Saadet, “Açılım” değil “Reform” istiyor!..
İki gün önce sekiz bakanla birlikte, Şanlıurfa’daydık.
AK Partili ekibin, bölge önde gelenleriyle gerçekleştirdiği “istişare” oturumlarını izledik.
Güneydoğu bu “açılım” meselesine nasıl bakıyor; talepleri, beklentileri nelerdir, yerinde görmeye çalıştık.
Oradan edindiğimiz izlenim şu ki; hükümet bu işe canla başla asılıyor.
Güneydoğulu da “açılım” çalışmalarından memnun; ucunu, bucağını, nereye varacağını göremese de “ne yapılsa kârdır” diye düşünüyor.
Terörden, kavgadan, huzursuzluktan bıkmış usanmış...
“Gözyaşının rengi yok”...
Güneydoğulu, “Çözülsün de nasıl çözülürse çözülsün” diyor...
•
Evet, Şanlıurfa’da özetin özeti böyle...
Diyarbakır’a gelince...
Burada da, Saadet Partililerle birlikteyiz...
Saadet, malûm son mahalli seçimde “yüzde 10”la üçüncülük çıkarttı Güneydoğu’dan...
Alanın AK Parti ve DTP (yani bağımsızlar) tarafından aşağı yukarı parsellendiği bir ortamda, yüzde 10 çıkartmaları önemli.
Demek ki, ciddi bir karşılıkları var.
Ve, çözüm sürecinde hesaba katılmamalarının imkanı yok.
•
Bu anlayışla, doğru Diyarbakır’a...
Uçakta Genel Başkan Numan Kurtulmuş ve diğer parti yöneticileriyle konuştuk...
İnişte, AK Parti’nin yereldeki temsilcileriyle bir araya geldik...
Saadet’in Başkanlık Divanı toplantısından sonra, sunumunu Kurtulmuş’un yaptığı “Gönüllü Birliktelik Projesi”ni dikkatle dinledik.
Sonrasında, bir de sokaktaki vatandaşla “açılım” muhabbeti gerçekleştirdik...
Bu “açılım” işine iyice motive olmuş durumdayız yani.
•
Tekrar olmasın, bunca dolaşmanın ardından AK Parti hükümetinin bu işe çok ciddi ve samimi bir şekilde asıldığına dair kanaatimizi dile getirmiştik.
CHP ve MHP’nin bütün söylemlerinde, çok açık bir “oy kaygısı” dikkat çekmekte.
Numan Kurtulmuş’un dün ifade ettiği gibi, “Bu iki parti, daha sürecin başlangıcında sert polemikler üretmeye çalışmakta”.
DTP’nin de en etkili isimleri aracılığıyla sürekli olarak “Öcalan’la diyalogdan” filan bahsetmekle “çözümü aslında istemediği” anlaşılmakta.
Bu süreçte, AK Parti’nin pozisyonuna ve felsefesine karşı çıkmakla birlikte,
Kurtulmuş’un dün açıkladığı “ortamı germeme”, “konuyu sulandırmama” ve “kamplaştırmaktan kaçınma” tavrını hassasiyetle sürdürüyor, Saadet...
•
Gördüğümüz kadarıyla, bu süreçte en rahat parti.
Güneydoğu meselesine ilişkin,
Milli Görüş hareketinin siyaset sahnesine çıktığı günden bu yana ısrarla işlediği çözüm teklifleri var, iktidar dönemlerinde bölgeye yaptıkları dünyanın yatırımı var, manevi kalkınma hamleleri var...
Bunlardan dolayı son derece “haklı” ve “hazırlıklı” görüyorlar kendilerini. Türkiye’nin ırkçılığa en uzak siyasi akımlarından biri olarak, sağduyulu Türklerin yanı sıra, Kürtleri de kavrayabiliyorlar.
Kurtulmuş’un dün ilan ettiği Gönüllü Birliktelik Projesi’ni habervaktim.com’dan takip ederseniz, Saadet’in gerçekten de söylenmesi “çeşitli kaygılardan dolayı” uygun görülmeyen bazı gerçeklere parmak bastığını ve talepleri dile getirdiğini göreceksiniz...
Buradan bir ikisini verecek olursak:
1- Başta, çocuklarımıza “andımız” gibi “ayrımcı” metinler okutmak gibi uygulamalara son verilmeli,
2- Din ve maneviyat eğitiminin önündeki bütün engeller kaldırılmalı,
3- Bölgenin Norşin, Tillo, Menzil gibi manevi merkezlerine kulak verilmeli,
4- Milletle hiçbir organik bağı olmayan, daha dün 1 Mart tezkeresinin geçmesini savunan, küresel odaklardan destek alan kesimlerin tezlerini öncelikle değerlendirme tavrından vazgeçilmeli,
5- Sivil ve askeri bürokrasinin bu sürece katkısı sadece TBMM üzerinden olabilmeli,
6- Öcalan muhatap alınmamalı,
7- Devlet, kişileri belli kalıplara uydurmaya çalışmamalı. Devlet, kişilerin tercihlerine karışmamalı,
8- Bu iş Sivil Anayasa’sız olmaz, bunun için hemen harekete geçilmeli.
•
Bütün bunlarla birlikte metnin tamamını okuduğumuzda, dikkatimizi fazlasıyla çeken konu, Saadet Partisi’nin “açılım meselesinde” çok rahat olduğunu ortaya koyuyor.
Sürecin kazananlarından birinin Saadet olması kuvvetle muhtemel.