barikat kurmayacaklar mı, vatandaşa kepenk kapattırmayacak mı, yakıp yıkmayacaklar mı?
AKP cevap verse de müsterih olsak, diyeceğim amma, hadiseleri gözönüne getirdiğimde vazgeçiyorum..
En iyisi Hacıbektaş’ta taş kovuğundan geçen Kültür Bakanı sayın Ertuğrul Günay ve sabık Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’e sormak.. Çünkü onlar tam yetkili eyalet valileri gibi serbest harekete sahiptiler.. Yine benzerleri mi geçecek başımıza?
Maalesef isimlere sıra gelmedi.. İnşallah daha sonra değiştirilen belde ve köy isimlerinden de bahsedeceğiz..
Yani, garabet ve cehaletin boy verdiği yukarılardan..
====================
Dahilde, hariçte, her yerde sen varsın
Akında, firarda, siperde sen varsın
“Onursal-sorunsal” büyüklük bu mudur?
Çorapta, kaskette, kemerde sen varsın...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.