Açılım, Saadet, partiler ve oy hesapları!..
“Açılım” meselesini hararetle tartıştığımız bugünlerde, her çözüm teklifine kulak kabartıyoruz…
Ve çözüme dönük çalışmaları da karınca kararınca desteklemeye, “teşvik” etmeye çalışıyoruz.
Mesela; 4 Ağustos 2009 tarihli yazımızda yer alan “teşvik” niteliğindeki şu bölüm:
“Saadet Partisi, 29 Mart’ta bölgeden ‘Yüzde 10’ çıkartmıştı.
Türkiye geneli oy ortalamasının iki katı bu.
AK Parti-DTP kutuplaşmasının etkisi altında girilen bir seçimden yüzde 10 çıkartıp 3. sıraya yerleşmeleri, Doğu’nun ve tabiî Kürt kardeşlerimizin Milli Görüş’e yönelik ilgisinin güçlü bir şekilde devam ettiğini gösteriyor.
Peki, Saadet bu ilgiye tam olarak karşılık verebiliyor mu?..
‘Kürt açılımı’nın tartışıldığı böyle bir dönemde, Saadet gibi, gerek “misyonu”, gerekse ‘bölgeden gördüğü teveccüh’ itibariyle konuyla birebir alâkalı olan bir partinin çok daha aktif olması gerektiğine inanıyorum.”
•
Evet, Milli Görüş’ün “Güneydoğu sorunu” hakkındaki tespit ve çözüm tekliflerinin tamamen doğrulandığı bir süreçte, Kurtulmuş ve arkadaşlarının meseleye ağırlıklarını koyamaması, büyük eksiklik olurdu.
SP Lideri Numan Kurtulmuş’un “açılım konusundaki görüşlerini” almak üzere Genel Merkez’e gelen İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ı uğurladıktan sonra, sahaya tam manâsıyla indiklerini ilan etmesi, bu eksikliğin giderileceğini düşündürmekte.
•
Saadet’ten bir heyet, bugün Güneydoğu’ya gidiyor…
İki günlük çalışmanın ardından, önümüzdeki Perşembe günü Diyarbakır’da Başkanlık Divanı’nı toplayacak olan Kurtulmuş, “açılım” meselesiyle ilgili nihai tavırlarını ilan edecek.
Ve bundan çok daha önemlisi;
Saadet Partisi’nin “Barış ve Kardeşlik için Gönüllü Birlikler” harekâtı, sadece Diyarbakır’la ya da Güneydoğu bölgesiyle sınırlı kalmayacak…
Kurtulmuş ve arkadaşları bu çalışmayı Türkiye geneline yayacak…
Ve mümkün olduğunca fazla ilde, konunun çözümüne direkt olarak katkıda bulunabilecek kesimlerin temsilcilerini bir araya getirerek devam ettirecek...
İller tam olarak belli değil ama;
Mesela Trabzon’da bir “açılım” ya da “Gönüllü Birlikler” oturumu nasıl olur?..
Trabzonlu ve Diyarbakırlı aydınları bir araya getirerek, “ayrışan” ve “örtüşen” noktaları o ortamda tespit etmek faydalı olmaz mı?..
MHP, CHP, DTP’nin “taraf” olarak kendilerini iyice bağladıkları bu dönemde, çok daha rahat bir pozisyonda bulunan Saadet’ten “yönlendirici” rol oynaması beklenir.
Sayın Kurtulmuş ve arkadaşlarının bu süreçte gösterecekleri performans, ilk genel seçimde neler yapabilecekleri konusunda da önemli ipuçları verecek.
•
PARTİLER VE MENFAATLER
MHP ve CHP gibi partilerin sloganik ve ajitatif tepkileri, bu meselenin “AK Parti’ye oy kaybettirme meselesi” olarak ele alındığını düşündürmekte.
Dün, isim vermeksizin o tarafa göndermede bulunan Numan Kurtulmuş; AK Parti’den gelen “risk aldık, almadık” yollu açıklamalarında konunun hassasiyetiyle bağdaşmadığını belirtti.
Ben bu “açılım tartışmalarının” sokağa yansımasını dikkatle takip ettiğimde şunu görüyorum ki; vatandaş “Oy hesaplarının yapılıp yapılmadığı konusunda” ziyadesiyle hassas.
Böylesine hassas bir meselenin “Politikaya alet edilmesi” çok yanlış olur ve dahası bunu yapan “politik olarak” kazançlı da çıkmaz…
Nitekim;
AK Parti’nin bu açılım işine önayak olmasından dolayı büyük ölçüde oy kaybına uğrayacağını ve durumun MHP ile CHP’ye yarayacağını söyleyenlerin sayısı ilk günlerde bir hayli fazlaydı.
Ancak, bugünlerde hava bir hayli değişmişe benzer.
Korku yaymak, gerilim meydana getirmek, tahrik ve tehdit etmek gibi yöntemler bayatladı artık...
Önümüzdeki dönemin siyasetinde;
AK Parti gibi “atılımcı”,
Saadet gibi “mutedil” ve “yapıcı” imajlar iş yapar.
Millet belâ istemiyor!..