Kara Harekatı ve Türban'a Takılanlar

Kara Harekatı ve Türban'a Takılanlar

Uzun bir aradan sonra, askerlerimiz kuzey Irak’a girerek bölücü örgüte dönük operasyonların hava harekatıyla sınırlı kalmayacağını gösterdiler..Haber ajanslarına düşen ilk haberler, yaklaşık üç bin askerimizin sınırı geçtiği yönünde..Bu sayı, operasyonun dar ve sınırlı bir alanda , bir nevi nokta operasyonu şeklinde olacağını gösteriyor.

Nedense bizde bu tür operasyonların başarısı, hep etkisiz hale getirilen terörist sayısıyla ölçülüyor.Tesirsiz hale getirilen teröristlerden ise, öldürülen veya yakalanan örgüt mensupları anlaşılıyor. Bu kıstas yanlıştır.çünkü ölen veya yakalanan örgüt mensuplarının dışında etkisiz hale getirilen çok daha fazla militan var.Asıl etkisizleştirilenleri operasyonların psikolojik etkisinden yılgınlığa düşen, korkan,ümidini kaybeden militanlar oluşturuyor.Onun için şimdiden pusuya yatıp, ölü sayısı hesabı yaparak harekatı küçümseyen, bilerek veya bilmeyerek psikolojik etkilerini azaltmaya çalışanlara aldanmamak gerek.

İnsanların yatağında bile üşüdüğü bir mevsimde, eksi yirmi derecede böylesine bir operasyona kalkışmak, her şeyden önce büyük cesaret işidir. Türk askeri kışın operasyon yapamaz diyenlere de verilmiş en güzel cevaptır.Bırakınız sonuçlarını,yapılması, yapılmaya teşebbüs edilmesi bile başarıdır.Onun için hayatında mantar tabancasından başka silah görmemiş adamların stratejik analiz adı altında yaptıkları çözümlemelerin hiçbir inandırıcı yanı yoktur.

Nitekim,Genelkurmay başkanlığının yaptığı ilk açıklamalar da, düşüncelerimizi teyit ediyor. Beş askerimizin şehit edildiği, 44 PKK militanının etkisiz hale getirildiği ilk gün bilançosu askerin bilinçli olarak sınırı geçtiğini, aldığı veya yaptığı istihbarata göre hareket ettiğini ve gittiği yerde ne ile karşılaşacağını bildiğini gösteriyor.Beş askerimizin şehit düşmesi elbette ki üzüntü vericidir. Ancak hiçbir savaş şehit verilmeden,risk alınmadan, ölümleri göze almadan kazanılmaz.Bedelsiz vatan yoktur.Bu topraklarda adam gibi yaşamak istiyorsak şehitlerimiz de gazilerimiz de,başka tür kayıplarımız da olacaktır.Bize düşen karar mekanizmalarının arkasında durarak, terör yoluyla irademizi kırmaya çalışanlara en güzel cevabı vermektir.

Milletlerin tarihinde çok sık olmayan bu tür olaylar karşısında bile saplantılarından kurtulamayanlar var.Askerimiz bir başka ülkenin sınırları içerisinde son derece zor şartlar altında bir namus mücadelesi veriyor, yeni şehit cenazeleri geliyor, buna rağmen bazılarının gündemi hiç değişmiyor.Bunca olaya, bunca gelişmeye rağmen, daha hala dikkatini başörtüsüne mıhlayan, yasakçılığın devamı için çırpınıp duran aymazlar var.Bu tarihi dönemeçte bile sorumluluk duygusu taşımadan hareket edenlere bilmem ki ne demeli? Türkiye yarı savaş halinde iken kaos tacirliği yapmak Cumhuriyeti veya laikliği kollamak değil, olsa,olsa bu ülkeyi arkadan vurmaktır.

Hiç olmazsa şu süreçte susmayı bilmek gerekirdi.




Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi