Yunus Vehbi Yavuz

Yunus Vehbi Yavuz

İNSAN MÜHENDİSLİĞİ NE SOYUNMA ŞİRKİ

İNSAN MÜHENDİSLİĞİ NE SOYUNMA ŞİRKİ

Şirk sadece maddeden imal edilen suretlere tapmak ve onları Allah’ın ortağı kabul etmek değildir. Şirkin çok çeşitleri vardır. Mala tapmak, kadınlara tapmak, mevki ve rütbeye tapmak da şirk çerçevesindedir. En önemlisi insan mühendisliğine soyunmak, insanı özgür yaratan Allah’ın işine karışarak ona insan kafasına göre şekil vermek, şekil vermeye çalışmak, onu özgürlüğünden alıkoymak da şirktir.
Fakat insanlar bunun farkında değillerdir. Kulluk ile ilahlık arasında ki ince ve hassas çizgiyi anlamak ve ona göre kulluk çerçevesinde kalmak, bu çerçeveyi aşmamaya çalışmak da gerçek anlamda bir kulluk şeklidir.
İnsan insanın kardeşidir. Aynı ana ve babadan gelmiştir tüm insanlar… “Hepiniz Âdem’in oğullarısınız, tarağın dişleri gibi eşitsiniz.” Burmuştur sevgili Peygamberimiz… Bu eşitliğe riayet etmek de kulluktur, kulluğu anlamaktır. İnsan olma noktasında insan insanın kardeşidir.
İnsan, insanın kardeşi olduğuna göre, onunla ferdî ve sosyal anlamda ilişkiler içine girer. Bu ilişkiler olmadan zaten insanlık ailesinin devamı mümkün değildir. İnsanların birbirinden yararlanmaları kaçınılmazdır. Çünkü her insan diğerinden farklıdır, değişik kabiliyet, beceri ve beyin yapısı ile donatılmıştır.
İnsan insana yardım eder ve etmelidir. Bu yardım ekonomik olabilir, fizikî olabilir, ruhsal olabilir, öğretim tarzında olabilir, eğitim tarzında olabilir. İnsan bir bakıma zayıf bir varlıktır.
Bu, dünya hayatının devam edebilmesi için bir tür zarurettir. Zira insan ne kadar zeki, ne kadar bilgili, ne kadar zengin, ne kadar güçlü olursa olsun, diğer insanlar olmadan, yaşamak için gerekli olan ihtiyaçlarını gideremez, hizmetleri elde edemez.
O halde, insanların tümü bu noktada eşittirler; tüm insanlar bir bakıma acizlik içindedir. Bir birinin yardım ve desteğine muhtaçtırlar. Bir yönden üstün olan ve kabiliyetli olan bir kişi, başka yönlerden eksiktir. Bu eksiğini diğer insanlar karşılar.
Bu sebeple, insan insanı şekillendirme ve onu bir tür kulu gibi kabul ederek kullanma gafletine düşmemelidir. İnsanın insan mühendisliği yapması kendini tanımamaktır. Kulluğunu idrak etmemektir. Kendini tanımayan kişi ise Rabbini de tanıyamaz.
İnsan kul olduğunun farkına varmazsa, diğer insanların mühendisliğine de kalkışır. Oysa insanın tek bir mühendisi vardır. O da ulu Allah’tır. Bilmek gerekir ki, insan mühendisliğine kalkışmak, Allah’ın alanına girmeye çalışmaktır; gerçekten şirktir. Çünkü insanı yüce Allah yarattı, ona şekil verdi, ruh verdi, akıl verdi, değişik kabiliyetler verdi.
Ancak, dikkatimizi çeken bir husus vardır, o da şudur: Allah kulunu istediği gibi şekillendirme imkânına sahip olmasına rağmen, insanları ruhen ve fikren şekillendirmedi. Belki onları serbest bıraktı; onlara model ve örnek olmak üzere kâmil insanlar gönderdi. Bunlar da Allah’ın peygamberleri ile veli kullardır.
Bunun anlamı şudur: İnsan kendi iradesi ile esas şeklini bulacaktır, insanın insanı şekillendirmesi doğru değildir. Çünkü insan, noksanlıkla muallel bir varlıktır. Kendisi gibi bir varlığı şekillendirmeye koyulunca, onu noksanlaştırmış da olabilir. Allah bu yetkiyi insanlara vermemiştir. Hatta peygamberlere bile insan mühendisliği yetkisini vermemiştir.
Peygamberler sadece insanlarla Allah arasında birer elçi olarak seçilmişler, birer model olarak görev yapmışlardır. Onlar, Allah kullarını hangi istikamete yönlendirmek istemişse, bununla ilgili mesajları alıp kullarına tebliğ etmişlerdir.
İnsanın hayatına, beynine, kalbine hükmetmemişler, belki Allah ile aradaki tüm perdeleri ve engelleri kaldırarak gerçekleri öğrenmelerini ve eğitilmelerini sağlamışlardır.
İşte insanlara düşen görev, kardeşlerinin bu kabiliyetlerinin gelişmesine yardımcı olmak, işlerinde ve yetişmelerinde onlara destek olmak, kendi değerlerini onlarla paylaşmaktır. Bunu yapan toplumlarda gelişme ve değişmeler olmakta, medeniyet kurulmakta ve yanlışlardan kurtulma imkânı bulunmaktadır.
Bu sebeple, insan mühendisliğine soyunanları hafif beyinli, eksik zekâlı, cahil ve kendilerini Allah’ın yerine koyarak, hatta onunla çatışarak, onun kullarına şekil vermeye kalkışmaktadırlar. Bunu yapmak ise katıksız bir şirktir. Hatta Puta tapanların şirkinden de birer derece ileridedir. Şirk ise en büyük günahtır.
Hafif beyinli bu zavallı kullar, insan mühendisliği yerine, insanı keşfetmeyi öğrenmeli, onu daha iyi tanımalı, ona ilahi bir varlık gözü ile bakmalı ve bu günahı mutlaka bırakmalıdırlar.
İnsan mühendisliğine soyunanlar, Allah’ın çizdiği sınırdan da ileriye giderek, onun kabiliyetlerini baskı altına almakta, zekâsına ve aklına engel koymakta, onu, eksik ve zayıf olan kendilerine göre şekillendirmeye çalışmaktadırlar. İşte bunu yapanlar büyük günahların en büyüğünü işlemektedirler. Bundan mutlaka vazgeçmelidirler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yunus Vehbi Yavuz Arşivi