Kader mi ihmal mi?
Acımasızca devam eden “terör”e ilaveten yaşadığımız “sel felaketi” hepimizi derinden sarstı.
Bazılarımız buna “kader” değil, “ihmal” diyor.
Bu, hem “ihmal”, hem de “kader”dir.
İkisi bir arada olur mu?
Evet olur.
Çünkü, “ihmal” de “kader”in içindedir, “tedbir” de.
Kainatta hiçbir şey “kader” çizgisinin dışında cereyan etmez ki!..
Tedbir alanın da yaşadığı kaderdir, ihmal edenin de.
Ama tedbir alan sorumluluktan kurtulur, ihmal eden sorumlu olur.
***
Peki geride kalanların suçu ne?
Teröre veya afete kurban gidenlerin geride bıraktıkları eşler, çocuklar, anneler, babalar, kardeşler, bunların ne suçu var da, Allah bu acıyı onlara çektiriyor?
İşitiyoruz, feryatları gerçekten yüreğimizi dağlıyor:
“Dünyamız yıkıldı... Hayatımız zehir oldu... Biz sensiz nasıl yaşarız...” benzeri feryatlar!
Kolay değil, ateş düştüğü yeri yakar ve bu çetin bir imtihan!
Hayatta herkes bir şekilde imtihana tabi tutuluyor.
Bu yaşananlar da o “imtihan” çeşitlerinden biridir.
***
Taziyelerde hafızların, hoca efendilerin devamlı okuduğu bir ayet var:
Bakara suresindeki 155.ayet.
Çoğu yerde lafız (arapça metin) olarak bu ayet cenaze evlerinde kıraat edilir, sonunda da “el-fatiha” denir, “taziye” biter!
Kimse (istisnalar hariç) bu okunanların ne anlama geldiğini bilmez, düşünmez.
Merak edip öğrenmek de istemez.
“Üç ihlas, bir fatiha” rahmetlinin ruhuna göndererek görevini tamamladığına inanır.
Ama ölüme konu olan bu tür olayları değerlendirmeye gelince mangalda kül bırakmaz.
Böyle “kader” olmaz, “olmaz olsun bu kader” gibi “isyan” kokan yaklaşımlarla “kader”i devre dışı bırakmaya çalışır.
Az önce okunan ayetlerden habersiz, onun anlamına, ruhuna aykırı yorumlar yapar.
“İlahi takdir”in kullar için “irade” buyurduğu “imtihan” faktörünü hiç dikkate almaz.
“İbret” alıp “ders” çıkarmaz.
***
Oysa okunan ayetlere merak edip bir bakıverse iş çözülecek.
Ya da ayetleri kıraat eden kişi bunun meâlini/açıklamasını da yapıverse iş bitecek.
Ve Yüce Allah’ın şöyle buyurduğunu görüp insan rahatlayacak:
“Andolsun ki, sizi bazen çetin korkularla, bazen açlık ve yoksullukla, bazen de servetinizi, sağlığınızı ve ürünler(yada zürriyet)inizi elinizden alarak imtihan edeceğiz, sabredenlere müjdele!”
Evet, Rabbimiz imtihan ediyor.
Bu imtihan sonucunda da sabretmeyi öğütlüyor.
***
Altından kalkamayacağımız, güç yetiremeyeceğimiz imtihanı Rabbimiz bize yüklemesin!
Ölenler öldü.
Onlar, Allah yolunda yaptıkları ve yaşadıklarıyla kurtuldular...
Ya da bunları öteledikleri için ölüme hazırlıksız yakalandılar.
Aynı durum bizim de başımıza gelebilir.
Bunların hepsi bir “imtihan”!
Bize düşen, bu “olaylar”dan ve eğer varsa “ihmaller”den “ders” çıkarıp “tedbir” almak, ani ölümlerden “ibret” alıp hazırlıksız yakalanmamak ve başa gelenlere “sabır” gösterip “müjde”ye nail olmaktır.
Ölenlerimize rahmet, kalanlarımıza sabır diliyoruz.
Milletimizin başı sağolsun
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.