Dairenin parası nereden?.. O isimler neden?
Haber merkezimizdeki muhabir arkadaşlarımız, olayı “dört koldan” araştırıyor... Kimi “Erkaya’nın evi”ni araştırıyor, kimi de “oğlunun şirketleri”ni... Herhalde, “Erkaya’nın kızı ve damadı” da sıradadır... Son derece ilginç “bilgi ve belgeler”e ulaşıyorlar... Bu “bilgi ve belge”ler sonrasında, insan ister istemez soruyor: “Nereden buldular” ya da “neden o ismi verdiler?..”
Bugünkü manşet haberimizde de okuyacağınız gibi; Deniz Kuvvetleri Eski Komutanı Emekli Oramiral Güven Erkaya, İstanbul’un “en lüks sitelerinden biri” olan Etiler’deki “Alkent Sitesi”nden bir “daire” satın almış... Bu daire, “sıradan bir daire” değil!..
Muhabir arkadaşlarımız “daire” ile ilgili “teknik bilgi” verirken, şunları söylüyor:
“Etiler Alkent Sitesi, Alarko Holding tarafından inşa edildi ve İstanbul jet sosyetesinin en çok tercih ettiği sitelerden biri oldu... Etiler Ak Merkez’e yürüme mesafesinde bulunan ve içinde 643 daire barındıran site, koruluk içinde bulunuyor... Sitedeki daire fiyatları ise dudak uçuklatıyor. En kötü stüdyo dairelerin bile 500 bin dolara satıldığı sitede, Erkaya ailesinin dairesinin fiyatının 1,5 milyon dolar olduğu belirtiliyor.”
BÖYLE BİR DAİREYE MAAŞ YETMEZ!
Peki; Güven Erkaya; fiyatı “1,5 milyon dolar” olan bu daireyi, “hangi para” ile ve “nasıl” aldı?..
Öyle ya;
1997’de “emekli” olan Güven Erkaya, yıllarca “asker maaşı” aldı!.. “İllegal BÇG’nin mimarlarından biri” olmasından dolayı; kendisine “örtülü ödenek”ten veya bir başka “kaynak”tan “ayrıca” para verildi mi, bilmiyorum.
Ama, şunu çok iyi biliyorum:
Böyle “lüks” bir daire; ne “asker maaşı”yla alınır, ne de “emekli maaşı”yla!..
İsterseniz, oturun hesap yapın;
“1,5 milyon doları denkleştirebilmek” için, “birkaç milyar maaş”la, acaba “kaç yıl” çalışmak gerekir?..
Hem sonra;
Alınan bu maaştan “mutfağa” para ayıracaksın, “giyim-kuşam”a para ayıracaksın, “iki çocuğun masrafları”na para ayıracaksın!.. Öyle ya; onların da “okul masrafları” var, “harçlık”ları var!..
Buna bir de; “elektrik, su, doğalgaz” masraflarını eklerseniz; “oramiral maaşı” bile almış olsa, “ay sonu”nu zor getirir!..
İki yakası, biraraya zor gelir!.. Biraz önce dedim ya; ortada böyle bir manzara varken, insan, sormadan edemiyor;
“Güven Erkaya, bazılarının rüyasında bile göremeyeceği 1,5 milyon dolar gibi bir parayı nereden buldu da, o lüks daireyi aldı?..”
Bu kadar parayı bir araya getirebilmek için; ömrü boyunca hiçbir şey içmemesi ve hatta üniforması dışında hiçbir şey giymemesi gerekir!.. Ama, insanız... İnsan yemeden, içmeden ve giymeden duramaz ki!..
Mecburen yiyecek, mecburen içecek ve mecburen giyecek... Bunlara da “para” harcayacak!..
Para harcayacak harcamasına da, o zaman “1,5 milyon dolarlık daire”yi nasıl alacak, o kadar parayı nereden bulacak?..
İLHAMİ ERDİL’DEN FARKI NEYDİ?
Her ne kadar;
Bu mesele, “zenginin malı, züğürdün çenesini yorarmış” boyutuna varsa da, sormaya devam edeceğiz!...
Malûm, bu soru emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral İlhami Erdil’e de sorulmuş ve “servetinin kaynağını açıklayamadığı” için de hem “Alkent Sitesi’ndeki daireleri” elinden alınmış, hem de “Oramiral” rütbesi sökülüp, “er” seviyesine düşürülmüş, üstelik “mahkûm” edilip, “hapis” yatmıştı!..
Hayır; İlhami Erdil’e sorulan “nereden buldun?” sorusunun Güven Erkaya’nın ailesine de sorulması gerektiğini istiyor değilim... Ama, bu meselenin, bir şekilde açıklığa kavuşturulması gerektiğine inanıyorum!..
Öyle ya;
Her iki komutanın aldığı “Deniz Kuvvetleri Komutanı maaşı” aynı iken ve İlhami Erdil’e; “Senin maaşın bu daireyi almaya yetmez” denilirken, Güven Erkaya “aynı site”den bir daireyi, acaba “hangi para” ile aldı?..
Kimbilir, belki de;
“Babadan zengin”dir!..
Öyle ise, bunu da bilmek, hakkımız!..
İşte bunun için soruyoruz;
“Güven Erkaya, bu daireyi babasından kalan mirasla mı satın almıştır, yoksa emekliliğinden sonra Korkmaz Yiğit’ten aldığı danışmanlık ücreti ile mi?!?”
TAM DA BUGÜNLERDE YOLSUZLUK HABERLERİ!
Bu soruları sorarken, hiç kimse; “işin içinde bir hinlik olduğunu” düşündüğümü sanmasın!.. Gazetelerde yer alan; “Bir kalemde 150 milyon dolarlık rant sağlanmış” başlıklı haberlere rağmen, Güven Erkaya hakkında, aklıma hiç “yolsuzluk yapmış olabileceği” ihtimali gelmiyor!..
Malûm, geçtiğimiz günlerde gazetelerde yayınlanan bir haberde şöyle deniliyordu:
“Ergenekon sanıkları emekli Orgeneral Şener Eruygur ve Mustafa Balbay’da ele geçirilen darbe günlüklerinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndaki yolsuzlukların ayrıntılı olarak anlatıldığı ortaya çıktı... Emekli Oramiral Özden Örnek’e ait olduğu iddia edilen günlüklerde, sadece güdümlü mermiler projesinde 150 milyon dolarlık açıktan söz ediliyor ve ‘Paralarımızın nasıl sokağa atıldığını gördük’ deniyor.”
Sözkonusu günlüklerin 15 Mayıs 2001 tarihli bölümünde, özetle şöyle deniliyor:
“İsrail’den alınacak güdümlü mermiler projesinde 150 milyon dolar fazlalık varmış. R.Y., Tuğa, N.K., parayı paylaşacakmış. Durumu Yener’e bildirdim, projenin hiç değilse Eylül 2001’e ertelenmesini sağlamasını istedim.”
Bu “150 milyon dolarlık fazlalığı paylaşanlar” hakkında “soruşturma” açıldı mı, bilmiyorum...
Ama, şunu çok iyi biliyorum:
Bu “150 Milyon Dolar” ile Etiler’deki Alkent Sitesi’nden “tam 100 daire” alınabilir!.. Hatta; sadece “kat” değil, “yat” bile alınabilir!..
Öyle ya;
“150 milyon dolarlık rant” ile neler yapılmaz ki?.. “Kat” da alınır, “yat” da!..
YOKSA TAZMİNAT DÂVÂLARINDAN MI?
Altını çize çize söylüyorum;
“Erkaya’nın serveti”nin altında da böyle bir “yolsuzluk” olabileceği ihtimalini kesinlikle düşünmüyorum!..
Biraz önce dediğim gibi;
Bu kadar para, “babasından miras” kalmış olabilir!.. Ya da, “Korkmaz Yiğit’e yaptığı danışmanlık”tan kazanılmış olabilir!..
Ama, bir paranın kaynağı “merak” uyandırıyorsa, bu merakın da giderilmesi gerektiğine inanıyorum!..
Çünkü, bildiğim kadarıyla; Erkaya ailesinin malvarlığı, “Alkent’teki daire” ile sınırlı değil... Sanıyorum, “iki-üç daireleri” daha var!..
Acaba, bu daireleri de “tazminat dâvâlarından kazandıkları paralar”la mı aldılar?.. Bizim Abdurrahman Dilipak’ın evini sattırıp “zenginleştikleri” gibi, bu daireleri de “tazminat”tan mı kazandılar acaba?..
Hiç duymadım... Ama, niye olmasın?..
Pekala “tazminat zengini” olabilirler!..
Nasıl olsa, arkalarında “yargı” var!..
“Tazminat dâvâları zenginleşme aracı olamaz” diye karar veren, ama “Erkaya ailesinin zenginleşmesi”ne göz yuman yargı!..
1868 VE 1481’İN SIRRI NE?
Neresinden bakarsanız bakın; bu işte bir “gariplik”, bir “müphemlik” var... Hatta, “esrarengizlik var” demek bile mümkün!..
Sadece “lüks dairenin satın alınışı”nda değil, “Erkaya’nın oğlu Ö. Argun Erkaya’nın şirketleri”nde, daha doğrusu “şirketlerin isimleri”nde de bir gariplik var!..
Muhabir arkadaşlar, “oğul Erkaya’nın şirketleri”nin “vergi durumu”nu incelerken, şöyle bir gariplik görmüşler:
Ö. Argun Erkaya’nın, “Restoran, Kafeterya ve Gıda” şirketinin başında, “1868” rakamı var...
Acaba bu 1868’in sırrı ne?..
Araştırınca gördüm ki;
“1868’in önemli olayları” arasında Danıştay’ın kuruluşu var, Kızılay’ın kuruluşu var!..
Hayır, bunlar “şirkete isim verilmesi”ne “ilham” olmuş olamaz!..
Olsa olsa “Galatasaray Lisesi”nin kuruluşu olabilir!.. Öyle ya; Galatasaray Lisesi, 1 Eylül 1868’de Sultan Abdülaziz tarafından kurulmuş!..
Galiba, Ö. Argun Erkaya da Galatasaraylı!..
Peki, 1481 tarihi neyin nesi?..
Çünkü efendim, Ö. Argun Erkaya’nın sahibi olduğu “Turizm, Otelcilik ve Ticaret şirketi”nin başında da “1481” rakamı var!..
Acaba, 1481’de ne oldu?..
Bir “sevinç ifadesi” olarak Galatasaray Lisesi’nin kuruluş tarihini şirketine isim olarak koyan Argun Erkaya, “Fatih Sultan Mehmed’in ölüm tarihi”ni de diğer şirketine “isim” olarak vermiş olabilir mi?..
Elbette bilmiyorum... Ama, “7. Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmed’in 3 Mayıs 1481’de öldüğünü” çok iyi biliyorum!..
1481’de, bunun dışında çok önemli bir olay cereyan etmediğine göre; Argun Erkaya’nın “Fatih’in ölümünden sevinç duyduğu” söylenebilir mi acaba?!?..
Değilse, bu “tarihlerdeki sır” ne?..
Öyle sanıyorum ki;
“Daire” işini aydınlığa kavuşturduğumuzda, herhalde diğer “fasit daire”lerden de kurtuluruz!..
Gözüm, kulağım “Vakit muhabirleri”nde...
İnanıyorum ki; bu “sır”ları çözecekler ve “karanlık”ları aydınlatacaklardır!..
Ben onları izliyorum...
Sizler de “Vakit’i izlemeye” devam edin!..
=============
ORUÇTA ADALET
Allah’a şükürler olsun ki, “Ramazan” ayına yine kavuştuk... “Elhamdülillah Müslümanım” diyen hemen herkes, bugün “oruçlu” olacak.
Dile kolay; “yazın en uzun günleri”ndeyiz ve bugünden itibaren “yaklaşık 16 saat” oruç tutacağız!..
Bunun “hikmet”ini kavramaktan aciz olanlar; zaman zaman niye hep “kısa kış günleri”nde değil de, “uzun yaz günleri”nde oruç tutulduğunu sorarlar.
Bilmezler ki; bunun “iki sebebi” vardır... Birincisi, “yılda 10’ar günlük oynama”larla, “yılın bütün günlerini Ramazan’la şereflendirmek”tir... İkincisi de; “İslâm coğrafyasında adalet” sağlamaktır... Düşünün hele; bizler “kısa günler”de oruç tutarken, dünyanın bir başka köşesindeki Müslümanlar “uzun günler”de oruç tutuyordu... Şimdi bizler uzun, onlar kısa tutuyor... Böylece; “dakika” ve “saniye” bile sektirmeden “adalet” sağlanmış oluyor!.. Sadece bu “hikmet” bile Cenab-ı Allah’ın ne kadar “Adil ve Mutlak” olduğunu görmeye yeterlidir...
Peki, bunları kime söylüyoruz biz?.. Dün, hem “Ramazan” ve hem de “Plaj” ilavesi veren “Aydın Doğan gazetelerinin yöneticileri”ne mi?!?.. Onlara bu “inceliği” nasıl anlatırız, anlatsak bile anlarlar mı?..
“Hem dinsellik, hem de cinsellik tüccarlığı” yapanlara “Ramazan” desen, sadece “Direklerarası”nı hatırlarlar!..
Ne mutlu, Ramazan’ı “oruç ve ibadet”le geçirenlere!..