Neden Bu Merak Ertuğrul Efendi?
Bakınız aklına ne düşmüş Ertuğrul Özkök’ün. Odan dinleyelim: “Merak edip arkadaşlara sordum. Son yıllarda ramazan ayında camiye gidenlerin sayısında bir artış var mı?
Arkadaşlarımın elinde araştırma verileri ve istatistiki bilgiler yoktu. Sadece gözlemlerimizle konuştuk. Çoğunun gözlemi ve izlenimi şuydu:
Ramazan ve cuma günleri camiye giden insan sayısında belirgin bir artış vardı.
Oysa iki yıl önce bazı camilerin imamları, cami cemaatinin azalmasından şikâyet ediyordu. Şimdiki durum acaba neydi? Doğan Haber Ajansı’na rica ettim. Bütün şehirlerdeki muhabirlerinden bu konuda bilgi istedim.”(*)
Rapor önüne gelmiş ama tatmin olmamış, açmış telefonu Diyanet’e. “Başkan dışarıda olduğu için basın işlerinden sorumlu yetkilisi Necdet Bal’la konuşmuş. O da yuvarlak bir lafla geçiştirmiş. Yani dikkat çekici bir artış yokmuş…
Bir de espiri aktarmış: “Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu’na bu soru sorulduğunda şu esprili cevabı veriyormuş:
“Ramazanda camilere gidip baksanız, tıklım tıklım. Sanırsınız ki dışarda insan kalmamış. Ama dışarı çıkıp baksanız, sanırsınız ki, camiye giden insan yok.”(*)
sonuç mu?
Bakın ne diyor?
“Yaptığım şu küçük araştırma, cami cemaatiyle ilgili sağlam sosyolojik araştırmalara ihtiyacımız olduğunu gösteriyor.
Eğer toplumun muhafazakârlaştığından falan söz ediyorsak, bu konuyu basit ve yanıltıcı olabilecek gözlemler değil, sağlıklı bilimsel araştırmalar üzerinde tartışmalıyız.”(*)
Vah Ertuğrul’um vah! Bugünleri de mi görecektin?
Elinde “Hürriyet” olacak ve sen avazın çıktığı kadar “irtica var, gericilik gümbür gümbür geliyor, ayağa kalkın çağdaşlar” gibi manşetler atamayacaksın…
Sıkıntını anlıyoruz. Sadece sormakla yetiniyorsun. Bu konuda “sağlam sosyolojik araştırmalara ihtiyacımız olduğunu” söylüyorsun.
Nedenmiş bu ihtiyaç?
“Toplumun muhafazakârlaştığını sağlam verilerle tartışmak” istiyorsun…
Vah Ertuğrul’um vah, böyle masum ifadelerle mi sunacaktın “toplumun muhafazakarlaşmasını”?
Sahi onu niye merak ediyorsun?
Ne olur toplum muhafazakarlaşırsa?
Korkun ne?
İçki satışları azalırsa, uyuşturucu azalırsa, fuhuş azalırsa, cinayetler azalırsa, terör, tiner, kapkaç, hırsızlık, yankesicilik azalırsa, bundan topluma ne zarar gelir? Endişen ne?
Ha, anladım, sen “dindar adam daha ahlaklı olur” sözüne de çok kızıyorsun. Ama Ertuğrul Efendi, kızsan da gerçek böyle işte, ne yaparsın. Bakın Akif merhum ne diyor:
Ne irfandır veren ahlaka yükseklik, ne irfandır,
Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandır.
Seni kızdıracak ama, bunu kanıtlayan bir de misal vereyim. İşte İmam Hatip Liseleri, daha dindar olduklarından, oradan terörist çıkmıyor, vatan haini çıkmıyor. İçki, uyuşturucu, fuhuş oralarda diğer okullara göre orantısız temiz. Nasıl izah edeceksin bunu?
Doğuda PKK terörüne ve bölücülüğe en keskin tavır dindarlardan geliyor. Tasavvuf ve medrese çalışmaları, İmam Hatipler ve dindar cemaatler ırkçılık ve bölücülüğe bir etkin fren oluyor oralarda. Kızsanız da gerçekler böyle.
Hatta yaygın bir kanaat var; kimi derin güçler, “dindar olmasın da sosyalist, ırkçı, terörist olsunlar, böylece irtica tehlikesinden emin oluruz” diye bölücü ve yıkıcı örgütlere gizli açık destek vermişler. Mesela Hizbullah’ı kimin kurdurduğu hakkında daha doyurucu bilgiler var şimdi. PKK Ergenekon ilişkileri araştırılıyor. Kimi itirafçılar ve bazı belgeler açık açık söylüyorlar bunu.
Ve sen hala dindar muhafazakarların sayısının artıp artmadığını merak ediyorsun. Sağlam veriler istiyorsun.
Bunları geçelim de sonuca gelelim: artış olursa sevinecek misin, yoksa Yalçın Doğan gibi üzülecek misin?
O da şu mealde bir şeyler yazmıştı bir zamanlar, “bizim zamanımızda öğrenciler namaz kılmazdı. Şimdi Cuma günü camiler dolup taşıyor. Sen öğrencisin kardeşim, ne işin var camiyle, cemaatle, namazla. Okuluna bak, kızlarla seviş, oyununu oyna. Geleceğe bakıyorum da korkuyorum.”
Sen de “babam gibi olamam” diye mi korkuyorsun yoksa? Hani yazıya şöyle başlamışsın: “RAHMETLİ babam kelimenin tam anlamıyla bir “cuma ve ramazan Müslümanıydı”. Günde 4 paket sigara içerdi. Yetmişli yaşlarına kadar hemen her gün rakısını içmişti. Ancak ramazan gelince, ay boyunca orucunu hiç aksatmaz, teravih namazını da her gece başka camide kılmaya gayret ederdi.”
Ne hayırlı evlatmışsın, nasıl da hayırla yad etmişsin babanı?
Anayasal hakkındır, cevap vermeyebilirsin, ama içimden sormak geldi, sahi sen nasılsın Ramazanla? Teravih kılıyor musun? Cami dolaşma huyun var mıdır? “rakıyla aran nasıl?” diye sormayacağım, sen de söyleme tavsiyemi dinlersen. Günaha şahit tutmak hayrına olmaz insanın.
Benim gönlüm senin “cuma ve ramazan Müslümanı” değil, her anın müslümanı olmandır. Emin ol, ben buna çok sevinirim. Bunda korkulacak bir şey yok. Bilakis mutlu olacak çok şeyler var.
Evet, isterseniz sağlıklı araştırmalar yaptırınız, ama şu kesin; istikbal İslam’ın olacaktır. Allah nurunu tamamlayacaktır. Bu cümlenin bir de gerisi var ve onu bütün Müslümanlar bilir.
Kulak verin, yazıyı okuyanlar söylüyorlar işte…