Bu salı akşamı CNN/Doğan'da acayip bir program vardı...
"Tarafsız bölge" isimli programın tarafsızlığına bayağı güldüm...
Teşbihte hata olmaz derler, elbette olmamalı... İhtida ederek sağ kesimden sola fırlayan Ahmet Hakan sunucuydu...
Televizyon kanalı medya imparatoru Aydın Doğan'a ait...
Programcı Ahmet Hakan Coşkun, Aydın Doğan'dan ücret alan yazar ve sunucu...
Geceye, yani toplantıya katılan muhteremler ise şu isimler:
Oktay Ekşi: (Aydın Doğan'ın Hürriyet gazetesinde başyazar).
Tufan Türenç: (Aydın Doğan'ın Hürriyet gazetesinde köşe yazarı).
Haluk Şahin: (Aydın Doğan'ın Radikal gazetesinde köşe yazarı).
Derya Sazak: (Aydın Doğan'a ait Milliyet gazetesinde köşe yazarı) telefonla katıldı...
Fazla ayıp olmasın diye gerçekten tarafsız, Taraf gazetesi yazarı Alper Görmüş...
Bir de bitaraf ve aynı zamanda sağ görüşlü, gazeteci Nazlı Ilıcak...
Ahmet Hakan, bu kadar yanlış yapmazdı... En azından Bekir Coşkun'u, özdemir İnce'yi, Yalçın Doğan'ı, Mehmet Y. Yılmaz'ı, Yalçın Bayer'i, Ruhat Mengi'yi, M. Ali Birand'ı, Zafer Mutlu ve diğer silah arkadaşlarını da çağırırdı, maalesef unutmuş...
5-2 dengesi eminim patronu rahatsız etmiştir...
Bu kadar askerim varken 5 kişiyle savaş meydanına çıkılır mı diye çok huzursuz olmuştur...
Adına bakmak yeter:
'Tarafsız Bölge'...
Komedi programı olsa bayağı denk düşerdi... Amma mesele Başbakan'ın sert hitabeti olunca, hiç yakışmıyor...
Başörtüsü meselesine çözüm babında Anayasa'da değişiklik yapan kanun tasarısı Meclis'ten çıkınca manşetler fıttırıverdi...
"Kaosa kalkan 411 el!.."
Hele bunu bir tahlil edelim... Meclis'teki oylamayı hepimiz ekrandan seyrettik... Hiç el kalkmadı... çünkü oylar yazılı olarak atıldı sandığa...
Kalkmayan elleri "kalktı" gösteren kartelciler bunu bilmezler mi?
Bilirler amma, kör olası evladü-ıyal meselesi var...
Ayrıca, öfke boşaltma heyecanı...
Aydın Doğan'ın A.H.C. komutasındaki medya askerleri sözkonusu toplantı programında rövanş alacaklardı, amma olmadı...
Alper Görmüş, gerçekten gümüş gibi, altın gibi sözler söyledi...
Tabii manga komutanı A.Hakan hoşuna gitmeyen sözleri sudan bahanelerle kesti...
Amma kurtulamadı...
Nazlı Ilıcak tutarlı sözler söylemeye gayret ettiyse de Tufan Türenç konuşturmamak için elinden geleni yaptı...
Doğan medyanın kalemli askerleri, Tayyip Erdoğan'dan daha sert konuştular ki, elbette ücretlerine zam gelecektir...
Bekledim ki illegal basın konseyinin başı, sayın Ekşi Oktay yaşının ve tecrübesinin hakkını versin, gereksiz ithamlara müdahale eylesin...
Nerde???
Sanki yeni muhabirliğe başlayan bir gazetecinin göze girmesi gibi gayret gösterdi...
Ben bu eleştiriyi yapınca kimse yanlış fikre kapılmasın... Siyaset pazarında benim tezgâhım yoktur... Hiçbir partiye de ne kayıtlıyım, ne de fazla bir sempatim var...
Allah rızası için doğruları dile getirmek istiyorum...
Hele de Kamer Genç isimli Tunceli milletvekilini susturamayan, yaptığı hakaretleri sineye çeken AKP ile benim ne yakınlığım olabilir?
Dövsünler mi Kamer'i?
Asla... İnsan dövmek acizlerin, zorbaların sanatıdır... Tutarlı fikirlerle ağzını açamaz hale getirsinler... Prof. Yusuf Halacoğlu'ndan bilgi alsınlar, kim kimdir açıklasınlar yeter...
Tabii Başbakan ve diğer AKP yetkilileri kartel medya mensuplarına özel muamele yaptıkları sürece daha fazlasını isteyecekler. Başbakanı, Cumhurbaşkanını, fırsat buldukça ağır eleştiri bombardımanına tutacaklar...
Karakterleri mantıklı olmayı engelliyor herhalde... Manşet manşet kükremekle ülkeye zarar verdiklerini dahi fehmedemiyorlar...
Tarafsız bölgeleri yeterli delil değil mi?
-------
Dinleyin şu dağlar, şu düzler konuşsun
Tarih, geceler ve gündüzler konuşsun
Medya sisteminin baş talebidir bu
İnsanlar siz susun, öküzler konuşsun.