Serdar Arseven

Serdar Arseven

Teröriste sevda yolları, başörtülüye kurşunlar!..

Teröriste sevda yolları, başörtülüye kurşunlar!..

Cevval muhabirimiz İsmail Uğur yanımıza geliyor ve…
“Açılımdan desteğimi çektim abi!” diyor…
“Olur mu kardeş, bu mevzu fevkalade önemli, plânlanan adımlar atılabilirse akan kan duracak, teröre giden kaynaklar bundan böyle kalkınmaya akacak, millet-devlet kaynaşması sağlanacak…
Vesaire vesaire olacak!..”

Biz böyle klişelerle “açılım” propagandası yapaduralım, İsmail Uğur’un hâli; Hayati Yazıcı ile toplu görüşmeden çıkmış memur sendikacısı misali…
“Hayrola İsmail!..”
diyerek yokladığımızda bir döküldü ki…
Efendim;
İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile Türk Eğitim Derneği’nin (TED) düzenlediği etkinlikte
İsmail’e “Başlarım böyle açılıma!..” dedirten bir hadise meydana gelmiş…
Anadolu’nun bağrındaki…
“Açılıma destek” oranının düşük olduğu illerden birindeki alışveriş merkezinde, (ismi lazım değil) bir “Doçent” konferans verecekmiş…
Bu doçent; ilim, bilim adamı ya…
Bir bakmış salonun muhtelif yerlerinde “başörtülü” izleyiciler var…
Orada bulunan ve de “Açılım Önderleri” tarafından göreve getirilmiş olan Devlet Erkânı’na “Bu şartlar altında konferans veremeyeceğini” söylemiş!..
Onlar da….
Elli kadar başörtülüyü “dışarı” çıkarmış!..

Bizim İsmail, feryat figân;
“Abi; barış olsun, kardeşlik olsun, açılım olsun diye dağda devlete silah sıkmış adama bile af çıkarmaya çalışıyor ve alayını şehre davet ediyorken…
Başörtülüleri, hem de alışveriş merkezinde düzenlenen konferanstan dışarı atıyoruz!..
Dağdakine öyle, başörtülüye böyle!..
Milletle devleti böyle mi kaynaştıracağız?!.
Bu tabloyu izleyen kardeşim, açılıma nasıl destek versin?!.
Ben nasıl vereyim?!.”

İsmail, anlattı da anlattı…
Vali’yi nasıl sıkıştırdığını, İl Milli Eğitim Müdürü’nü, TED yetkililerini şunu bunu…
Her aradığının önce olanı biteni inkâra yeltendiğini, sonra da itiraf moduna girdiğini söyledi o taşkın ruh haliyle.
Geldiği nokta; o saçma sapan “kamusal alan” hassasiyetinin ve birtakım kamu görevlilerinin “kelle korkusunun” böylesine berbat bir sonuca yol açtığı…
Ve “açılım” konusundaki ümitlerinin iyice azaldığı!..
“Bu ne iştir abi; herkesin meselesi çözülüyor, sadece bizim meseleler çözülmüyor bir türlü” demekte, dertli dertli.

Ah İsmail kardeşim; yoksa sen…
Yoksa sen…
“Açılım”dan senin ve bizlerin birinci derecede hassas olduğumuz meselelere çözüm mü beklemiştin?!.
“Kısa vadeli”, “Orta vadeli” çözümler mi ummuştun?!.

Yok yok…
Şimdilik vaziyet, şarkıdan mülhem:
“Teröriste sevda yolları, başörtülüye kurşunlar!..”

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi