Din adamları neden susuyor?
“Din elden gidiyor” döneminden “laiklik elden gidiyor” dönemine doğru hızla ilerliyoruz.
Post modern darbe sevdalıları Türkiye’yi yeni bir 28 Şubat sürecine sokma gayretlerini artırarak devam ettiriyorlar...
Başörtüsünün üniversiteye girmesiyle laiklik yerle bir olacak, Türkiye’nin yönetim şekli değişecek, hatta Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türkiye İslâm Cumhuriyeti olarak değiştirilecek!
Başları örten bu örtünün nelere kadir olduğunu bilmiyordum!
Onu da öğrenmiş oldum!
Başörtüsü dini bir mesele ve tartışma götürmez bir ilahi emir.
Aynı zamanda bir insan hakkı...
İsteyen buna inanır, istemeyen inanmaz!
Ancak başörtüsünü takanlar bunun ilahi bir emir olduğuna şüphesiz inanıyor...
Peki, size ne oluyor?
Konu dini bir konu olduğuna göre kimin konuşması lazım?
Din adamlarının, Diyanet’in, yani gerçek ilahiyatçıların...
Ancak bunların dışında ağzı olan herkes konuşuyor...
üç beş tane sözde bilim adamı, birkaç tane pornocu gazetelerin köşe yazarları, birkaç tane bulanık suda balık avlamayı düşünen sivil toplum temsilcisi ortalığı velveleye veriyor, açıklama üstüne açıklama yapıyor, toplumu gerecek yazılar yazıyor; ancak Diyanet’ten tek bir açıklama gelmiyor!
Konuşanlara da bakılırsa ‘ıh mıh’tan başka bir şey de duyulmuyor.
Neden Diyanet kendisini ilgilendiren bir konuda doğru dürüst açıklama yapmıyor?
Neden konu ile ilgili bütün din adamlarını toplayıp; “Hey millet bir saniye, durun biraz, bu bizim konumuz” demiyor?
Neden toplumu gerçek anlamda bilgilendirmeleri gerekirken başkalarının konuşmasına zemin hazırlıyor?
Şimdi diyeceksiniz ki; “Diyanet yıllar önce fetvasını vermiş!”
Doğru!
Ama bütün toplumu bu ilahi emirden haberdar edecek etkinlikler yapmalı...
Bütün gündemi dolduracak seminerler, konferanslar vermeli...
Kısacası binlerce personeli olan bu camianın sesi dik ve yüksek çıkmalı...
Bugün ‘biz kaç kişiyiz’ diyenlere sizlerin de kaç kişi olduğunuzu gösterme zamanı değil mi?
Yoksa yanılıyor muyum?
BEYNİ YUMRUKLAYAN YAZILAR
Bir adam okyanus sahilinde yürüyüş yaparken, denize telaşla bir şeyler atan birine rastlar. Biraz daha yaklaşınca, bu kişinin sahile vurmuş denizyıldızlarını denize attığını fark eder. Ve “Niçin bu denizyıldızlarını denize atıyorsunuz” diye sorar. Topladıklarını hızla denize atmaya devam eden kişi, “Yaşamaları için” yanıtını verince, adam şaşkınlıkla “İyi ama burada binlerce denizyıldızı var. Hepsini atmanıza imkân yok. Sizin bunları denize atmanız neyi değiştirecek ki?” der. Yerden bir denizyıldızı alıp denize atan kişi, “Bak onun için çok şey değişti” karşılığını verir...
NüKTELİ SATIRLAR
Dünyanın gelişmiş ülkeleri bir araya gelmişler. Bir gün, en son teknolojilerle üretilmiş bir bilgisayara bütün ülkelerle ilgili verileri yüklemişler ve sormuşlar: “Dünyanın sahibi kim olacak?”
Bilgisayar uzun süre bilgileri değerlendirmiş ve büyük an gelmiş. Nefesler tutulmuş. Bilgisayar, sonucu yazıcıya göndermiş. Hakem heyeti sonucu ilan etmiş: “Türkiye”.
Herkes şaşırmış. Mutlaka bir yanlışlık olmuştur düşüncesiyle aynı soruyu bir kez daha sormuşlar. Bilgisayar uzun süre çalıştıktan sonra sonucu yazıcıya göndermiş: “Türkiye”.
Tüm dünya şoka girmiş. Birisinin aklına “niye?” diye sormak gelmiş. Herkes bu fikri beğenmiş ve bilgisayara sormuşlar: “Niye?”
Bilgisayar sonucu yazıcıya hiç düşünmeden göndermiş.
“Herkes bir gün uzaya çıkacak ve dünya Türklere kalacak.”
GüNüN SöZü
Bu dünya bize atalarımızdan miras kalmadı. Biz onu çocuklarımızdan ödünç aldık.
Afrika Atasözü