MHP ve Türk Ocakları
“Açılım” hamlesi, “Milliyetçi Cephede” dikkat çekici bir ayrışma meydana getirdi.
“Milliyetçilerin” siyasi alandaki en büyük temsilcisi olarak öne çıkan MHP’nin yönetimi,
“Açılım”ın kendilerine tarihi bir fırsat sunduğunu düşünüyor.
Hesaba göre, bu süreçteki her şehit haberi “oy artışı” anlamına gelecek!..
“Sınırsız ajitasyon” MHP’yi en azından “ikinci parti” konumuna yükseltecek!..
•
Bu camianın etkin ve saygın müessesesi Türk Ocakları ise “ülke çıkarlarını” önceleyen bir tavırla dikkat çekti.
Türk Ocakları Genel Başkanı Nuri Gürgür, MHP yönetiminin “Ulusalcılığa” kayan tavrının aksine “Milliyetçi” bakış açısıyla; “Sorunun çözümü elzemdir” dedi.
Ve muhalefet partilerini, çözümün önünü tıkamak yerine projelerini ortaya koymaya davet etti.
•
Buradan, “açılıma tam destek” gibi bir mesaj çıkmıyor elbette...
Onun da endişeleri var;
Üniter yapımızın ve Türkçe’nin korunmayacağı her türlü formüle karşı çıkacağını ilan ediyor.
“Genel af” meselesinin ancak PKK’nın silah bırakmasından sonra tartışmaya açılmasını istiyor.
DTP’nin samimiyetsizliğine vurgu yaparak, “PKK uzantılarının ipiyle kuyuya inilmeyeceğini” belirtiyor.
•
Çekinceleri var ve bu çekinceler özde MHP yönetiminin dile getirdiklerine benziyor.
Ancak, MHP’den ayrıldığı bir nokta var:
Bu meseleyi dönemsel çıkar hesaplarının üzerinde görüyor!.. Ocağından önce ülkesini düşünüyor!..
Böyle yapmasaydı da...
MHP yönetiminin dümen suyuna girmiş olsaydı, bunca tepkiyi göğüslemek zorunda kalmayacaktı.
Gürgür için “çözüm isteyenlerin” destek mesajları elbette anlamlıdır ama “tabii çevreden” gelen tepki mesajları çok daha önemlidir.
O taraflardan bazılarının kendisini “ihanete ortak olmakla”, “davayı satmakla” suçlayacak kadar ileri gitmeleri fena halde can sıkıcıdır.
•
Gürgür’ün sırf, “Çözümün sorunu elzemdir, muhalefet, sorunu sadece iktidarın iradesine terk edemez. Her siyasî parti, kendi projesini ortaya koymalı” sözlerinden dolayı “tabii çevrenin” bunca tepkisine muhatap olması son derece düşündürücü değil mi?..
Hatırlarsınız;
Zamanın MHP’li Devlet Bakanı Sadi Somuncuoğlu, özgür iradesiyle Cumhurbaşkanlığına aday olmasından dolayı ne çirkin tavırlara muhatap olmuştu.
Korumaların dövüldüğü, Somuncuoğlu’nun da haylice hırpalandığı “Yönetim” saldırılarının, “Töreye uymayanın hali budur!”la izah edilişine faltaşına dönmüş gözlerimizle şahitlik etmiştik o günlerde.
Şimdi de “töre”ye aykırı davranmanın (!) bedelini ödeyen Nuri Gürgür; Türk Ocakları’nın Başkanı.
•
MHP yönetiminin, bırakın AK Parti’yi şunu bunu; en yakın çevreden gelen “Haklısınız ama çözümsüzlük de çözüm değil ki, varsa başka projeniz ortaya koyun” çağrılarına bile tepkiyle yaklaşmasının anlamı nedir?..
Kendisiyle kapsamlı bir söyleşi gerçekleştirdiğimiz Bahçeli’nin “dâvâ” arkadaşı Prof. Dr. Turan Güven’in deyişiyle, “Bugünkü durum aynen devam etsin. Her gün acı haberler almaya devam edelim. Bu çatışma hiç bitmesin, terörden rant elde edenlerin saltanatı da sürsün gitsin”den başka izahı var mıdır bu tavrın?..
•
Varsa...
İster yönetimden olsun ister olmasın...
Herhangi bir MHP’li...
Daha fazla kan akmasını engelleyebilecek, kaynaklarımızın heba olmasına son verebilecek “yolu” gösterebilirse...
O yoldan ilerlemeye hazırım!..
“Ölen Mehmet ölsün, kalan Mehmetler bizimdir” yaklaşımı benim dünyama çok uzak!..